🐺1.Bölüm🐺

1.6K 53 23
                                    

İşte buradasın güzel kitap. Yıllardır seni nasıl aradığımdan haberin var mı acaba?

Şu an elimin altında duran,bu efsanevi olduğuna inandığım kitaba dokunamamam normal mi? Ya efsane gerçek olursa?

Zaten en başından beri bunu merak etmiyor muydum? Şimdi neyin ikileminde kaldım,ben de anlayabilmiş değilim.

Göster cesaretini Asena.

Efsanevi olduğuna inandığım ve yıllardır yine efsanelerdeki ipuçlarına dayanarak didik didik arayıp bulduğum "Kaderin Kitabı"nın kalın, deri kapağının üzerine elimi yavaş yavaş havadan indirerek yerleştirdim. Ardından yine yavaş yavaş elimi kitabın üzerinde gezdirdim.

Kitap kilitliydi. Kilidin açılması için de anahtarı gerekliydi. Ben,kayıp olan bu anahtarını da buldum.

Ama bu anahtar defterin yan kısmında bulunan kilidine yerleştirince kitabı açmaz. Bu anahtar kitabın tam ortasına,ortasında bulunduğu lâkin görünmeyen mekanizmaya yerleştirilmeli. O zaman kilit açılır.

Elimi kitabın üzerinden çekerek sırt çantamı sırtımdan çıkardım.

Çantamı açarak,anahtarı özenle içine yerleştirdiğim kutuyu elime aldım.

Kutuyu açarak içindeki anahtarı da aldıktan sonra çantayı olduğu yere bıraktım ve çevreme bakındım.

Müzede görevli bir Türkolog olarak işe başlamıştım. Bu gece de nöbetçi bendim. Zaten bu kitabın efsanesini araştıran genç Türkolog olarak tanınıyordum. Ona dokunup incelememe bu geceden itibaren izin verildi.

Geldim. Heyecanla başında dikiliyorum.

Bir sütunun üzerinde camın içinde bulunuyordu kitap. O camı da olduğu gibi yerinden çıkarıp,kaldırdım. Görevli ben olduğum için alarm sistemini etkinleştirip kapatmak da benim elimdeydi. Tabii bir tek Kaderin Kitabı için müsaade verilmişti. Müzede bulunan başka şeylere dokunmam yasak.

Ah,her neyse.

Hızla bir sütun üzerinde duran kitabın ortasındaki boşluğa eğildim. Anahtarı sağ elimde dikkatle tutarak yavaş yavaş indirmeye başladım.

Efsanevi olan diğer kitapların söylediklerine göre bu anahtarı yerleştireceğim açıyı hesapladım.

Gerçekten oldukça yavaş ilerliyordum. Milim milim hatta daha ve daha az.

En sonunda elim tamamen kitap ile buluştu ve anahtar tam ortasına yerleşti.

Aynı esnada hafif bir 'tık' sesi eşliğinde kilit kendiliğinden açıldı.

Heyecanla gülümsedim.

Olmuştu işte,açılmıştı!

Bakalım,efsane ne kadar gerçek?

Kitabı kaldırıp elime aldım ve içini açtım.

Ama...

Ama bu nasıl olur? Bu kitabın içi gerçekten boş! Yani efsane gerçek mi?!

Aklıma o anda efsaneyi danışmış olduğum bilgin bir tarihçinin söyledikleri geldi.

"Kaderin Kitabının Efsanesi... Bu zamana kadar tüm elde ettiğin bilgileri bir kenara bırak kızım. Bu kitap aslında nedir biliyor musun? Kaderi yazan bir kitap. Ya da yazmış bir kitap. Ya da yazacak bir kitap. Veyahut da değiştirecek. Bu yüzden ona kaderin kitabı diyoruz. Ama neyin kaderi biz de bilmiyoruz. Dünyanın mı,herhangi yaşamış bir şahsın mı,yoksa kitabı açacak olan kişinin kaderi mi? Hiçbir şey bilmiyoruz. Çünkü onu bu zamana kadar açabilen hiç kimse olmadı. Efsane odur ki; bu kitabın sayfaları tamamen boştur. Kitabı açabilen kişi sayfaları tamamlar. Hem de kitabın içine girerek..."

Kaderin Kitabının Efsanesi (Eski Versiyon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin