İyi Davran

773 83 17
                                    

"Öpücük vermedin Jungkook."

Şu an olanları anlamlandıramıyordum. Karşımdaki kişi Taehyung değildi. Yabancı biri vardı evde ve bu kimdi hiç bir fikrim yoktu. Boğuk, hırıltılı ve kalın sesi ile gözlerim ışık hızında kocaman oldu.

Onunla göz temasımı keserek hemen hızla başımı yerden kaldırdım. Nefes nefese hemen bulunduğum konumdan uzaklaşıp, yatak başlığının hemen yanına geçtim.

Kapının altındaki yansıma hareket etmiyordu. Hala orada gibiydi. Korkudan titriyor, gözlerimden yaşlar akıyordu.

"Ne i-istiyorsun be-benden?" diye bağırdım doğru düzgün konuşamazken. Kapının arkasından hiç ses gelmiyordu ancak yansıma hareket de etmiyordu. Kafayı yiyecek gibiydim. Neden beni burda bıraktılar aklım almıyordu. Kim ailesi benimle adeta alay ediyordu. Başka açıklaması olamazdı. O bebeği alan her kimse Kim ailesi için çalışıyordu.

"Jungkook, benimle oyun oynamadın. Hadi gel oynayalım. Uslu duracağım." O her konuştukça ağlamalarım şiddetleniyor, nefes nefese kalıyordum. Burdan hemen gitmem gerekiyordu. Can güvenliğim yoktu, karşıma hiç çıkmamış biri ile aynı evde yaşıyordum ve kim olduğunu bile bilmiyordum.

Kafayı yiyecek gibiydim. Ellerimi saçlarıma atıp bağırdım ancak çığlığım hiçbir işe yaramıyordu.

Orada ne kadar durdu bilmiyorum ama benim nefeslerim düzene girmeye başlamıştı yavaş yavaş. Bağırışlarım daha da azalmış ancak bitmemişti.

Yatağın solunda yere dizlerimi çökmüş oturuyordum. Ellerim saçlarımda, arada bir çekiyordum.

Yerde ki yansıma hareket etmeye başlayınca hemen oraya odaklanmaya başladım. Ne yapıyordu hiç bir fikrim yoktu. Adımları geldiği yönde doğru tekrardan gitmeye başladığı için şükretmiştim.

Onun gitmesiyle ayağa kalkmaya çalışmam bir olmuştu ancak baş ağrımdan ve gözlerimin kararmasından dolayı pek becerikli olamadım. Bir süre kendime zaman tanıdım toparlanmak adına. Ayağa kalkabilecek kadar toparlandığımda, yataktan destek alarak ayaklandım. Ancak bulunduğum konumdan ileriye gitmedim. Kapıya yaklaşmaya niyetin yoktu.

Bir kaç dakika bekledim. Kapının ardında hiçbir hareketlilik olmuyordu ancak alt katta, mutfaktan sesler geliyordu. Bu, benim korkumu daha da tetikliyordu. Gelecek hamleyi kestiremiyordum.

Bir süre mutfakta oyalanmıştı. Yaklaşık on dakikanın ardından mutfakta ki sesler kesildi. Nereye girmiş olabileceğini düşünmeye başladım ancak aklıma evde nereye gidebileceği hakkında bir fikrim yoktu. Biraz daha bekleyip ses gelmesini umdum. Umduğum gibi de olmuştu. Yine ses gelmeye başlamıştı. Gelen seslere kulak kesildiğimde merdivenlerde olduğunu anladım. Merdivenlerden yukarı çıkıyordu, yani son kata, benim bulunduğum kata geliyordu. Tekrardan kalbimin ritmi bozulmaya başlamış ve tekrardan gözlerimin dolduğunu hisseder olmuştum.

Gelen adım sesleri daha da yakınlaşınca bayılacak gibi oldum. Gözlerim karardı ve başım ani bir şekilde dönmeye başladı.

Kapının altında ki yansımadan tekrardan geldiğini anladım. Kendimde bulduğum bir özgüvenle aynı zamanda sinir patlamasıyla "Ne istiyorsun benden!" diye bağırdım ancak ses vermiyordu. Artık bu gecenin sonlanmasını istiyordum. Daha ilk günden böyle bir şey yaşıyordum ve ileride ne olacağını bilmiyordum.

Kapının önündeki hareketlilik tekrardan kendini gösterdiğinde oraya, gözlerimi kocaman açarak odaklandım. Kapının ardında tekrardan bir şey bırakmıştı. Ne olduğunu göremiyordum.

"Bana iyi davran Jungkook. Yanıma gel. Lütfen." kapının ardından sanki çaresizce konuşması kalbimde bir hareketliliğe neden oldu ancak ben buna kanmayacaktım. O masum biri gibi değildi. Can güvenliğim yoktu.

The Kth BoyWhere stories live. Discover now