23: and i was too young to know

89 14 14
                                    

şu an ne halt ettiğimi bilmiyorum ama taslakta kalan bölümleri bi atayım sonrakilere bakıcaz... hayatımdan hayatımı bile çıkarmışım bi ara burada ne varmış ne yokmuş her şey güm olmuş.. umarım çok sövmemişsinizdir ve sövmezsiniz seçose :')


Sehun, kendisini tutan kolların Jongin'e ait olduğunu çok geç fark etmişti. İçinde Taemin'e karşı büyüyen yakıcı bir öfkenin yanında, unuttuğu kişinin o olmasından kaynaklı bir minnet de vardı. Böylece Sehun, önceki günlerde Jongin'den gereksiz yere uzaklaştığını düşündü. Hala yüzleşmeye hazır değildi, ama Jongin'dense Taemin'le yüzleşmek daha kolay olmalıydı. Sehun ikisinin de kaldıramayacağı bir şey olduğunun farkındaydı, ama Jongin'le yüzleşmek zorunda kalırsa, bunun kendisi için daha çok acı verici olacağı kesindi.

Filch'in onlara doğru koştuğunu fark ettiğinde, kendisini saran kolların da en az kendisi kadar hissiz olduğunu fark etti. Taemin arkada bir yerde ellerini yüzüne kapatmış, omuzlarını düşürmüş ve güçsüz görünüyordu. Sehun ona saldırmayı ve böylece içini rahatlatmayı ne kadar istediğini fark ettiğinde irkildi. Neden, diye düşünüyordu sadece, neden benden öylece vazgeçtin? Neden beni geride bıraktın?

Filch'in hızlı adımları kendilerine yaklaşırken, Sehun zaten diken üzerinde olan bitkin haliyle Yasak Orman'dan duyduğu sese doğru döndü. Biraz ilerideki ağaçların arkasında parlak mavi iki ışık gördüğünde, kaşlarını çatıp odaklanmaya çalıştı.

Sanki kendisini tutan kollar, ya da birlikte düştükleri toprak yavaşça yok olup kaybolmuş gibi, Sehun kendisini bir hastane odasında gördü. Karşısındaki Sehun'la karşılaştığı bu yerin Hogwarts olmadığına emindi, odada kendisinin yattığı yataktan başka yatak yoktu çünkü. Yine de, odada yalnız olduğunu söylemek de mümkün değildi.

Sehun, başına giren ağrıyla kafasını hızlıca sallayarak yana çevirdi, birazdan görüntü daha da genişlemiş ve Bina Müdürleri Profesör Filius Flitwick de görüş alanına girmişti. Sehun'un yatağının ayak ucundaki yükseltiye çıkmış ve Sehun'un şimdi duymakta zorlandığı şeylerden konuşmaya başlamıştı.

Sehun bir anda gördüğü bu şeyin ne olduğunu anlayamasa da, yavaş yavaş sesleri anlayabildiğini fark etti. Profesör büyük bir heyecanla asasız büyülerden bahsederken, hastane yatağında yatan Sehun'a onun Oblivate'e karşı koymasının ne kadar etkileyici olduğundan bahsetmeyi de unutmamıştı.

Sehun kendisini yeniden Yasak Orman'ın kıyısında bulduğunda, daha önce Taemin'le gördüğü Demiguise'in artık siyah olan gözlerine baktığını fark etti. Kafasındaki çarklar yavaşça oturmaya başladığında, Demiguise'in gelecekle ilgili görüsünü kendisiyle paylaştığını anladı.

Yani Sehun, gelecekte bir Oblivate'e karşı asasız bir büyü yapacaktı, ve bu büyü işe yarayacaktı. Sehun kafasının karıştığını hissetti. Herhangi birinin ona Oblivate ile saldırabileceğini düşünmüyordu. Zaten şu anki zihinsel durumuyla, herhangi bir şeyi düşünmek de zordu. Asasız büyülerin, öğrencilerde kendini koruma içgüdüsü ve güçlerini henüz kullanamamanın getirdiği düzensizlikle ara ara işe yarayabildiğini biliyordu, ancak Sihir Tarihi dersinde, bu kontrolsüz büyücü gücünün Oblivate gibi güçlü bir tılsıma karşı işe yarayabileceğiyle alakalı bir şey okumamıştı.

Mrs Norris, Filch'ten önce gelip onlara hırsla miyavladı. Sadece bir an sonra, Filch okul idaresi tarafından kendisine verilen tozları ayaktaki Taemin'in ve yerde hala birbirine tutunan ikilinin de üzerine attığında, üçü de kendisini Filch'in ceza vereceği öğrencileri getirdiği odada birbirlerinden birer metre uzaklıktaki sandalyelerin üzerinde buldu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 30, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

elisir | sekaiWhere stories live. Discover now