5.Bölüm "Bir Aşk Hikayesi"

6.9K 378 20
                                    

Multimedya "Dave"

Sarayda bir telaş bir telaş. İkramlık malzemeler alınıyor, balo salonu hazırlanıyor, saray baştan aşağı temizleniyor, elbisemin son hataları düzeltiliyor. Etrafta koşuşturan hizmetçiler. Bense bu curcunanın içinde ne yapacağımı bilmez bir şekilde dolanıyorum etrafta. Bu kadar telaş beni bir hayli strese soktu. Bir mutfağa uğruyorum, bir Bayan Carp'ın yanına. Hizmetçileri durduruyorum "Yardım edilecek bir şey varmı?" Ne yapacağımı şaşırmış durumdayım ama benlik bir şey yok sanırım. Belki vakit geçer diye Elena'nın yanına inmeye karar verdim. Beni göz yaşlarıyla karşıladı.

"Elena, ne oldu ne bu halin?" içeriye girmiştik. Elena hâlâ ağlıyordu. "Yarın yaş günün diye seni rahatsız etmek istemedim ama ben çok kötüyüm." diyerek burnunu içeri çekti. "Tamam" dedim. "Anlat, ne oldu?" Sanki bunu dememi beklercesine hemen konuşmaya başladı.

"Luciana, ben aşık oldum galiba." dedikten sonra başını eğdi ve yüzünü dahada astı. Bunu duyunca ağzımdan çıkan ilk kelime "Kime?" oldu. Elena ağlamaya devam ederek anlattı.

- Dave'e
- Dave' e mi? O da kim?
- Kapı nöbetçilerinizden.
- Aaaa konuşkan olan mı yoksa?
- Konuşkan derken?
- Uzun hikâye boşver.
- Yaa anlat. Onun hakkında herşeyi bilmek istiyorum.
- Sen asıl şunu söyle. Hangisi? Uzun boylu olan mı, diğeri mi?
-Uzun boylu olan.
- Hee tamam. Konuşkan olan.
-Luciana çatlatma da anlat.
- Ahh sen çok şey kaçırdın. Bak şimdi......

Diye başlayarak tüm hikayeyi anlattım. Ve bu kadar olayın üzerine Elena'nın tek sözü "Gıcık prens korkutmuş demek sevgilimi." oldu. "Yaa bu kadar şey anlattım, başka bir şey söylemeyecek misin?" gözlerimi kocaman açtım ve bir cevap bekler gibi ona baktım. Mesajı almış olacak ki "Peki tamam haklısın. Demek prensin işiymiş diyorsun" "Ben demiyorum Dave diyor" dedim. Aptal aşık havalarında "Canım benim, onu korkutmalarına rağmen gelmiş anlatmış, ne kadarda cesur." dedi ve iç çekmeye başladı, sonra suratını astı ve "Asıl sen bana yorum yapmadın" dedi kollarını göğsünde bağlamış bir şekilde.

"Aa ben çok sevindim ama senden pek beklemiyordum" cevabıma şaşırmış olacak "Neden ki çirkin mi, ya da ben çirkin miyim, ya da ben aşık olamaz mıyım?" ayy bunlar çok ağır geldi gerçekten. "Yaa ne alakası var, tabii ki aşık olabilirsin. O da çirkin değil sende ama ne biliyim şaşırdım işte, sakin ol lütfen. Peki o ne düşünüyor biliyor musun?"
Bağlı kollarını çözdü ve " Bilmiyorum" dedi üzgünce. "Tamam üzülme daha çok yeni zaten hislerin"
Yine burnunu çekerek "Tamam" dedi. "Hadi gel yukarı çıkalım biraz kafan dağılır." başını yastığa gömdü ve "Ben acımı yaşıyorum" dedi. Kesinlikle çok abartıyor ama onu kırmak istemiyorum. Tek başıma yukarı çıktım. Hazırlıklar başımı döndürüyor, yukarı çıkınca sersem oluyorum en iyisi biraz bahçeye çıkmak. Zaten bahçenin tümünü bir kaç kez turlasam akşam olur.

