19: i think of you

133 17 21
                                    

küçük bir hatırlatma, 17 ve 18'i arka arkaya atmıştım, bir kısmınız 17'yi okumadan 18'e geçmiş okunma sayılarından gördüm ㅠㅠ


Çarşamba günü Sehun için diğer günlerden sakin geçmişti, Önce Hupplepuff ile Tılsım dersini almış, Jongin'i gün içinde gördüğü ilk kez olan öğle yemeğinden önce, verimli bir kaç saat geçirmişti. Jongdae yanında sabırsız bir şekilde Minseok'un kaydı alıp alamadığını düşünürken derse odaklanması kolay olmasa da yeni tılsımlar denemek, onu biraz olsun gerçeklikten uzaklaştırmıştı.

Büyük Salon'un kapısına neredeyse ulaşmışken, Jongin hızlı adımlarını Sehun'un yanında durdurdu. Sehun'u merdivenlerde gördüğü andan itibaren o daha fark etmeden hızlandırdığı adımlarıyla, kapıda onu yakalamıştı.

"Selam."

Sehun nefes nefese kalmış görünen çocuğa bakıp güldü ve mırıldandı.

"Selam."

Jongin de onun gülümsemesine karşılık verdi. "Öğleden sonra dersin var mı?"

Sehun masalarına doğru ilerlerken onu kafasıyla onayladı. "Bir şey mi oldu?"

"Sadece, canım bu aralar çok kahve çekmeye başladı. Ne zaman seni görsem kahve kokusu geliyor sanki burnuma."

Gülerek önceki güne atıfla söyledikleri Sehun'u da güldürdü, sadece bir an sonra, Sehun'un yüzünde abartılı üzgün bir ifade belirdi.

"Sen böyle deyince benim canım da kahve istedi sanki. Ama Sihir Tarihi dersine gidip kahvesizliğe direnmem lazım."

Jongin ona dudaklarını bükerek birkaç saniye baktı, eli farkında bile olmadan havalanıp Sehun'un saçlarını hafifçe okşadığında, ikisi de bir an donup kaldı. Jongin elini ateşe değdirmiş gibi hızla çekip ağzının içinde bir şeyler gevelemeye başlamışken, Sehun'dan bir kıkırtı duydu.

"O zaman... sonra görüşürüz? Şimdi masama gitsem iyi olacak sanırım." Sehun dudaklarında küçük bir gülümsemeyle konuştu. Jongin'in esmer tenine rağmen kızarmaya başladığında bunun hızla fark ediliyor oluşunu ne kadar bulduğunu düşündüğü sırada, Jongin de biraz rahatlayıp onu gülümseyerek onayladı.

Öğleden sonra girdikleri Sihir Tarihi dersi Jongdae'yi uyuklatsa da, Sehun gözlerini açık tutmak konusunda direndi. Önceki akşamın rahatsız uykusu, kendisini böyle hatırlatırken derslerde uyumasının her şeyden önce profesöre saygısızlık olacağını bir kez daha hatırlattı kendisine.

Büyük Salon Sehun'a göre olaysız bir akşam yemeğinde öğrencileri ağırlarken, Chanyeol'ün sahada bugün önceki güne oranla daha rahat olduğunu konuşuyorlardı Ravenclaw masasında.

Chanyeol en azından artık endişelerini sesli dile getirebildiği için biraz daha rahat görünüyordu ve önceki günün aksine, arada sahada idman yapan öğrencilere de bakmıştı. Sehun ve Jongdae, bir an onun gülüşünü bile gördüklerine yemin edebilirdi üstelik. Yine de, Minseok'un sıkıntılı hali Jongdae'nin gözünden kaçmadığında, yavaşça konuşmayı sonlandırdı. Daha sormadan bile gün boyu merak ettiği sorunun cevabını aldığını fark etmek, pek hoşuna gitmemişti.

Saatler sonra ortak salonda, Sehun ve Jongdae kendi inlerine gidip aşk iksirlerini puanlayıp ortadan kaldırmadan önce, Minseok yemek boyu kendisini neşesiz kılan şeyi söyledi.

Madam Hooch'un yanına gitmişti, ancak zaten meşgul olan profesör o daha kayıtlardan bahsedemeden acil değilse daha sonra gelmesini söylemişti. Minseok'un kayıtları görmek için bir bahanesi bile yoktu. Bu yüzden kadının yanından sessizce ayrılmak zorunda kalmıştı.

elisir | sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin