Prince | Taekook

12

Yazar ağzından bir bölümle merhabalarr

Farklı günlerde yaza yaza ancak bu kadar oldu :((((

Ama pek güzel olmamış olabilir şimdiden uyarayım pek özenemedim ühü

Oy ve yorumlarınızı seviyorum ;)

İyi okumalar...

_

|Kutlama

Hoseok son dokunuşları yapıp hazırlanmasına yardımcı olduğu bedenden uzaklaşmıştı. Yüzünde oluşan tatlı tebessümle gurur duyar bir biçimde mavi elbise içerisinde duran bedeni beğeniyle süzmüş ve "Çok güzel oldun Jeongguk." Demişti.

Boy aynasından kendini süzen beden "Teşekkür ederim Hoseok." Diye mırıldanmış ve heyecanla derin bir nefes almıştı. İlk defa böyle bir kutlama içerisinde bulunacağı için, içini kemiren bir heyecan vardı. Bu yüzden kendisine özen göstermiş, lakin abartmamıştı. Taehyung'un kutlama için özel diktirdiği mavi elbiseyi giyinmiş, gözlerine uyum sağlayan parçayla eşsiz görünmüştü. Hafif bir makyajla tenine renk katmış ve saçlarına taktığı, kraliçenin hediyesi olan toka ile görünüşünü tamamlamıştı.

Elleri yavaşça karnına sarılmış okşarken yüzünde güzel bir gülümseme vardı. Dalmış bir şekilde karnını okşarken karnına sarılan kollar ve ellerinin üzerine konan ellerle yerinde sıçramıştı. Aynadan gördüğü beden kalbini tekletmiş ve ne ara geldiğini, ne ara Hoseok'un odadan gittiğini anlamaya çalışmıştı. O kadar dalmıştı ki fark edememişti bile.

"Çok güzelsin." Esmer tenli derin bir iç çekerek söylemiş ve çenesini sarıldığı bedenin omzuna yaslamıştı. Karşılık olarak duyduğu gülüş sesi ve "Biliyorum." Cevabıyla kaşlarını kaldırmış, dudağının kenarı havalanmıştı. "Öyle mi?"

Jeongguk alt dudağına dişlerini geçirmişti. "Bunu bana defalarca söylüyorsunuz prensim."

"Hmm." Taehyung burnunu beyaz tene sürtmüş ve kokusunu içine çekmişti. "Seni şimdi güzelce sevmek isterdim bebeğim ama aşağı inmeliyiz. Konuklar bizi bekliyor."

Jeongguk iç çekerek sessizce onaylamış ve eline sıkı sıkı sarıldığı bedeni takip etmişti.

***
Kutlama oldukça güzeldi Jeongguk'a göre. Tam istediği gibi fazla abartıya kaçılmamış, sade ve şık hazırlanmıştı. Davetlileri karşılarken her birinden gelen tebrik konuşmaları ve iltifatlar ile geçmişti zaman.

"Gözdeniz oldukça güzel prens Taehyung. Sizin yanınızda bir mücevher gibi parıldıyor." Elinde ki içkiyi yudumlayıp konuşmuştu, konuştukları soylulardan biri. Ardından Jeongguk'a dönmüş ve "Ah kendimi tanıtmadım. Bendeniz Choi ailesinden Seohyun." Demiş ve Jeongguk'un elini tutarak zarifçe öpmüştü. Jeongguk böyle şeylere alışık olmadığı için utançla kafasını eğmiş ve Taehyung'a daha da yaklaşmıştı.

Taehyung ise oldukça kıskanmış hissediyordu. Bunu hiç hesaba katmamıştı. Çoğu göz Jeongguk'un üzerinde dolanıyor ve iltifatlar ediliyordu. Gözdesi onun çocuğunu taşıyordu, lakin bunu umursamayan kişiler oldukça sinir bozucuydu. Tuttuğu eli daha da sıkmış ve "Teşekkür ederim Bay Choi. Başkalarının aksine oldukça şanslı bir adamım." İmalı konuşması ile karşısındakini dumura uğratmış ve samimiyetsiz bir gülüş sunarak oradan uzaklaşmıştı. Daha fazla böyle insanlarla muhattap olmak istemediği için özellikle davet ettiği arkadaşını aramaya koyulmuştu.
Kısa bir arayışın ardından gördüğü bedenler ile onlara doğru ilerlemişti.

"Yoongi, selam dostum." Taehyung samimi bir şekilde çocukluk arkadaşıyla tokalaşmış ve eşine de aynı samimiyetle selam vermişti. Min Yoongi, Min Hanedanlığı'nın genç kralıydı. Genç yaşında tahta çıkmasına ve bu yükü kaldıramayacağı düşünülmesine rağmen oldukça başarılı olmuştu. Eşi ise ölen babasının defterdarı olan Park Yongmin'in oğluydu. Küçüklükten beri birbirlerini tanımalarının yanı sıra zamanla arkadaşlıkları aşklarıyla çiçeklenmişti. Daha sonra tahta çıkan Yoongi, Park Jimin'i eşi ilan etmişti. İki tane küçük ikiz çocukları ise saraylarının neşe kaynağıydı.