Öğleden sonra olduğu için güneş batıyor, hava serinlemeye başlamış. Bahçenin arka tarafında bir yere oturuyorum. Burası manzarayı en güzel gören yer. Güneşin yavaşça batışını seyrediyorum derken önümdeki gölgeyi fark ettim. Bu konuşkan nöbetçi, yani Dave yani Elena'nın sevdiği çocuktu. Görünüşü bir genç kızın kalbine girecek cinstendi diyebiliriz. Onu gördüğümü anlayınca önümde eğilip selam verdi. Bense yanıma oturmasını istedim. Şaşırmış olacak ki idrak etmekte zorlandı galiba. "Yaptığın iylik için teşekkür ederim." dedim memnuniyetimi belli edercesine. O da anlamlı anlamlı gülümsedi ve "Size yardımcı olmak istedim. Bu benim görevim"dedi. Değildi. "Hayır görevin değil." ben bunu dedikten sonra anlamsızca sırıttı ve bilmediğim şeyler olduğunu söyledi. "Anlat o zaman"

"Ben bir zamanlar Forbes Krallığı'nın ordu komutasının başında yer alan bir liderdim. Samniatis Krallığı'yla yapılan bir savaşta babanız Kral Hans bana çok büyük bir iylik yaptı. Ödeyemeyeceğim kadar büyük bir iylik. Bu iyliğin karşılığı olarak onunla saraya gelmemi, ona gözcülük etmemi teklif etti. Bir nevi sağ kolu oldum. Her kralın sırları olur ve güvenebileceği elemanlara ihtiyacı vardır. " şaşkın şaşkın Dave'i dinliyordum. Kapıda duran bir nöbetçiden böyle sırlar çıkmasını tahmin etmiyordum doğrusu. Şaşkınlıktan sadece " Vay canına" diyebildim. Dave ise konuşmasına devam etti. "Siz kralın kızı olduğunuz için bunları size anlattım yanlışş anlamayın." evet sanırım bu söz Dave'in hikayesini Elena'ya anlatmamam gerektiğini ifade ediyordu. Konuşkan nöbetçi Dave "Prens Antonio'ya gelince, isterseniz olanları size anlatabilirim. Yanımda diğer nöbetçi varken anlatmamın yanlış olduğunu düşündüm." dedi. Bu benim için büyük bir fırsattı çünkü olanları gerçekten çok merak ediyordum. Bu kadar büyütülen olay, benim koruyamayacağım bir şey, tehditler v.s. Ama ben ne yaptım, reddettim. Çünkü olanları yarınki baloda Antonio'dan dinlemek istiyordum. Bir gün daha sabredebilirdim. Dave' e bu teklifinden ötürü teşekkür ettim. Artık ona saygı duyuyordum. İnsanları tanıdıkça, onlar hakkında yeni şeyler öğrendiğinizde onlara olan saygınızda artıyor. Nedense Dave ile aramı iyi tutmam gerektiğini düşünüyorum. Bana her yönden yardımcı olabilir. Dave'le birlikte ayağa kalktık ve kapıya kadar yürüdük. "Baloma geliyorsunuz değil mi?" "Evet" dedi. "Biraz da iş icabı" diyerek göz kırptı daha sonra içeri girdim. Bir yandan hazırlıklar, bir yandan Antonio yormuştu beni. Yarına kadar iyice dinlenmeliydim. Ama saat o kadar geç olmamıştı. Bende zamanı yemek yemekle geçirdim. Zaten çok acıkmıştım. Uyuşuk uyuşuk yemeğimi yedikten sonra bir babama görünmek istedim ama bulamadım. Bende doğrudan odama çıktım. Babam kapımda bekliyordu.

- Tatlım bende sana bakmaya gelmiştim. Nasıl, heyecan var mı?

-Bende seni arıyordum. Baba ne kadar heyecanlı olduğumu anlatamam. Ama bahçede uzun süre Dave ile konuştuk. Biraz kafam dağıldı.

- Aaa, Dave iyidir. Sen biraz dinlen tatlım. İyi geceler...

Babamın iyi geceler öpücüğüyle odama girmeye hazırlanıyordum ki arkamdaki Elena'yı gördüm. Hayalet görmüş gibi bana bakıyordu. Bir anda ağlamaya başlayarak hızla aşağı indi. Bende peşinden koşarak odasına kadar geldik. Ama odaya girmeme izin vermedi. Kapıyı yüzüme kapattı da diyebiliriz. Sanırım Dave ile olan mevzuyu duydu. Yanlış anladı. Kesinlikle yanlış anladı. Şimdilik uyumaktan başka çarem yok gibi. Yarın büyük gün...

Yazar Notu:

Arkadaşlar bu balodan önceki son bölümdü. Balo bölümünü yazmak için sabırsızlanıyorum. Yorumlarınızı bekliyorum. Dave karakteri hakkında neler düşünüyorsunuz çok merak ediyorum.

HERMOSA Prensesin BüyüsüWhere stories live. Discover now