17. Bölüm

6.6K 466 217
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Uğuldama..

Yazardan:

İnsanlar en çokta kendilerini üstün görmekte hata etmediler mi? Kibirleri her şeyin üstüne çıktı. Kibirlerinden diğer canlıları ezip geçtiler. Görmezden gelip zarar verdiler. İşte bu yüzden akılları var. Akıllarının olmasını üstünlük olarak görselerde bu aklın cefasını çekecekler. Fazla düşünmek akıllarını kaçırma noktasına getirdi onları. Peki insanlardan daha kibirli olan varlıklar? Onlar kim mi? Vampiler, elfler ve büyücüler.

Onların düşünmekten, kurnazlıktan akılları hiç yorulmadı. Aksine daha çok düşünüp daha çok plan kurdular. Sonları olmaksızın. Bu evrenin en kibirli varlığı olan şüphesiz elflerdi. En kurnaz olanlar vampirler. En zekileri büyücüler. En çok bilek gücüne güvenenler kurt adamlar. Peki insanlar bu yaratıkları bilmeden kendilerini nasıl en yüksek mevkide görüyorlardı. Delirmiş olmalılardı. O zaman tek bir sonuç çıkmaz mı bu denklemden? İnsalarda deli cesareti vardı.

Deli ve cesaret bu kelime dünya üzerinde çok Gülce'ye yakışır. O öyle bir kadın ki, cesaretini deliliğinden, deliliğini cesaretinden alıyor. Ne garip ama! Peki neydi bu kadının özelliği. Görenleri yerle bir eden güzelliğimi yoksa akıl almaz davranışları mı?

En basiti arkadaşının bir anda ortadan kaybolmasını bile bile evde yalnız kalmak istemesiydi ama bu isteği olmadı. Abisi onu yalnız bırakmadı.

Sabah kalkar kalkmaz her zaman yaptığı gibi hiç bir şey yemeden karakola yol aldı. Arabasına kurulunca derin bir nefes aldı. Yıllık izin kullanmıştı. Onun gibi bir işkolik için bu durum garibine gitmişti herkesin. Ama Gülce kafa dağıtmak için sadece olabilecek tüm olası durumları hesaplıyordu. Ama sanki Feda bir bulut olmuş ve havada tutsak kalmıştı. "Neredesin Feda, neredesin?" Sinirle soluyup arabasını hızlı  hareketleriyle yerinden çıkardı. Araba kullanmakta oldukça başarılıydı. Mesleğinin getirisi olarak düşünülürse teknolojik aletleri incelemeye bayılırdı. Onun her şeyi buydu işte. Bu devir onun devriydi.

Hız sınırlarını zorlayarak karakolun önünde durdu. Arabadan hızla çıktı. Sarsılmaz kuvvetli adımları karakolun kapısını buldu. Çevredeki insanların gözü onu buldu. Koyu kahve saçlarını sıradan bir at kuyruğu yapmış, yüzünde bile en küçük bir makyaj kırıntısı yoktu. Hele ki kıyafetleri alale bir eşofman takımıydı. Ama bu haliyle bile oldukça güzel duruyordu.

Onu gören başkomiser derin bir nefes aldı. 'Geldi baş belası' diye geçirdi içinden. Bu kız gerçekten bir sorunluydu, ona göre. Tüm gün başında bekleyip duruyor, yetmiyor birde işine laf ediyordu. Oysa bu sevimli ve güzel görüntüsünün içinden böylesine bir canavar çıkacağını beklememişti.

"Yine mi geldiniz, Gülce hanım?" Gülce gözlerini kısıp karşısındaki ukala olacak adamı süzdü. Elindeki çay bardağını görünce burnunu havaya dikti. "Yine keyfiniz yerinde Başkomiser Erkut." Bu adam bey demek kesinlikle içinden gelmiyordu. Zaten patronuna bile bey demezdi. O adama kesinlikle saygı duymuyordu. Saygı kazanılmalıydı.

Vampir'in Kraliçesi (Ara Verildi)Where stories live. Discover now