🐺18.Bölüm🐺

414 28 9
                                    

𐰲𐰃𐰢: 𐰴𐰍𐰣: 𐰆𐰞𐰺𐱃𐰸𐰑𐰀: 𐰇𐰕𐰢: 𐱃𐰺𐰑𐰆𐱁: 𐰉𐰆𐰑𐰣: 𐰇𐰕𐰀: 𐱁𐰑: 𐰼𐱅𐰢: 𐰲𐰃𐰢: 𐰴𐰍𐰣: 𐰋𐰃𐰼𐰠𐰀: 𐰃𐰠𐰏𐰼𐰇: 𐰖𐱁𐰞: 𐰇𐰏𐰕: 𐱁𐰦𐰆𐰭: 𐰖𐰕𐰃𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰓𐰢𐰕: 𐰸𐰆𐰺𐰍𐰺𐰆: 𐱅𐰢𐰼: 𐰴𐰯𐰍𐰴𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰓𐰢𐰕: 𐰚𐰇𐰏𐰢𐰤: 𐱁𐰀: 𐰶𐰃𐰺𐰴𐰕: 𐰘𐰃𐰼𐰃𐰭𐰀: 𐱅𐰏𐰃: 𐰾𐰇𐰠𐰓𐰢𐰕:

~Amcam Kağan tahta oturduğunda ben Tarduş halkı üzerine Şad idim. Amcam Kağan ile doğuda Sarı Irmak'a (ve) Şantung ovasına kadar sefer ettik, batıda Demir Kapı'ya kadar sefer ettik; Kögmen (dağlarının) ötesinde Kırgız ülkesine kadar sefer ettik.~

🏹

İlerideki parka girdim. Banklardan birinin üzerine oturdum. Bu kitabın amacını hâlâ anlayabilmiş değildim.

Her şeyi yazıyordu. Hem de her şeyi.

Bu kitap... İçinde tamamiyle canlı bir hayatı barındırıyordu.

Kucağımda olan kitap bir anda titremeye başladı. Çevreme bakındım. Allah'tan kimseler yoktu.

Neden titrediğine bir anlam veremiyordum. Ben hiçbir şey yapmadığım takdirde bir anda kitap açıldı. Önüme bir sayfa açtı.

Gözüm önce gece lambasının aydınlattığı bu bankın altında kitabın sağ tarafındaki resme takıldı. Sağ tarafta Barlas vardı. Kapgan ile beraber oturup sohbet ediyorlardı. Minder üzerinde,odadaydılar. Mumlar aydınlatıyordu odayı. Buraları da kitap yazmış. Doğal olarak ben görmediğim ve merak ettiğim için sayfanın sol tarafında yazılan yazıyı okudum.

"Asena... Çok garip bir kız değil mi?"

Barlas, can yoldaşı Kapgan'ın sözlerinin ardından hiç aklından çıkmayan güzel yüzü yeniden gözlerinin önüne getirdi. İç ısıtacak şekilde gülümsedi. Derin bir nefes alıp verdi. Genç kızın yüzü hayalinde olduğu için gözleri dalmış, tek bir noktaya bakakalmıştı.

"Garip... Her yönüyle garip ama muhteşem biri."

Kapgan arkadaşının bu hâlini görünce sırıttı.

"Ooo, bizim Barlas sevdalanıyor mu yoksa?"

"Çoktan ateş bacayı sardı bile kardeşim. Onu sanki yıllardır tanıyormuş gibiyim. Ona çekinmeden bakabiliyorum. Baktıkça, daha çok bakmak istiyorum. Sanki yıllardır hasret kalmışım gibi... Sanki... İçimde yıllardır bir boşluk varmış da ona bakınca o boşluk doluyor,hatta taşıyormuş gibi. İçim içime sığmıyor. Ama aynı zamanda gözlerine bakınca yüreğim burkuluyor. Bazen büyük bir acı duyuyorum. Onda... Beni ona çeken bir şey var. Ama ne, bilmiyorum."

"Yine döktürüyorsun Barlas'ım. Edebi yönlerini açığa çıkarıyorsun. Eeee, peki yok mu bir mani, bir şiir. Hiç yazmadın mı? Onu basitçe anlatırken bile döktürüyorsun. Yazdın değil mi?"

"Beynimin içine yazmış olduğum bir tane var. Sadece 1 hafta onu görmedim. Büyük ihtimalle handa kalıyor. Ancak ben, sana söyledim ya? Sanki onu yıllardır tanıyormuşum gibi diye. Bu 1 hafta bile bana asırlar geçmiş gibi geldi. O esnada bir şeyler döküldü dilimden."

"Dökülsün bakalım dilinden o güzel satırlar. Dinliyorum."

Barlas gözlerini tekrardan yanmakta olan bir mumun ateşine odakladı. Kahverengi gözlerinin içinde o turuncu alev görünüyordu. Döktü dilinden o güzel satırlarını.

"Sevmiyorum sevgili sensiz geçen günleri

O derin hârelerin hasretiyle geçen saniyeleri

Kaderin Kitabının Efsanesi (Eski Versiyon)Where stories live. Discover now