18: in your house of memories

124 16 16
                                    

sürprizzz! iki bölüm üst üste atıyorum o yüzden öncekini okuduğunuzdan emin olun 🫶🏻


Sehun, Büyük Salon'dan çıkarken kendisiyle gelmeyeceğini bildiği Yixing'e üzgün bakışlar atıyordu. Jongin'den başka Slytherin'leri de incelemeye karar vermişti ama Jongin başlı başına bir soru işaretiydi onun için. Yine de aralarındaki son durum pek iç açıcı görünmüyordu. Jongin'in bir cevap vermeden kaçtığını hatırladığında Sehun'un sinirleri bozuldu. Jongin, bazen aşırı güven verici bir yapıda oluyordu ve bu her seferinde Sehun'un daha güvensiz hissetmesine neden oluyordu. Şimdi bu şekilde kaçmış olması, Jongin'in dengesiz olup olmadığını ona tekrar sorgulatıyordu.

Aritmansi dersliğine çıkan merdivenlerde kendisine sakin olması gerektiğini tekrar hatırlattı. Jongin'in kendisine verdiği tuhaf el selamı, zaman geçtikçe Sehun'un gözünde daha komik olmaya başlamıştı. Sınıfa girdiğinde, dersin başlamasına az kalmış olmasına rağmen, öğrencilerin çoğunun olmadığını fark etti. Kendisi için bir yer seçmesinin hemen ardından, teslim etmesi için Yixing'in kendisine verdiği ödevi de kendi ödeviyle birlikte masasına koydu.

Aritmansi dersliğinde olmak, Sehun'a elinde olmadan önceki hafta nota tozu olarak başından dökülen kuşları hatırlattı. Jongin için özel olan bir tılsımdı, ve Sehun, onun kendisine meydan okuduğu konusunda önceki hafta olduğu kadar emin değildi artık. Biraz sonra sınıf kalabalıklaşmaya başladığında, yanındaki sandalyenin çekildiğini duydu. Sınıfın büyüklüğüne oranla öğrenci sayısı az olduğu için, yanına birisinin oturmasını beklemiyordu.

"Selam."

Jongin güzel bir gülüşle onu hızlıca selamlayıp önüne döndüğünde, Sehun ona bakakaldı.

"Selam vermeyecek misin?"

Jongin ödevini çıkardıktan sonra hala kendisini izleyen, ancak selamına karşılık vermeyen çocuğa sordu. Sehun, onun tavırlarındaki yumuşak etkiyi anlamlandıramasa da, içinde bir yerler böyle olmak zorunda değil, diyen Jongin'i destekliyordu. Sehun bunu fark ettiğinde yüzüne küçük bir gülümsemenin yayılmasına engel olamadı.

"Selam."

Jongin oturduğu sandelyeye yaslanırken aklından geçen tek şey, daha Jongin olmaktı.

"Geçen haftaki ödev neydi öyle? Tüm haftamı aldı sanki ve ilk hafta için pek hoş değildi. Sence de öyle değil mi?"

Sehun onun günlük konuşmalardan birini başlatmasına güldü. Jongin'i anlayamadığı kesindi, ama böyle önemsiz şeylerden konuşmak, Sehun'un güvensiz hissetmesini engelliyordu. Yine de, Karagöl'ün kıyısında konuştukları konuyu böyle atlamış olması Sehun'a biraz garip geldiğinden, Jongin'e daha dikkatli baktı bir anlığına. Jongin'in yüzündeki yaralar, şimdi daha az belirgindi. Sehun çocuğun Hastane Kanadı'na gitmiş olmasına rağmen hala iyileştirme tılsımını kullanmamasına şaşırıyordu. Madam Pomfrey, onu iyileştirmeyi teklif etmiş olmalıydı. Bir dahaki sefere, belki de kendisinin ona bir tılsım yapmasını isteyip istemeyeceğini sorabilirdi. Araları şimdiki gibiyken, Jongin'in yüzündeki izlere sebep olduğunu bilirken çocuğa bakması onun için biraz zordu.

"Klasik Aritmansi. Yine de geleceği bilimle öngörme işi, Kehanet dersinden daha mantıklı değil mi?"

Jongin başıyla onaylarken, profesörün gelmesiyle küçük sohbetleri yarıda kesildi. Jongin, profesörün gelmesinden memnundu. Böylece sakin kalmak konusunda içinden kendisini uyarmak zorunda kalmayacaktı. İlk haftadan sınıfa küçük bir şov izleten ikiliyi yan yana görmek Septima Vector'u gülümsetti.

Ödevlerin tesliminden sonra, profesör yeni konuları anlatırken, Jongin önündeki deftere karalamalar yapmakla meşguldü. Sehun'un dikkati elinde olmadan Jongin'e kaydığı için, biraz sonra üzerinde dersi dinle. yazan bir kağıt parçası Jongin'in önündeki yerini almıştı.

elisir | sekaiWhere stories live. Discover now