"Yoongi ile aranızda olanları duydum" diyerek söze girdi sarı saçlı çocuk.
Siyahın hakim olduğu salonda iki kişilik koltukta esmer adamla oturuyordu ve karşılarında ki koltukta sarı saçlı çocuk ciddi bir ifadeyle onlara bakarken sözlerini sıralıyordu.
Esmer tenli adam kolunu Jungkook'un omzuna atıp onu biraz daha kendine çektikten sonra bakışlarını sarı saçlı çocuğa çevirip düz bir tonda konuştu. "Yani"
Sarı saçlı çocuk abisinin bu soğuk tavırlarına sinirlenirken derin bir nefes alıp
"Abi bunu Yoongi'ye nasıl yaparsın? Resmen onu kovmuşsun" diyerek ağzındaki baklayı çıkardığında esmer tenli alaycıl bir şekilde sırıttı.
Kardeşinin şu bitmek bilmeyen Yoongi hayranlığını anlayamıyordu. Konu ne olursa olsun bir kez bile araştırmadan kendi kafasında Yoongi'yi haklı yapıyordu.
"Ne zamandan beri kararlarımı sorgulamaya başladın? Canım kardeşim"
Abisinin sorusu sarı saçlı çocuğu daha da sinirlendirirken susmaktan başka çaresinin olmadığını anladı.
Öfkeyle kollarını göğsünde birleştirip abisinin yanında oturan çocuğa baktı. Gözleri sinsice kısılırken dudaklarından alaycıl bir tonda 'hah' kelimesi süzüldü.
"Bu velet yüzünden mi? Yoksa" diye sordu iğneleyici bir tonda, Jungkook kendinden bahsedildiğini anladığı anda halıda gezinen bakışlarını sarı saçlı çocuğa çevirdi. Hareketlerine göre görünüşü çok farklıydı.
Öyleki sarı saçları, taktığı mavi lensleri, küçük boyu dışarıdan bakıldığında masum bir çocuğu andırıyordu.
"Sevgilime karşı kullandığın sözcüklere dikkat et canım kardeşim"
Sarı saçlı çocuk bir kez daha 'hah' ladı ve oturduğu yerden kalkarak abisine sert bir bakış atıp salonun çıkışına doğru adımladı. Daha fazla burada duramazdı. Salondan çıkmadan önce abisinin söylediği sözler üzerine derin bir nefes aldı.
"Abin olduğumu unutma Jimin"
Ve ardından önce salonu sonra da evi terk etti.
Jungkook ellerini dizlerine koyarak büyüttüğü gözleri ile masumca emser tenli adama bakıyordu. Esmer tenli adam bu görüntü karşısında tebessüm ederek bir elini çocuğun saçları arasına daldırdı.
"Neden bana öyle bakıyorsun?" Jungkook kısık çıkan sesi ile içinden gecenleri dile getirdiğinde esmer tenli adamın yüzündeki gülümseme biraz daha genişledi. Kaşlarını oyuncu bir edayla havaya kaldırıp "Nasıl bakıyorum?" Diye sordu. Jungkook derin bir nefes alıp yüzünü tamamen yanındaki esmer tenli adama döndü.
"Bilmiyorum, o yüzden soruyorum zaten" dedi az önceki gibi kısık çıkan sesiyle hoş ses tonunu yükseltmeyi düşünmüyordu böyle kısık sesle konuşmak hoşuna gidiyordu.
Esmer tenli adam Jungkook'un saçlarındaki elini yavaşça hareket ettirirken yine oyuncu bir edayla kaşlarını çattı üst dişleri alt dudağını esir aldı ve düşünüyormuş gibi yaptı. Jungkook'un gözleri ise yavaşça esmer tenli adamın gözlerinden kayıp üst dişleri ile dişlediği dudağına takıldı. Çok değil sadece yarım saat önce o dudaklar onun dudaklarındaydı ve bu bilgiyle Jungkook'un içi buruldu, başını biraz daha esmer tenli adama yaklaştırdı. Şimdi esmer tenli adamın nefesleri onun yüzüne vuruyordu. Jungkook elinde olmadan sertçe yutkundu ve hızla bakışlarını esmer tenli adamın gözlerine çıkardı. Esmer tenli adamın bakışları kararmıştı.
"Aşık gibi" diye fısıldadı esmer tenli adam, Jungkook neyden bahsettiğini anlamadığı için merakla büyüdü gözleri ve "Ne?" Diye fısıldadı aynı esmer tenli adam gibi ama fısıltısı onunkinden daha güçsüz çıkmıştı dudakları arasından. Sürekli siyah iri gözleri esmer tenli adamın alt dudağına kayıyordu ve bu durumda onun esmer tenli adamın sözlerine odaklanmasını engelliyordu. Sersem gibiydi adeta, neden sürekli onun dudaklarına baktığını bilmiyordu sadece bakmak istiyordu.
"Sana" diyerek söze başladı esmer tenli adam daha sonra dudaklarını Jungkook'un anlına sürttü ve devam etti. "Aşık gibi bakıyorum." Diyerek sözlerini bitirdiğinde Jungkook'un kalbi anlında olan dudaklardan mı? Yoksa adamın sözlerinden mi? Bilmiyordu ama çok hızlı atmaya başlamıştı. Hemde çok.
