33

6.2K 529 232
                                    

"Jungkook ciddi değilsin değil mi?" Diye hayret eder biçimde soran arkadaşına bakmamakta ısrar ederek bakışlarını yere sabitlemişti.

Böyle bir tepki vereceğini elbette biliyordu çünkü Baekhyun asla sakin ruhlu birisi değildi hayatı boyunca da öyle birisi olacak gibi değildi. Ani patlayışları vardı, saniyelik sinirleri, aynı şuanda olduğu gibi

"Ben anlayamıyorum seni, sen nasıl böyle bir şeyi kabul edersin? Nasıl hala burada kalmaya devam edersin? Yaşadıklarını ne çabuk unuttun?"

Jungkook sessiz kalıp sadece arkadaşının dediklerini dinlemekle meşguldü. Cevap vermiyordu cevap verse ortam daha da gerilecekti. Biliyordu. Aksine bu sefer kendiside sakin kalamayabilirdi. O yüzden sessiz kalmak şuanlık en doğrusuydu.

"Benim kucağıma yatıp ağladın. Senin hıçkırıklarını hala ben unutamazken sen nasıl olurda kendine bu kötülüğü yaparsın? Taehyung seni tanımıyor bile unutmuş. Onun için bir yabancıdan farkın yok"

Taehyung'la sonunda mutlu olabilecekse her şeyi yapmaya hazırdı, şuanda bu yüzden sabrediyordu. Canı ne kadar yanarsa yansın onunla kalmaya bu yüzden devam ediyordu. Çünkü inanıyordu Yoongi onu inandırmıştı. Taehyung onu sevecekti, sonuçta ölü birini sevmeye devam etmektense yaşayan birisine aşık olmak daha kolaydı.

Baekhyun arkadaşından bir yanıt veyahut bir tepki alamayacağını anladığında sakin olmak adına derin derin nefesler alarak Jungkook'un yanına oturmuştu.

"Bu doğru değil, hem kendine hemde ona zarar vermekten başka bir işe yaramaz. Lütfen birazcık mantıklı ol."

Jungkook mantıklı düşünmek istemiyordu artık hiçbir şey düşünmek istemiyordu, yorulmuştu. Fazlasıyla yorgundu ve esmer tenlinin kollarında dinleneceği günleri bekliyordu.

"Ona da yazık değil mi? Onun yanında durduğun her an hatırlamak istemediği o günü hatırlayacak. Çünkü sen o çocuğa çok benziyorsun."

Derin bir nefesi içine çekti. Gerçekler bir tokat misali yüzüne vurulurken sadece derince nefes almakla yetindi. Elinden ne gelirdi ki? Hiçbir şey.

Belkide bencildi. Ama ne yapabilirdi ki?

"Ya bir gün herşeyi hatırlarsa o zaman ne yapacaksın? Jungkook mantıklı düşünmek zorundasın çünkü verdiğin kararlar sadece seni değil onun hayatını etkileyecek"

Baekhyun'un dediklerini daha önce hiç aklından geçirmemişti o sadece Taehyung'un onu sevmesine odaklanmıştı. Tek derdi Taehyung'un onu sevmesiydi.

"İyi düşün Jungkook, bu iş çocuk oyuncağı değil"

•••

Gözleri önündeki saatr kitlenmişken tırnaklarını avuç içlerine bastırıyordu.

Taehyung dakik bir insandı ve tam on dakika sonrasında evde olacaktı. Jungkook'ta onu bekliyordu. İçinde uzun zamandır hissetmediği korkuyla karışık bir öfke vardı. Baekhyun"un sözleri kulaklarında çınlıyordu.

'O seni kaçırdı'

'Seni kendine bağımlı etti adeta, hayatını mahvetti'

'Sana gösterdiği sahte bi sevgiden daha fazlası değildi aptal!'

Ve daha niceleri beyninde kalabalık bir uğultu halinde dolaşıyordu.

19:00

Duyulan kapı kapanma sesiyle derin bir nefes aldı.

Sakin olmalıydı.

Olamıyordu.

Oturduğu salonun ışıkları birden açıldığında oturduğu ortamın aydınlanmasıyla karanlığa alışan gözlerini bir kaç kez kırpıştırdı.

"Neden karanlıkta oturuyorsun?"

Ah o derin sesi, Jungkook o derin ses uğruna diz bile çökebilirdi. Ama şuan içinde fırtınalar koparken bunu gözardı etti.

