🐺34.Bölüm🐺

220 18 9
                                    

𐰇𐰠𐱅𐰃: 𐰚𐰃𐰤𐱅𐰃: 𐰃𐱁𐰉𐰺𐰀: 𐰖𐰢𐱃𐰺: 𐰉𐰆𐰕: 𐱃𐰍: 𐰋𐰃𐰤𐰯: 𐱅𐰏𐰓𐰃: 𐰆𐰞: 𐱃: 𐰦𐰀: 𐰇𐰠𐱅𐰃: 𐰇𐰲𐰨: 𐰘𐰏𐰤: 𐰾𐰃𐰠𐰏: 𐰋𐰏𐰭: 𐰚𐰓𐰢𐰠𐰏: 𐱃𐰆𐰺𐰍: 𐱃: 𐰋𐰃𐰤𐰯: 𐱅𐰏𐰓𐰃: 𐰆𐰞: 𐱃: 𐰦𐰀: 𐰇𐰠𐱅𐰃: 𐰖𐰺𐰴𐰃𐰦𐰀: 𐰖𐰞𐰢𐰽𐰃𐰦𐰀: 𐰘𐰇𐰕: 𐰺𐱃𐰸: 𐰸𐰆𐰣: 𐰆𐰺𐱃𐰃: 𐰘𐰃𐰕𐰭𐰀: 𐰉𐱁𐰃𐰭𐰀: 𐰋𐰃𐰼: 𐱅𐰏𐰼𐰢𐰓𐰃:

~öldü. İkinci olarak Işvara Yamtar'ın boz atına binip hücum etti. O at da o hücumda öldü. Üçüncü olarak Yeğen Silig beyin zırhlı doru atına binip hücum etti. O at da o hücumda öldü. Zırhından, kaputundan yüzden fazla okla vurdular, yüzüne ve başına birisi bile değmedi...~

🏹

Kitabın içine çekilip geçmişe düştüğüm ilk an Kapgan Kağan ile yapmış olduğum konuşmalardı bunlar! Yani o... Yani o psikopat Kapgan Kağan mıydı?!

Aynı şeyler oluyordu. Geçmişteki şekilde adamlarla dövüşüyordum. Geçmişteyken kendimi kılıçtan korumaya çalışıyordum. Çünkü o zamanlar kullanmayı bilmiyordum. Şimdi de silahtan. Elimden geldiğince silahı kendimden uzak tutmaya çalışıyordum.

Birkaç tanesi ile dövüşüp pek kendimi yormadan yere serdim. Ancak en sonunda hiç beklemediğim bir yerden yine bir tanesi üzerime geldi.

Dengemi kaybederek kalçamın üzerine düştüm. Bu sefer o benden hızlıydı.

Elimi acıyan kalbimin üzerine götürdüm. Nefes almaya çalıştım.

Silahını havaya kaldırdı ve ters çevirdi. Silahın kabzasıyla bana vuracaktı. İçimdeki korku giderek artarken sağ elimi kalbimden çektim ve kolumu kendime siper ettim.

Korkuyla gözlerimi kapattım. Yine ölümü beklerken bambaşka bir silah sesi duydum.

Gözlerimi yeniden açtığımda beni öldürecek adamın alnında açılan bir kurşun deliğiyle beraber yerde uzandığını gördüm.

Az kalsın ölüyordum. Şaşkınlığımı üzerimden atamadım.

Motosikleti ile beraber buraya doğru gelen ve elindeki tabancayla motosiklet üzerinde bize saldıranlara mermi yağdıran bir genç daha gördüm.

Gelen genç gülüyordu. Yanımdaki psikopata bağırdı.

"Yetiştim Kapgan! Buradayım kardeşim!"

Kapgan mı?! Yani doğru muydu?! O benim tanıdığım Kapgan Kağanımız mıydı?!

Peki ya gelen genç?! O ses...

İnanamıyorum!

Barlas'ımın sesi!

Heyecan ve şokla Kapgan'a baktım. O da döndü ve gördüğü askere gülümsedi. Kitaptaki aklıma gelen kelimeleri fısıldadım.

"Zamanlaman her zamanki gibi harika Barlas."

Ben bunu kendi kendime fısıldadıktan hemen sonra Kapgan Kağan gülümseyerek bağırdı.

"Zamanlaman her zamanki gibi harika Barlas!"

Ağzım aralandı.

Bir an yine olduğum yerde çakılıp kaldım. Dondum.

Oydu! Gerçekten oydu!

Kendime gelip hızla başımı Barlas'a çevirdim. 

Tıpkı geçmişte olduğu gibi, elindeki tabancasıyla gördüğünü hızla yere seren Barlas, saldırganların gözlerini bayağı korkutmuştu.

Kaderin Kitabının Efsanesi (Eski Versiyon)Where stories live. Discover now