22

6.8K 486 162
                                    

Geciken bir bölümden selam ve bölüm geciktiği için özür dileyerek iyi okumalar diliyorumm.

"Hoşgeldin"

Duyduğu ses ile elindeki anahtar sert zemini boylarken işittiği sesin gerçekliğini sorguladı bir kaç saniye.

Gerçek değildi değil mi?

"Evin güzelmiş" cümlesinden sonra duyulan o kısık gülüşle yutkunma ihtiyacı hissetti. Akşam vakti gündüz düşü görüyor olma ihtimali yüzde kaçtı?

"Orada öylece dikileceğine, ışıkları aç ve yanıma gel"

Delilerle uğraşa uğraşa sonunda kendide delirmişti sonunda aksi iddia edilemezdi.

"S-sen?"

Sokak lambasının aydınlattığı salonundan zorla seçebildiği silüet hareket ettiğinde korkuyla geriye adım atmış sırtının kapı ile buluşmasını sağlamıştı.

"Ne o korkuyor musun?"

Korkuyor muydu?

Evet.

"Hadi gel yanıma konuşacaklarımızı konuşalım"

Gitmeli miydi?

Deli değilse gitmemeliydi, yaslandığı kapıyı hızla açıp uzaklaşabildiği kadar uzaklaşmalıydı.

Ama yapmadı, ayakları ona ihanet etti ve titreyen adımlarla sadece sokak lambasının bir kısmını aydınlattığı salonuna adım bastı. Attığı her titrek adımda kalbi ağzında atıyordu sanki.

"Işığı aç yüzünü görmek istiyorum"

Böyle olmamalıydı, ona karşı bu denli savunmasız olamazdı.

Dediğini yaptı, ışığı açtı. Bir kaç saniye gözleri aydınlık ortama alışmaya çalıştı ardında özenerek aldığı deri koltuğunda onu gördü. Son ona kadar belki bir ihtimal bir rüyanın veyahut bir kabusun içinde olduğunu düşünmüştü ama şuan karşısında canlı bir şekilde duran beden her şeyin gerçek olduğunu kanıtlar nitelikteydi.

"Otursana, işte yorulmuş olmalısın" diyerek elindeki sigarasını dudakları arasına götürmüştü karşısındaki beden.

Ne yapacağını bilemedi, değil kırk yıl kırk bin yıl düşünse böyle bir şey yaşayacağını hayal dahi edemezdi.

Ses çıkarmadan tekli deri koltuğuna oturup arkasına yaslandı ve kendi evinde kendinden daha sahipleneci bir tutumda bulunan adamı izlemeye koyuldu.

Siyah saçları her zamankinden biraz daha dağınıktı, yüzünde alışkın olduğu o donuk ifade mevcuttu. Sigara içmesine şaşırmıyordu tipinden bile serseri olduğu belli olan bu adamın sigara içmesinden çok içmemesi tuhaf karşılanırdı. Sadece şaşırdığı tek şey nefret ettiği zehirin bu adamın dudakları arasında nasıl bu denli mükemmel durduğuydu?

Mükemmeldi ve tabii kusursuz.

"Konuyu uzatmayacağım" diyerek söze giren bedenle hafifçe başını salladı. Evine kadar neden gediğini merak ediyordu hoş merak ettiği çok başka şeylerde vardı ama şuanlık onları görmezden gelebilirdi.

"Bana yardım etmen lazım"

Ne tür bir yardımdan bahsediyordu?

"Anlamadım?"

"Yardımına ihtiyacım var"

"Şuan eminimki herkes seni arıyor, polislerde dahil ve sen doktorunun evine girip ondan yardım istiyorsun? Sen gerçekten delisin"

"Deli olduğumu inkar etmiyorum lakin tıbbı bir deliliğim yok. Benim deliliğim çok başka doktor"

Sakin olmak adına derin bir nefes verip,

"Hastaneyi aramadan önce söylemek istediğin son sözün var mı?"

"Aklından bile geçirme derim"

"Neden?"

Sırıttı ve bitmekte olan sigarasından son bir yudum çekti.

"Sizin demenize göre deli raporum var doktor ve siz şuan bir deliyle aynı ortamda bulunuyorsunuz."

"Yani"

"Hadi ama doktor zeki birisin sen. Bence beni iyi anladın"

Jin'in kaşları çatılırken Yoongi keyifle onu izliyordu. Hiçbir şey yapamayacağı biliyordu, biliyordu ve bunu kullanmaktan asla kaçınmıyordu.

"Benden ne istiyorsun?"

"Deli olmadığımı kanıtlamanı"

"Öyle bir şey mümkün değil"

"Mümkün. Ama şuan bunu istemiyorum o sahte deli raporuna bir sürelik ihtiyacım var"

Sinsiydi. Min Yoongi şeytana dahi diz çöktürecek kadar sinsi ve korkutucu biriydi.

"O halde şuan ne istiyorsun?"

"Bir çocuğu bulmanı istiyorum"

"Çocuk" diyerek kaşlarını çattı. 

"Evet senden bir çocuğu bulmanı ve onu bana getirmeni istiyorum"

"Böyle bir şeyi asla yapmam"

Güldü, diş etleri gözükürcesine güldü ve

"Asla, asla deme doktor" diyerek yüzüne o hep hakim olan donuk ifadeyi yerleştirdi.

"Jeon Jungkook onu bana getireceksin"













Neler oluyor bu ficteeeğğ

Yoongi favımsın aslanımmm.

Patient | TaekookWhere stories live. Discover now