34

6.3K 541 248
                                    

İnsan bazen en çok kalmak istediği yerden gitmek zorunda kalabiliyordu. Ama öyleki bazen gitmek bile çözüm olmuyordu. Çünkü, ayakların gidiyordu ama kalbin kalıyordu. Jungkook'ta öyle bir çıkmazın içindeydi yaklaşık bir aydır. Gitmişti, Taehyung ona git demişti ve o da gitmişti. Giderken sadece eline telefonunu alıp belkide bir daha o eve geri dönmemek adına eşikten adım atmıştı.

Şimdi ise kendini işine vermek adına zorladığı dakikalardaydı. Aklı ve kalbi arasında sıkışıp kalmaktan hayatını yaşayamaz hale gelmişti ve o bunun farkına yaklaşık yeni yeni varmaktaydı. Hayatına aniden giren bir adamla mahvetmişti kendini, gençliğini. Ama hiçbir şey içinde geç değildi hala daha yolun başındaydı. Yeniden en baştan başlamak için oldukça zamanı vardı.

Yemek molasına ayrıldıkları vakit dükanın arkasında bulunan boş sokağa atmıştı kendini, kalabalıktan hoşlanmıyordu. Yalnız olmak, sessizliği dinlemek herşeyden daha iyi geliyordu artık.

Bacaklarına sürtünen kedinin başını şefkatle okşarken konuşmaya başlamıştı.

"Seni sırf bir-iki kere sevdim diye yanımdan ayrılmıyorsun bile oysa onu ömrümün sonuna kadar sevebilecekken benden gitmemi istedi" diyerek gülümsemişti hatta bu cümleyi kurarken bile gülümsüyordu. Hayır gülümsemesi buruk bir gülümseme falan değildi gayet içten gülümsüyordu. Çünkü artık bazı şeylerin üzülmeye değmediğinin farkına varmıştı.

"Tamam tamam şımarma" diyerek hafif azarlayan tonda çıkarmıştı sesini,

Yüzünde eksik olmayan bir gülümsemeyle seyrediyordu ona sırnaşan kediyi

"Jungkook"

Ve ismini duydu, duymayı hiç beklemediği ses tonunda.

Yüzündeki gülümseme donuklaştı anında, bedeni titredi. Oysa sadece sesini duymuştu daha yüzünü dahi görmemişti. Ve görmek isteyeceğini düşünmüyordu. Hayır ona öfkeli, kızgın veyahut kırgın olduğundan değil fazlaca özlediğinden. Özleminden ağlayacak durumda olduğundan görmek istemiyordu. Tekrar karşısında güçsüz düşüp ağlamak istemiyordu.

Görmemeliydi yüzünü,

Oturduğu kaldırımdan ayağa kalktı ve olduğu yerden uzaklaşmak adına hızlı adımlar atmaya başladı taki kolu nazikçe tutulup bedeni döndürülene kadar. Saçları döndürülmenin şiddetiyle usulca savrulurken bakışları ayakkabılarının ucunu buldu. Başı öne eğik bakışları ayakkabısındaydı.

Yüzüne bakamazdı. Bakmamalıydı.

"Yüzüme bakmayacak mısın?"

Jungkook bu zamana kadar asla iradeli bir insan olmamıştı, ama şuan Taehyung karşısında koruduğu iradesi için buradan uzaklaştığında kendisine teşekkür edecekti.

Cevap verme gereği dahi duymadı. Bakışları bağladığı bacıklarına ilişti ve onları incelemeye başladı. Yaptığının çocukça ve saçma olduğunun farkındaydı lakin artık yorulmuştu. Onun buraya neden geldiğini soramayacak kadar yorgun hissediyordu kendini, bazı şeyleri sorgulayacak diretecek gücü kendinde bulamıyordu. Sadece akışına bırakıyordu herşeyi

"Tamam. Bakma yüzüme, ama beni dinlemeni istiyorum"

İtiraz etmek istedi Jungkook ama sesi çıkmadı. Usulca başını salladı.

Az önce kalktığı kaldırıma ilerleyip oturdu yanınada Taehyung oturdu, takım elbisesinin ütüsünün bozulmasını önemsemeyerek hemde

Jungkook'un fazlaca vakti yoktu, ama Taehyung'un anlatacaklarını da deli gibi merak ediyordu.

Patient | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin