17: promise me a place

88 15 8
                                    

Küçük bir çocuk gibi Ravenclaw ortak salonunun kapısına kadar bırakıldığında Sehun yeterince kötü hissetmiyormuş gibi Chanyeol bir anda içeriye doğru seslendi.

"Jongdae!"

Sehun'un Jongdae'ye fark ettirmeden odaya çıkma hayali böylece suya düşmüştü. Artık sadece baş belası olabilen kuzenine değil baş belası olan arkadaşına da yakalanmıştı. Chanyeol bazen baş belası olabiliyordu ama, kendisi de dahil kimse Jongdae'nin baş belası olduğu gerçeğini reddetmiyordu.

Jongdae kendisine seslenen arkadaşını duyduğunda irkildi, Ravenclaw ortak salonunda duymayı beklemediği ses ilk başta ona önemli gelmese de, Minseok'un baktığı yere dönmekten kendisini alamadı. Girişin bir kısmında parmak uçlarındaki Sehun ve kapının dışındaki Chanyeol'ü gördüğünde derin bir nefes bıraktı. Sehun'u gerçekten böyle gözden kaçırmış olamazdı ve o küçük farenin gidip de Chanyeol'e yakalanması sadece Jongdae'nin şanssızlığıydı. Sehun'un kendisini kandırmış oluşuna inanamayarak onlara doğru yürümeye başladığında, Poca artan gerilimden kaçmak adına açık kapıdan hızlıca girdi. Yanından geçerken hafifçe miyavlaması Jongdae'yi biraz sakinleştirdi.

"Ya, dinleneceğini söylemiştin ama beni kandırıp dışarı mı kaçtın?"

Sehun kapüşonunu geri indirirken ortak salonda bu dramanın ortasında kalmak için yeterince büyük bir suç işlemediğini düşünüyordu. Jongdae üzerine gelirken kapıdan çıktı, en azından ortak salonun dışında azarlanmak biraz daha iyi görünüyordu.

"Ya! Kaçma sakın." Jongdae adımlarını hızlandırıp dışarı çıktığında, Sehun kapının kapanmasını sağladı.

"En azından bu devi de atlatabilirdin değil mi?. Biraz da beni düşün." Jongdae'nin suçlayıcı sesi sızlanmaya döndüğünde, korkuluklara yaslanmış Chanyeol ona sırıttı.

"Merhaba eski dostum."

Jongdae onun bilmiş bakışlarının altında kendisinden uzaktaki çocuğa doğru, erişmeyeceğini bildiği tekmesini salladı. "Beni azarlamaya kalkma çünkü burada mağdur benim! Beni kandırdı! Evimizi, beni, yavrumuz Celes'i terk etti. Ben değilim, o suçlu."

Sehun arkadaşının dramatik çıkışına gözlerini devirirken mırıldandı.

"Hava almam gerekiyordu. Çok büyüttünüz bence."

Jongdae kıstığı gözlerini oda arkadaşına dikerken söylendi. "Çok büyütmüşüz, duydun mu?" Chanyeol'den onay beklemek için durdu, arkadaşının hımlaması üzerine devam etti. "Okulun ikinci haftasından bayılıp bizi korkutman sence büyük bir şey değil mi? Haber ver oğlum en azından ya. Ben de yukarıda uyuyorsun sanıyorum."

Sehun ona masum bakışlar atmaya çalışırken Jongdae ofladı. "İyi misin şimdi?"

Sehun yakın arkadaşına doğru kollarını uzatıp ona şirinlik yaparken Chanyeol buna katlanamadığını söyleyerek kendi yurduna adımlamaya başladı.

"Siz küçük şeytanlarla baş edebilen tek kişi olduğum için bana bir ödül verilmeli."

Jongdae onun arkasından sırıttı, yine de Sehun'a döndüğünde ondan bir daha kaçarsa bir fareye dönüşebilme ihtimalinin ne kadar yüksek olduğundan bahsetmeyi unutmadı.

Akşam yemeği saati başladığında, Jongdae elindeki Bertie Bott'un Her Tattan Şekerlemeleri'ni saklama ihtiyacı duymadan Sehun'un yanında ortak salondan çıkmıştı. Yine de aradığı şekerlemeyi bulamadığında derin bir oflama duyuldu.

"Bugünün intikamını almak için tarçınlı şekerleme yiyeceğini bilecek kadar iyi tanıyorum seni Jongdae, ama ne yapsak? Onu çoktan yedim."

Sehun sırıtarak ondan uzaklaşırken Jongdae gözlerini devirdi.

elisir | sekaiWhere stories live. Discover now