🐺33.Bölüm🐺

213 18 8
                                    

𐰚𐰇𐰠𐱅𐰃𐰏𐰤: 𐰖𐰑𐰍𐰣: 𐰆𐰯𐰞𐰖𐰆: 𐱅𐰏𐰓𐰃: 𐰆𐰭: 𐱃𐰆𐱃𐰸: 𐰖𐰆𐰺𐰲𐰃𐰤: 𐰖𐰺𐰴𐰞𐰍: 𐰠𐰏𐰤: 𐱃𐰆𐱃𐰑𐰃: 𐰖𐰺𐰴𐰞𐰍𐰑𐰃: 𐰴𐰍𐰣𐰴𐰀: 𐰨𐰆𐰞𐰑𐰃: 𐰆𐰞: 𐰾𐰇𐰏: 𐰦𐰀: 𐰖𐰸: 𐰴𐰃𐱁𐰑𐰢𐰕: 𐰋𐰃𐰼: 𐰆𐱃𐰕: 𐰖𐱁𐰃𐰭𐰀: 𐰲𐰲𐰀: 𐰾𐰭𐰇𐰤𐰚𐰀: 𐰾𐰇𐰭𐱁𐰓𐰢𐰕: 𐰭: 𐰠𐰚𐰃: 𐱃𐰑𐰴𐰣: 𐰲𐰆𐰺𐰭: 𐰉𐰆𐰕: 𐱃𐰍: 𐰋𐰃𐰤𐰯: 𐱅𐰏𐰓𐰃: 𐰞: 𐱃: 𐰦𐰀:

~Kül Tigin yaya olarak boğa gibi hücum etti. Vali Ong'un kaynını silahlı hâlde eliyle yakalayıp Kağana sundu. O orduyu orada yok ettik. Kül Tigin yirmi bir yaşına geldiğinde general Çaça ile savaştık. İlk önce Tadık Çor'un boz atına binip hücum etti. O at o hücumda...~

🏹

Bölümü 25.09.2020 tarihinde yayınladım ancak sorun vardı. Yayından kaldırıp bugün yayınladım. Yine aynı sorun var. Sizlerden ricam;

*Kitabımızı kütüphanenizden kaldırıp yeniden ekleyin.

Belki bu şekilde sorun düzelir. Eğer düzelmezse de bilemiyorum.😣

Her yolu denedim, sorun bir türlü düzelmiyor. En iyisi bekleyin arkadaşlar. Elbet düzelecektir.

Yazılar şu an sizlerde birbirine girmiş gibi görünüyor. Yarım yamalak. Ama aslen öyle değil. Benim de elimden bir şey gelmiyor. Wattpad umarım bir an önce düzeltir. 

🏹

Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda bir süre anlamsız gözlerle çevreme bakındım. Nerede olduğumu idrak etmeye çalıştım. Çok da zor değildi aslında. Bir hastane odasındaydım. Hemen yanı başımda saniyede bir ritimli şekilde öten bir makine vardı.

Ağzımın içi zehir gibiydi. Tüm vücudum yatmaktan sanırım, sızım sızım sızlıyordu.

Boğazım o kadar kurumuştu ki yutkunamıyordum bile.

Gelen acı tat ile yüzümü ekşittim. Çevreme biraz daha bakındım. Hastanenin yapısı falan... Bir değişikti.

Ben etrafı incelemeye devam ederken içeri bir hemşire girdi. Çekik gözlü, genç, oldukça güzel bir kızdı. Benim uyanmış olduğumu görünce yanıma koştu.

Gerçekten anlamadığım bir dilde bir şeyler söyleyip doğrulmamda bana yardımcı oldu. Çatık kaşlarımla ona baktım. Dilini bilmediğimi söylemek istiyordum ama...

İngilizce artık uluslararası bir dil olmuş konumda. Belki biliyordur diye İngilizce olarak konuştum. Hem o anlamasa bile İngilizce konuştuğumu bilir ve anlayan birini getirip iletişim kurabilirdik.

"Ben çok üzgünüm. Dilinizi bilmiyorum. Sizi anlayamıyorum."

Başkasıyla iletişime geçmeme gerek kalmadı. Kız İngilizce biliyordu. Hemen İngilizce olarak karşılık verdi.

"Sizi yaralı olarak hastaneye getirdiler. Mucize gibi ancak kalbinize bir hançer saplıydı. Yaşamanıza imkân vermezken siz... Siz yaşadınız! Kalbinizdeki delik büyük bir hızla kendiliğinden kapandı ve hiçbir olumsuz sorun yok. Gayet iyi görünüyorsunuz. Kalbiniz de, siz de."

Ha-hançer mi?

Barlas!

Olanlar bir bir aklıma gelmeye başlarken gözlerimi irileştirdim.

"Be-ben neredeyim?"diye sordum. Kız kaşlarını çattı.

"Nerede olduğunuzu bilmiyor musunuz? Moğolistan'dasınız."

Kaderin Kitabının Efsanesi (Eski Versiyon)Where stories live. Discover now