24. Bölüm "Yardım Ziyaretleri"

2K 135 6
                                    

Multimedya "İlkbaharda Clenderia ormanı"

Antonio'ya "Seni seviyorum." dedikten sonra , suratında çocuksu bir sırıtışla geri geri adımlar atarak uzaklaştı. Onu geçiştirmek için söylememiştim. Onu seviyordum. Ancak yaptıklarından temize çıkmayı başarınca bende kalbimin derinliklerinde, bildiğim ama hatırlamak istemediğim o duyguyu, hissi, o cümleyi çıkrabilmiştim. Şimdi sırada kapımıza dayanan misafiri babama açıklamak vardı. Kahvaltı masasında beni beklediğine bahse girebilirdim.

Nöbetçiler görev yerlerine döndüğünde bende babamın yanına geri dönmüştüm. Yüzünde her an sinirlenebilecek bir ifade vardı. Ben susmaya devam ettikçe artıyordu.

"Gelen kişi bir arkadaşımdı." dedim hızlıca ama bu kadarının ona yetmeyeceğini biliyordum.

"Hangi arkadaşın, nerden arkadaşın Luciana?" dedi sertçe.

"Baba biliyorsun ki benim bundan önce Hermosa'da da bir geçmişim var." dedim. Hermosa kelimesini duyan babamın mavi gözleri hiddetle açıldı.

"Demek Hermosa'dan büyücü arkadaşların kapımıza dayandı. Ne istiyorlarmış, geri dönmeni mi?" dedi biraz alaycı, biraz sinirli, birazda korkak bir sesle.

"Sadece bir kişiydi baba. Yalnızca beni görmek istemiş, içeri alınmayınca biraz tepki göstermiş. O buranın düzenini bilmiyor. Beni bir daha hiç bir kuvvet oraya döndüremez. Bunu o da biliyor. Dediğim gibi yalnızca ziyaret. Ama onu uyardım bir daha böyle birşey yaşanmayacak." dedin net bir şekilde. Söyleyebileceği birşey kalmamıştı. Babam ve ben kahvaltımıza döndük.

Kahvaltının ardından Bay Robert, dün istediğim listeyi getirdi bana. Ona teşekkür ettikten sonra babamın onayını almak için çalışma odasına çıktım.

"Baba sana sormak istediğim birşey var." diyerek girdim odaya. Masasının başında oldukça sıkıntılı görünüyordu. Kim bilir aklından neler geçiyordu? Bu durumdan kurtulmak için ne planlar yapıyordu?
"Bu elimdeki, ülkemizde yardıma ihtiyaç duyan mahallelerin ve ailelerin ayrıntılı bir listesi." dediğimde ancak babamın dikkatini çekebilmiştim. Amacın ne? diyormuş gibi bakıyordu bana.

"Eğer iznin olursa, burdaki adresleri gezip hem maddi hem manevi yardımda bulunmak istiyorum. Elbette kendimi tanıtmadan." demem babamı çok şaşırtmış gibiydi.

"Bu kadar çok yeri gezmek istemenin sebebi ne? Yardım etmek sana mı düştü? Eğer kim oduğunu anlarlarsa seni linç ederler!" dedi şiddetle.

"Halkın bana olan önyargısını bastırmak istiyorum. Herkes bu isimsiz kahramana minnet duyacak. Daha öncede dediğim gibi onlar için bir sorun olmaktan çıkacağım." dediğimde babam yerinden kalkıp yanıma geldi. Başımı ellerinin arasına alıp dudaklarını alnımla buluşturdu.

"Sen bunları mı düşünüyorsun? Sadece mutlu olmanı istiyorum. Dert ve tasadan uzak.."

"Ben mutluyum zaten. Ziyaretleri yapmama izin verecek misin?"

"Veriyorum. Ama tedbiri sakın elden bırakma. Kendini çok yorma."

"Merak etme, pişman olmayacaksın." deyip yanından ayrıldım. Yardım ziyaretlerine hemen başlamak istiyordum. Ama önce yapmam gereken birşey vardı.

Merdivenleri hızlıca inip bahçeye vardım ve nöbetçilerin beklediği kapıdan dışarı çıktım. Nereye gideceğimi bilmiyordum. Antonio her yerde olabilirdi. Ben ne tarafa gideceğimi düşünürken o saklandığı ağacın arkasından çıkıp yanıma geldi. Yüzünde sabahki sırıtış vardı. Bir kaç dakika yalnızca birbirimize bakıp gülümsedikten sonra kendime gelip lafları toparladım.

HERMOSA Prensesin BüyüsüWhere stories live. Discover now