IDYLLIC pt. 1 || vmin

XIII. || geçmişten gelen misafir

[GEÇMİŞ]

Lola:
Hey koca oğlan
Uyanma vakti
Kıçını yataktan ayır ve buraya gel [11.37]

Taehyung:
Sabahın bu saatinde ne istiyorsun Lola [14.08]

Lola:
Sabah mı?
Güneşin batmasına dört saat kalmış ve sabah öyle mi?
Uyumaktan beynin uyuşmuş

Taehyung:
Dün gece lanet bir soygundan dönmemişiz
Ve onlarca tarihi eseri okyanusun dibine yollamamışız gibi mi davranacağız?

Lola:
İlla dalkavukluk yapacağım diyorsun
Pekiii görmemezlikten geleceğim
Artık uyandığına göre Fil'e gelmen gerek
Haberlerim var
Tatlı barmenle alakalı

Taehyung:
Lola...
Bundan vazgeçmeni söylemiştim

Lola:
Hayatım ben İngilizim
İnatçı olmak benim kanımda var

Taehyung:
İnatla birini eşcinsel yapabileceğini sanmıyorum
Vazgeç artık
Hem o çok
Çok
Masum
Onu bu işlere sürükleyemem

Lola:
Dedi hırsızlık yaptığı evde üzeri açık yatan ev sahibinin üzerini örten çocuk
Uzatma da gel haydi
Çok eğleneceğiz :)))

[GÜNÜMÜZ]

*Jimin*

"Min Yoongi, Yuta Nakamoto, Kim Taehyung, Park Jimin ve Kim SeokJin."

İlk kez anonsu baştan sona duymanın mutluluğunu yaşıyordum üst ranzamda otururken. Dün gece uyumayıp sabaha kadar çizim yapmıştım ve bu da gün boyu hortlak gibi gezeceğim anlamına geliyordu. Bir de şu görüş zırvalığı çıkmıştı.

Herkes yavaş yavaş uyanırken üst ranzadan atlayıp dolaba adımladım. Çamaşır yıkama eşim Jungkook gittiğinden beri çamaşırlarımı yıkamakta oldukça tembellik yapıyordum ve pislikten gebermek üzereydim. Temiz bir tane bile kıyafetim kalmamıştı.

Yatağında gerinmekte olan Yoongi hyung'un yanına gidip başında dikildim, kıyafetleri bana tam olan sadece oydu. Diğerleri fazla uzundu ve ne zaman onların kıyafetlerini giysem boyumla alakalı şakalar yapıp eğleniyorlardı.

"Ne istiyorsun çocuk? Çekil şuradan da kalkayım."

"Kıyafetlerinden giyebilir miyim hyung? Jungkook gittiğinden beri-"

Gözlerini sinirle bana diktiğinde cümlemi tamamlamayıp yarıda bıraktım. Jungkook gideli üç hafta olmuştu ve Yoongi hyung ondan bahsetmemizi yasaklamıştı. Onun hislerini ve yönelimini anlamış olsam bile anlamamazlıktan geliyordum tıpkı diğer dostlarım gibi.

"İstediğini alabilirsin."

Gülümseyip arkamı dönmüş giderken beni durdurdu.

"Hey Jimin! Anonsun tamamını duydun mu?"

"Evet?"

"İsmim okundu mu?"

Büyük bir gülümsemeyle başımı olumlu anlamda salladım ve gözlerinin parlamasını izledim. Ne çılgın bir aşıktı ama! Bunu sesli söylersem beni öldürebileceği ihtimali ile yanından topuklayıp dolabının önüne gittim. Lanet ailem görüşe gelmişti, stres atmak için mükemmel bir gün olacaktı.

***

Kapalı görüş günlerinden ekstra olarak nefret etmem için hiçbir sebep yokken bir de bu görüşü ailemle yapıyordum. Duble nefret!

Ailemle aramızda ses geçirmez bir cam vardı ve biz önümüzdeki telefonlarla iletişime geçiyorduk. Berbat çünkü bu durum bana asla hijyenik gelmiyordu.