17

18.3K 1.3K 600
                                    

Bayadır bu kitaba bölüm atmıyordum ve diğer kitabı final yapıp atmayı düşündüm ama çok beklediniz ya. Ben de dedim daha fazla bekletmeyeyim, yazdım bir bölüm. Umarım beğenirsiniz :")

Bu arada görüşmeyeli nasılsınız bakalım?

*Ayrıca bir bilgi de vereyim. Bu kitapta ki kraliyet sisteminde bir prens taht'a geçince seçtiği kişi de resmi olarak eşi sayılıyor. Ekstra bir şey yapılmıyor normalde.*

İyi okumalar...

___

Kırmızı, özel dikim ve yerin tamamını kaplayan halının üzerinde ilerliyor, sarayın bu özel katında bulunan koridorundan geçiyorduk. Etrafta alıştığım portreler ve duvarlarda adı geçen ressamların çizimleri vardı. Koluna girdiğim yapılı beden dalgalı siyah saçları ve yeşil gözleriyle göz kamaştırıcı duruyordu. Bunun üstüne, giydiği kıyafetler ile Tanrının özenle işlediği bir esere benziyordu.

Saçlarında herhangi bir şey bulunmuyordu. Törende takılacak taç için boş bırakılmıştı. Ben ise koluna girmiş bir şekilde özenle hazırlanan kıyafetimle ona eşlik ediyordum. Saçlarıma, yaptığım banyo sonrası dokunmamış doğal dalgalarıyla kalmasını istemiştim. Yüzümde ise yok denecek kadar az bir makyaj vardı. Doğal güzelliğim ben kadar Taehyung'un da hoşuna gidiyordu.

Törenin yapılacağı salona yaklaşmışken gelen müzik ve saraya davetli olan soyluların sesleri daha da belirginleşiyordu. Sarayın büyük bahçesinde ise duyduğum kadarıyla halk için büyük bir sofra hazırlanmış ve tüm halk davet edilmişti. Törenin hazırlıklarıyla bizzat kraliçe Kim ilgilenmişti. Bunu daha çok kafa dağıtmak için olduğunu düşünüyordum yoksa sürekli kafasını, kaybettiği eşine takıp üzülüyordu. Hazırlıkları yaparken ise bizim görmemizi istememiş, sürpriz olsun, demişti. Bu yüzden hazırlanan salonun nasıl olduğu hakkında bir fikrim yoktu.

Yaklaştığımız büyük kapıda bekleyen nöbetçiler bizi görmesi ile kafalarını eğmiş ve kapı açılarak salona giriş yapmamız sağlanmıştı. Kafamı kaldırarak etrafa bakmış ve kalabalığın bakışlarının üzerimizde olmasıyla gerilmiştim. İstemsizce Taehyung'un kolunda bulunan elim sıkılaşmış, o ise yaklaşarak kulağıma fısıldamıştı. "Rahatla biraz, ben yanındayım."

"Taehyung herkes bize bakıyor gibi hissediyorum." Demiştim onun gibi fısıldayarak. Yere serili uzun şerit şeklinde beyaz renkli halının üzerinde yürürken halının sonu tahtın önünde bitiyordu.

"Çünkü herkes bize bakıyor." Kıkırtısı kulaklarımı doldurunca bakışlarımı ona çevirmiş ve gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutmuştum. "Çok yardımcı oldun sevgilim, teşekkürler." Yalancı gülümsememle tamamladığım cümle ile eli belimi bulmuş ve yavaşça tahta doğru ilerlerken beni kendine çekmişti. Gözlerim büyüyerek onu bulunca sırıtarak karşısına baktığını fark etmiştim. Etrafa ise sessizlik bir hakimdi. Sanırım herkes bizim küçük atışmamıza seyirci olmuştu.

Bir hafta önceki kasvetli havanın dağılmasına sevinmiştim. Taehyung'un gülmesi dünyada değişemeyeceğim şeyler arasındaydı. Etrafta duyulan sessizlik Taehyung'un taht'a yaklaşıp oturması ve benide beklemediğim anda tek bacağına oturtup belimden çekmesiyle son bulmuştu. Kalbim teklemişti çünkü normalde benim kenara çekilmem ve onun taht'a tek başına oturması gerekiyordu. Boğazımı temizleyerek yerimden kıpırdanmış Taehyung'un da boğazını temizlemesiyle duraksamıştım.

Rahat olmaya çalışarak derin bir nefes alıp vermiş ve etrafa bakmaya başlamıştım. Müzik ve eğlence kaldığı yerden devam etmeye başlamıştı. Davetliler elinde bulunan işlemeli gümüş bardaklardan içeceklerini yudumluyor ve gösterişli kıyafetlerle dikkat çekiyorlardı. Kaçamak bakışlarla bize bakanlar da vardı hiçbir şey olmamış gibi sohbet edip gülenler de. 

Prince | TaekookWhere stories live. Discover now