ÖZEL BÖLÜM

3.1K 165 112
                                    

Aslında bu yoktu ama bir anda oluverdi. Biliyorum finalin üzerinden fazlasıyla zaman geçti ve bir çoğunuz belkide ficin konusunu bile unuttunuz. Daha erken gelmesi gerekiyordu ama gerçekten özel bölüm yazmak gibi bir düşüncem yoktu. Yazmaya başlarkende yayınlama gibi bir düşüncem yoktu. Ama sonra dedim ki ne kaybederim ki yayınla gitsin.

Patient ailesi tekrar sizinle buluşmak çok güzel bir his. Ve ben tekrar Patient Taekook yazdığım için açıkçası biraz duygulandım.

Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. Bu bölümde önceki bölümlerin çoğunun açıklaması bulunuyor. Eğer olayları unuttuysanız tekrardan bir hatırlamanızı öneririm aksi taktirde bölümden pek bir şey anlamayabilirsiniz.

Bölüm sonunda görüşmek üzere...

NOT: 39. Bölümü okumayanlar bu bölümü de okumasın çünkü kafaları karışabilir. Bu özel bölüm yalnızca 39. Bölümü okuyanlar içindir.








Beynimde fırtınalar kopuyordu ama dışarıdan çıtım çıkmıyordu. Sessizce karşımda krizi geçiren sevgilimi seyrediyordum. Dizlerim artık beni taşımadığı için bir kaç dakika önce yere yığılmıştım. Taehyung başımda bir ileri bir geri gidip durmadan bağırarak konuşuyordu. Neler olduğunu anlamaya beynim yetmiyordu. Bir şey olmuştu hemde çok kötü bir şey, Taehyung'u çileden çıkaracak kadar kötü bir şey hemde,

Taehyung kolay kolay kontrolünü kaybetmezdi. Sakin bir yapıya sahipti, onu sinirlendirmek bile çok güçtü, asla kolay kolay sinirlenmez etrafındaki bağırmazdı. İki yılı aşkın süredir devam eden ilişkimizde ise yalnızca bir kere bana karşı sesini yükseltmiş sonrasında ise hemen pişman olup özür dilemişti. Taehyung sevdiklerine değer verirdi, onların üzerine titrer korurdu. Ama şimdi sanki iki yıldır tanıdığım Taehyung değilmiş gibi bağırıp duruyordu. Bir şey söylüyordu, anlayamıyordum. Onu bu denli öfkelendirip saldırgan yapan şeyi lanet olsun ki anlayamıyordum.

"Anlat!"

Sesinin desibeli her saniye artarken ben ne anlatmam gerektiğini bile bilmiyordum. Beynim durmuş gibiydi, çöktüğüm yerden kalkıp karşısına dahi dikilemiyordum.

"Sevgilim"

Mırıldanışımı duymamıştı bile, hoş ben bile duymakta zorlanmışken o nasıl duyabilirdi ki, Taehyung şuan kendisini dahi duymuyordu.

"Öğretmen nerede?"

Kimden bahsediyordu?

Hiçbir şey anlamamanın verdiği iğrenç his gözlerimi doldururken bedenim titremeye başladı. Ne yapacaktım? Onu nasıl sakinleştirecektim? Normalde Taehyung ona 'sevgilim' diye hitap ettiğim an sakinleşip kendine gelirdi ama şuan bu bile işe yaramamıştı. Sanki bana karşı kulaklarını tamamen kapatmıştı, duymuyordu ve hatta görmüyordu. Çünkü görüyor olsa daha fazla bu yaptığına devam etmez yanıma çökerek sıkıca sarılırdı bana, çünkü benim sevdiğim adam sevgilisinin göz yaşlarına kıyamayan adamdı.

Taehyung'ta en sevdiğim şey merhametidiydi, o bir karıncayı dahi incitmekten korkan merhameti. Neredeydi o adam? Şuan karşımdaki kişi bambaşka birisiydi.

"Barda mı buluştunuz?"

Bar? Ne barı?

Tanrı aşkına bu adam ne diyordu?

Sorduğu sorulara cevap alamamasının öfkesiyle bakışları beni bulurken gözlerinin içine baktım dolan gözlerimle, Taehyung o an afalladı, sanki bir şeylerin farkına yeni varıyormuş gibi eğilip kollarıyla belimi sararak çöktüğüm yerden kaldırdı bedeni, belimdeki kolu hâlâ yerini korurken parmakları yüzüme terden yapışan saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

Patient | TaekookWhere stories live. Discover now