Usulca oturduğu koltuktan kalktı. Taehyung'la gözgöze geldiğinde samimilikten uzak bir gülümsemeyi dudaklarına yerleştirdi.

"Hoşgeldin esmer tenli adam"

Taehyung salonun ortasına doğru adımlarken aynı zamanda da kaşlarını çatmıştı. Jungkook'tan böyle bir hitap beklemiyordu.

"Hoşbuldum"

"Birazcık konuşalım mı?"

"Ne hakkında?"

"Mesela öldürdüğün sevgilin hakkında"

Jungkook eğer vakti olursa şuan gösterdiği cesaretten dolayı kendisini tebrik edip bunu kutlayacaktı zira 19 senelik hayatında ilk defa kendini bu denli cesur hissediyordu.

Taehyung ise duydukları karşısında adeta şoka uğramıştı. Jungkook'un o olayı nerden bildiğini düşünmek aklına gelmezken zihnine usul usul dolan anlarla tüyleri diken diken olmuştu.

Çığlıklar kulak kanatıcıydı.

"Kimsin sen?" Diye bağırdı Taehyung sesinin tınısına engel olamadan.

"Ben kim miyim? Ben senin kaçırdığın ve bir evde aylarca hapis tuttuğun üstüne psikolojik şiddet uyguladığın kişiyim lanet olası"

Artık ipler kopmuştu. Kıyamet ikisi içinde bir adım ötedeydi artık. Bu saatten sonra ikisi içinde sakinlik söz konusu dahi olamazdı.

Jungkook delirmiş gibi ellerini saçlarına atıp

"Ben aylarca 'seni seviyorum, sana aşığım sevgilim' diye kandırdığın çocuğum."

Taehyung duyduklarını hazmedemezken hızla başını iki yana sallayıp

"Yalan söylüyorsun!" Diye bağırdı. O bu hayatta bir tek ona 'sevgilim' demişti. O bu hayatta bir tek onu sevmişti.

"Burada bir yalancı varsa o da sensin lanet olası herif, beni aylarca kandırdın beni kendine inandırdın. Yoongi gelip bana her şeyi anllattığında ben ona inanmayıp sana inandım çünkü sana ve o sahte sevgine inanmak her şeyden daha iyi hissettiriyordu"

"Ya ben anne ve babamı tamamen kaybettiğimi anladığımda senin kollarında ağladım. Ben ilk defa biriyle temas kurup ilk defa birisini dudaklarından kana kana öptüm. Ben ilk defa birine aşık oldum."

Jungkook daha fazla dayanamayıp diz çöktüğünde artık gözyaşlarını da serbest bırakmıştı. Taehyung ise öylece salonun ortasında donakalmış bir şekilde dikiliyordu.

"Saçlarımı okşayıp dudaklarımı öptün, beni sevdiğini söyleyip beni kendine inandırdın sonrada bütün dünyamı başıma yıkıp gittin. Ben bir gece ansısın götürüldüğüm o evde senin aslında hasta olduğunu tedavini yarım bırakıp hastaneden kaçtığını dahası yanlışlıkla ölümüne sebep olduğun sevgiline beni benzettiğin için kaçırdığını öğrendim."

"Söylesene Taehyung, ben bunların hangisini hakkettim?" Diye ıslak gözleriyle karşısında bir put misalı dikilen adamın gözlerinin içine baktı. Taehyung'un bir çok anına ve ruh haline tanıklık etmişti ama şuanda onun neler hissettiğini veyahut neler düşündüğünü anlayamıyordu.

Ama oldukça korkutucu durduğunu söyleyebilirdi.

"Bir şey söyle!"

"Cevap ver!"

"Bağırma! Sikeyim kes sesini! Sus!"

Jungkook üstüne doğru yürüyüp avazı çıktığı kadar bağıran Taehyung'la başını önüne eğip başını salladı.

Onun kendisini sevmesini beklemek büyük bir aptallıktı. O asla tanıdığı Kim Taehyung değildi ve asla da olmayacaktı. O tamamen bambaşka yabancı bir adamdı.

"Git evimden"

Jungkook canının yandığını iliklerine kadar hissederken engelleyemediği gözyaşları eşliğinde ayağa kalktı ve son kez gözlerini esmer bedenin vücudunda gezindirip savsak adımlarla önce salonu ardından evi terketti.

"Hoşçakal sevdiğim"

Bölümü atıp yemek yemeye gidiyorum geldiğimde umarım güzel yorumlarınızla karşılaşırım.

Patient | TaekookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora