XII. || bir miktar özgürlük

1.8K 236 111
                                    

Yelkovan ve akrebin yarışını izlemek sıradan bir rutin haline gelmişti BT21 koğuşunda. Saatler geçmiş olmasına rağmen koğuş kapısı hala açılmamış, Jungkook hala gelmemişti.

Altı arkadaş masanın etrafındaki yerlerinde huzursuzca kıpırdanmaya başlamış olmalarına karşın içlerini kötü bir his kaplamıştı.

Bu hissi ilk dile getiren açık sözlülüğüyle nam salmış Hoseok oldu.

"Ya acaba bizim miniği başka bir cezaevine mi sevk ettiler? Böyle bir şey mümkün mü ki? Yani direkt sevk edilebilir mi?"

"Gergin olan ortamı daha da germesene Hope. Tüm tırnaklarımı yedim zaten, ne berbat bir şeymiş bu beklemek."

Jin ayaklanıp volta atmaya başladı cümlesinin ardından. Bu kadar uzun sürmemesi gerektiğini düşünmeden edemiyordu, bir şeyler ters gidiyordu.

"Ben dayanamayacağım."

Jimin diğerlerinin şaşkın bakışları eşliğinde hızla ayaklanıp koğuş kapısına adımladı ve ufak parmaklıklı aralığa yaklaştı.

"Merhaba?"

Kapının hemen dışında telefonuyla ilgilenen Joon Lee duymayı beklemediği sesle irkilip oturduğu yerden kalktı ve Jimin'in görüş açısına girdi.

"Bir problem mi var?"

"Ah Joon Lee! Seni gördüğüme ne kadar sevindim bilemezsin."

Joon Lee çatık kaşlarıyla Jimin'in görünen gözlerine bakmaya devam ediyordu. Cevap vermeyince Jimin devam etti.

"Bizim minik saatler önce mahkemeye gitti ama henüz dönmedi. Acaba- acaba bir şey mi oldu?"

Joon Lee, soruyu kavramak için biraz düşündü. Birinin mahkeme için çıktığından haberi yoktu, vardiyası henüz yeni başlamıştı.

"Jungkook'un karar mahkemesi bu gün müydü?"

Jimin ufak aralığın ardından başını sallayıp gardiyanı onayladı. Ufak aralıktan bakabilmek için parmak ucunda duruyordu ve bacakları ağrımaya başlamıştı.

"İdareye gidip sorayım bir... Siz bekleyin- gerçi beklemeyip de ne yapacaksınız, benimki de laf işte. Her neyse gidip geliyorum hemen."

Joon Lee gözden kaybolduğunda Jimin dönüp arkadaşlarının yanına oturdu, bir haber geleceği için içleri rahatlamıştı.

"Kook'un başına bir şey geldiyse yemin ederim firar ederim."

"Saçma saçma konuşma Yoongi. Şimdi biri duyacak hücreyi boylayacaksın."

"Ne yapayım hyung? Stresten iki günlük sigarayı iki üç saatte içtim bitirdim. Bir mahkeme nasıl bu kadar uzun sürebilir aklım almıyor, kesin bir şey oldu. Belki araba kaza yapmıştır ya da mahkeme salonu yıkılmış herkes enkaz altında kalmıştır."

Yoongi türlü felaket senaryolarını peş peşe dizip herkesin içini daha da karartırken nihayet bekledikleri haberin sahibi gardiyan Kim Joon Lee geldi.

"Jimin? Ya da her hangi başka birisi?"

Yoongi hepsinden önce kalkıp kapıya yaklaştı ve tıpkı Jimin gibi parmak uçlarında yükselip Joon Lee ile göz göze geldi.

"Yoongi hyung, sen misin?"

"Evet benim Lee. Ne olmuş söyler misin?"

IDYLLIC pt. 1  || vmin Where stories live. Discover now