XI. || duygusal olmayan duygusal olaylar

1.9K 237 80
                                    

*Jimin*

Pekala, sanırım burası sandığım kadar berbat olmayabilir. Her gün farklı bir olay yaşadığımızdan söylüyorum bunu, inanın.

Üç Büyükler'in burada olma sebebi Yuta'nın koğuşumuza gelmesinin üzerinden yirmi dört saat geçmişti bile. Kendisini ortalıklarda fazla görmüyorduk, tüm gün üst katta oluyordu. Yemeğini Hoseok hyung'un hatırı için sırayla götürüyorduk.

Avludaki masada kurulmuş bir şeyler çiziyordum yine. Yıllardır resim çizmiyor, elime kalemi almıyor oluşuma rağmen burada günlerin geçmesini sağlamak için bir şeylerle uğraşıyor olmak gerekiyordu ve ben sanırım iyi gidiyordum.

Masada karşıma oturmuş sigara içen Yoongi hyung, bazen küfürler savuruyor bazense yaşadığı hayata lanet ediyordu. Yuta'nın gelişini henüz sindirmiş değildi.

"Çalıştığım barda satıcı bir çocuk vardı. Patron ne zaman onu dışarı atsa gidip arka kapıdan içeri sokardım tekrar. Her zaman patronlarının sert ama iyi adamlar olduğunu söylerdi. Sanırım sizin çeteden biriydi ve ben şu an o zamanlar deli gibi merak ettiğim patronlarla birlikte kalıyorum. Hayat sence de sürprizlerle dolu değil mi hyung?"

"Müsadenizle hayatın sürprizlerini sikiyorum."

Jungkook söylenerek avluya girdiğinde az önceki sorumu duymuş ve kendi tarzıyla cevap vermişti. Dünki avukat meselesinden beri keyifsizliği sürüyordu.

Yoongi hyung'un yanına oturup başını onun omzuna koydu ve derin bir nefes aldı. Üzgün olmasına karşın bunu iyi idare ediyor oluşuna sevinmiştim.

"Savunmanı hazırladın mı?"

Yoongi hyung'un sorusuna karşın elleriyle yüzünü kapatıp tekrar sesli bir nefes aldı.

"Yarın mahkemede 'Yüce Norveç adaletine sığınıyorum' diyip geri oturmayı planlıyorum, sen gelmiş savunma diyorsun hyung."

Yoongi hyung sırıtıp eliyle Jungkook'un yanağını sıktırıp ufak bi tokat attı. Çizimi bir kenara koymuş karşımdaki ikiliyi izliyordum.

"Senin de çalıştığın çete büyük müydü çok?"

Soruma karşın ikisinin de gerildiğini fark ettim. Sanırım yanlış bir noktaya değinmiştim.

Jungkook başını Yoongi hyung'un omuzundan kaldırdı ve ellerini masanın üzerinde birleştirip bana baktı.

"Babam için çalışıyordum, yani aslında daha çok çalışmak zorunda bırakılıyordum."

Şaşkınlığımı gizlemek için gözlerimi ondan kaçırdım.

"B-baban mı? Avukatın olan baban?"

"Evet."

Susup konuyu kapatmam gerektiğini biliyordum ama meraklı yapım içten içe yumrukluyordu beni. Tekrar soru sormadan önce durup Jungkook'u süzdüm. Kötü bir aile yapısı olduğunu düşünmemiştim hiç, bu kadar sevgi dolu ve neşeli oluşunu aile sevgisi gördüğünden kaynaklandığını sanıyordum.

"Pekala, bana müsade. Daha kabuk tutmamış bir yaranın tekrar açılmasını izleyecek vicdan maalesef ki bende yok."

Yoongi hyung ayaklanıp avludan çıktığında bu mevzuyu açtığım için kendime sinirlenmiştim. Belli ki Jungkook oldukça yaralıydı ve ben ona tuz banyosu yaptırmaktan geri kalmamıştım.

Uzanıp Yoongi hyung'un masada bıraktığı paketten bir dal alıp ateşledi. Dikkatle onu izliyorken bir yandan da kendime kafa atma isteğimle boğuşuyordum.

IDYLLIC pt. 1  || vmin Where stories live. Discover now