Saçların İçin

343 40 58
                                    

Helllooooo

Bu bölümü üç tane sınavımın olduğu günden bir gün önce yazmaya başladım bakalım nereye kadar devam edicem. Artık internet olursa da paylaşırım.

Bu arada annemin internetini de bitirmişiz evde terör yaşandı kısa bir süreliğine🥲

Neyse fazla uzatmayayım.

İyi okumalar...

***

Derince bir yutkunuş...

Gözlerim kocaman olmuş bir vaziyette kapıda dikilen bedene bakıyordum. Onun da benden eksik bir yanı yok gibiydi, yüzünün aldığı o hayret dolu ifade gözle görülmeyecek türden değildi. Duşa girer girmez üstümü çıkartacağımı düşünmemişti belli ki.

Yanaklarımın artık pembeleşmesini geçtim mosmor bile olmuş olabilirdi. Gözlerim yerinden fırlayacakmış gibi ağzım açık bir şekilde ona bakıyordum. O ise ağzı aralanmış, dudakları arasından titrek nefesler eşliğinde çekik gözlerini aralayabildiği kadar aralamıştı.

O durumda kaç saniye kaldık hiç bir fikrim yoktu ancak ilk kendisini toparlayabilen Taehyung'du. Gözlerini usulca gözlerime çıkartarak kızarmış yüzüme bakmıştı. Hala aynı yüz ifadesi ile bakıyordu ancak yüzümde gezinen gözleri daha da yoğunlaşmıştı. İlk bir kaç saniye boyunca yüzümde gezinen gözleri yoğunluğunu arttırmış, gözleri olabileceği en koyu renge bürünmüştü.

O bana bakarken aklıma sabahki olay geldiğinde istemeden yine utanmaya başlamıştım. O, sabah hiçbir gizlisi olmaksızın üstünü değiştirebilmişti ve bende onun göğsüne odaklanmıştım ancak şu an, sabahki Taehyung ile aynı durumda olmama rağmen ortamdaki yoğun havaya maruz kalarak daha da utanmış ve kızarmıştım.

Onun tepkisi beni daha çok utandırmaya yetmişti çünkü yutkunmasını veya göğsüme dikkatli bir şekilde bakmasını beklemiyordum. Vücudum ise istem dışı bir şekilde göğüs uçlarımı, ortamın yoğun havasından ve kasıklarımın hemen üstünde olan değişik histen dolayı dikleştirmişti.

Zaman algımı yitirdiğimi düşündüğüm vakit gözlerini yüzümden çekmiş, benim dışımda her yere bakmaya başlamıştı. "Çıkınca," demişti ancak kulağımın uğuldamasından dolayı sesini zar zor işitmiştim. Utançtan yerin dibine girmek istiyordum.

"Duştan çıkınca konuşuruz." demiş ve daha fazla beklemeden, tekrar yüzüme dahi bakmadan hızla kapıyı kapatarak banyodan çıkmıştı. Kapının çarpılma sesinden dolayı yerimden sıçramış, transtan çıkmış gibi etrafıma bakmaya başlamıştım.

Duştan çıkınca konuşacaktık.

Ne konuşacağımızı bilmiyordum, onun yanına gideceğim dahi şüpheliydi. Utançtan hareket dahi etmediğim bir durumun içerisindeydim ve o ısrarla konuşmaya çalışıyordu. Gerçi pek konuşmaya çalıştığıda söylenemezdi, daha çok benim konuşmamı istiyor ve kendiside dinliyordu. Aramızdaki muhabbet bile çok sınırlı kelimelerle oluşuyordu ve bu durum ister istemez insanın canını sıkıyordu.

Duştan çıktıktan sonra kendimi toparlamak adına elimden gelen her şeyi yapacaktım ve sanki normal bir şey gibi onun yanına gidip, konuşmak istediği konu hakkında konuşacaktım. Biliyorum, yanaklarım kızaracaktı, hatta ne dediğimi bile bilmeyebilirdim ancak bazı şeyleri normalleştirmek istiyordum. Onun ve benim aramdaki bu görünmez iplerin yok olmasını, daha sağlıklı iletişim kurmamızı istiyordum. Gerekirse utancımı yenecektim.

Üst bedenim çıplak bir vaziyette durduğumdan dolayı ani gelen bir ürperme ile tüylerim diken diken olmuştu. Gözlerimi hızla kırpıştırarak yavaş adımlarla önce kapıya varmış ve kapıyı kilitlemiş ardından ise eşofmanımı ve baksırımı çıkartarak duşakabine girmiştim.

The Kth BoyWhere stories live. Discover now