27

6.5K 510 203
                                    

"O gitti"

Neredeyse iki saattir aralıksız aynı sözü tekrar edip duruyordu Jungkook. Baekyun onun bu haline daha fazla katlanamayarak

"Tamam anladık gitti, ama neden gitti onu anlat. İki saattir gitti gitti deyip duruyorsun" diye çıkıştığında Jungkook başını Baekhyun'un dizlerinden kaldırıp koltukta bağdaş kurarak oturur pozisyona geçti.

"Anlatmaya nerden başlayacağımı bilmiyorum" diye fısıldadı. Baekhyun ise derin bir nefes alıp

"Bir şekilde başla Jungkook yoksa meraktan şuracıkta ölüp gideceğim" dedi. Jungkook arkadaşının bu sabırsız haline yorgun bir şekilde gülümseyip başını usulca salladı.

Düşünmeye korktuğu şeyleri dile getirebilecek miydi?

"Aslında her şey okul çıkışında yanımda duran araba ile başladı-" diye söze başladığı vakit Baekhyun hızla konuşmaya atılarak sözünü kesmişti

"Oraları biliyorum zaten"

"Hayır bilmiyorsun arabanın içinden çıkan kişi Taehyung değildi."

"Nasıl yani?"

"Susta dinle aptal! Arabadan tanımadığım bir adam çıktı ve onunla gelmek gerektiğini beni Yoongi'nin yanına götüreceğini söyledi."

"Sende kabul edip adamla gitmedin değil mi?"

Jungkook arkadaşının sorusu üzerine bıkkınca nefes verip

"Hayır gittim."

"Asıl salak sensin"

"Tanrım bana sabır ver"

"Anlatmaya devam et hadi"

"Yoongi bana her şeyi anlattı inanmak istemedim ama bir kaç fotoğraf gösterdi inanmaktan başka çarem kalmadı. T-Taehyung o gerçekten hastaymış" sesi sonlara doğru kısılırken gözleride bugün sayamadığı kez dolmaya başlamıştı.

Gözlerinin önüne Yoongi'nin ona gerçekleri bir bir anlatması ve ardından fotoğrafları göstermesi geldiğinde kalbindeki sayısız oklar baş göstermiş imkanı varmış gibi daha da derine batmıştı.

"Her şeyi ne zaman öğrendin?"

"Bir kaç hafta önce öğrendim" diyerek derin bir nefesi ciğerlerine buyur etti.

"Baekhyun o bana hiç gülümsememiş o bana hiç bakmamış o beni hiç görmemiş ve en acıtanıda ne biliyor musun?" Diye çatallaşan sesiyle sorduğunda arkadaşı alacağı cevaptan korkarak başını iki yana sallamış zorla dudakları arasından

"Ne?" Nidasının düşmesini sağlamıştı. Jungkook ise burukça gülümseyerek bakışlarını arkadaşından çekip karşısında bulunan duvara sabitlemişti

"O beni hiç sevmemiş Baekhyun"

Gözlerindeki yaşlar daha fazla göz pınarlarına tutunamayıp akmaya başladığında yüzündeki buruk gülümsemeyle konuşmaya devam etmişti.

"Sadece o çocuğu sevmiş. Yanlışlıkla ölümüne sebep olduğu ve bu yüzden kendini affedemeyip delirdiği o çocuğu sevmiş" dedikten sonra ayağa kalkarak

"Bir tek onu sevmiş!" Diye bağırmıştı. Dayanamıyordu bir haftadan fazladır susmuş gözardı etmişti olanları ama artık dayanamıyordu. Kalbi kaldırmıyordu. Ailesinden sonra bir tek ona inanmış bir tek onun sevgisine ve merhametine kendisini teslim etmişti şimdi ise o sevginin ve merhametin tamamen kocaman bir yalandan ibaret olduğunu kaldıramıyordu. Aylardır aynı evi hatta çoğu zaman aynı yatağı paylaştığı adamın onu hiç sevmemiş oluşunu hatta onu tanımıyor oluşunu kaldıramıyordu.

"O çocuğa sürekli 'sevgilim' diye hitap ediyormuş. Bana seslendiği hitap bile o çocuğa özelmiş Baekhyun" demişti hıçkırıklarının arasından ve gözüne ilişen orta sehpanın üzerindeki süslük eşyaları bir hiçlermişçesine yere savururken boğazı yırtılırcasına bağırmıştı.

"Siktiğimin herifi daha adımı bile bilmiyormuş Baekhyun!"

Hem öfkesi fazlaydı hemde kalbindeki acı.

"Bir umut ondan bana adımla seslenmesini istedim ama bilmediği için bahene uydurdu" diyerek dizleri üzerine çökmüştü. Bakışları yerde paramparça halde duran süslük eşyalarında dolanırken

"Öptüğü kişi ben değilmişim" demişti sesinin titremesini engelleyemezken.

"Sarıldığı kişi de ben değilmişim."

"Ben onun için bir yabancıdan başka bir şey değilmişim"

Dudaklarından çıkan her bir kelimede kalbi sızım sızım sızlıyordu adeta

"B-ben ne yapacağım Baekhyun? Ben bu olanlara nasıl dayanacağım?"

Baekhyun arkadaşının sözlerine sadece sessizce gözyaşı dökmekle yetinirken yanına diz çöküp başını göğsüne çekmişti.

"Bilmiyorum" dedi. Gerçektende bilmiyordu, kendisinin bile bu denli canı acırken Jungkook'un nasıl dayanacağını bilmiyordu.

"Gidecek bir yerim bile yok."

"Burada kalamaz mısın?"

"Nasıl kalayım ki? Bu evin her bir santiminde onunla anılarım var."

Bu saatten sonra Jungkook mutlu olabilir miydi? Hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edebilir miydi?

"Ben ona aşık oldum Baekhyun" dedi hıçkırarak. Baekhyun saçlarına ufak ufak öpücükler kondurdu.

"Ben ona çok aşık oldum Baekhyun. Ona olan aşkım kalbimden taşıyor canımı yakıyor."

"Onu gördüm"

"Kimi?"

"Taehyung'un ölen sevgilisini, gerçekten bana benziyordu"

"Çok mu benziyordu?"

"Evet ama onun ön dişleri benimki gibi çıkık ve çirkin değildi. Güzeldi"

"Saçmalama ön dişlerin çok güzel ve seni çok sevimli yapıyor"

Derin bir nefes aldı Jungkook ve

"Öyle olsaydı beni severdi" dedi. Baekhyun ne diyeceğini arkadaşını nasıl teselli edeceğini bilemedi.

"Nereye götürdüler onu?"

"Yurt dışına tedavi olması için"

"Tedavi olduktan sonra buraya dönecek mi?"

"Bilmiyorum."

Bakışları usulca salonda gezinirken esmer tenliyle yaşadıkları zihninin bir köşesinde canlandı. Bir sürü anıları vardı.

"Benim zihnim ve kalbim onunla olan anılarımızla doluyken onun kalbinde de zihninde de başka birisi varmış."

"Ve biliyor musun Baekhyun canımı en çok acıtan şey-" diyerek duraksamış gözlerini yumup titrekçe bir nefesi dudaklarından serbest bırakmıştı.

"Ben ona hiçbir zaman onu sevdiğimi söyleyemedim"

"Ben ona 'seni seviyorum' diyemedim. Baekhyun"









Huuuh bu da bitti şükürrrr

Bölüm hakkında ki düşünceleriniz neler?

Patient | TaekookWhere stories live. Discover now