20. Bölüm "Hermosa'dan Çıkış"

2.4K 137 17
                                    

Multimedya "Tek katlı şirin evler :))"

Bu da ne?? "Annemin resmi nerde?" diye sordum telaşla.

"Bunu bende bilmiyorum. Burda olmalıydı." dedi Peta. Artık sinirlenmeye başlıyordum.

"Bu resmi kaldıranı ve resmi bulmanızı istiyorum. " dedim ve arkamı dönüp hızlı adımlarla uzaklaştım. Kapıdan çıkmadan Peta'ya dönüp "En kısa zamanda!" diye bağırıp burnumdan soluyarak odama çıktım. Kendimi yatağın üzerine attım ve sinirden ağlamaya başladım. Biri bana lanet etmiş olmalıydı. Luciana, annesinin yüzünü göremesin diye lanet etmiş olmalılardı. Bunun başka nasıl bir açıklaması olabilirdi ki?

Bu ve bunun gibi sorularla kendimi yiyip bitirdiğim akşamdan sonra çareyi dışarı çıkmakta buldum. Nasıl olsa beni kısıtlayan ya da sorgulayan kimse yoktu. Sanki burda yaşamıyormuşum gibi.

Şatonun sıcak sayılan havasından kendimi oldukça serin Hermosa çayırlarına attım. Burası gece kesinlikle daha güzeldi. Etrafta çokça bulunan göllerin üzeri ışık saçan nilüferlerle kaplıydı. Kendime kızsamda bu görüntü aklıma Antonio'yu getirmişti. Son zamanlarda hep olduğu gibi.. Beni buraya ilk getirdiğindede geceydi ve nilüferlerde aynı böyle parlıyordu.. Şatonun çevresi çok ıssızdı ve bu sessizlik beni korkutuyordu. Yine de nerden cesaret bulduysam bilmediğim taraflara doğru ilerledim. Yürüdüm yürüdüm ve yürüdüm. Ama genelde istikametimi değiştirmedim. Bu yüzden tek başıma geri dönebilirdim. Zaten başka çaremde yoktu.

Ne yapmaya çalıştığımı kesinlikle farkında değildim. Küçük ve tek katlı evlerin olduğu bir yere gelmiştim. Etrafta dolaşanlar vardı en azından. Yine nilüferli bir göl ve etrafında oturak benzeri kayalar vardı. Bir tanesine oturup etrafıma bakınmaya başladım. Huzurlu bir geceydi. Gökyüzü tam gece rengindeydi ve hiç bulut yoktu. Onun yerine yıldızlar vardı.

Ben kafamı yukarı kaldırmış gökyüzünü seyrederken yanıma birinin geldiğini hissettim. Yanımdaki kayada oturan ve bana tatlı tatlı gülümseyen kişi Sarah'ydı.

"Çok tesekkür ederim." deyip sarıldım ona.

"Kötü bir şey mi oldu." dedi endişeyle. "Zaten bugünde dönerken çok dalgındın. diye devam etti.

"Yoo iyiyim. Mavi kapıda gördüklerim biraz kafamı karıştırdı sadece. Şatoda çok sıkıldım bende dışarı çıktım. Gelmen çok iyi oldu. Çok yalnızım." deyip dudak büktüm.

"Bu akşam bizde kalmak ister misin?" diye sordu hevesle Sarah.

"Gerçekten mi? Olabilir mi?"

"Tabii ki. Ama şatodakilere nasıl haber vereceksin?" dediğinde "Orada benim için endişenecek kimse yok merak etme." dedim ve kalkıp Sarah'nın evine doğru ilerledik. Buraya çok uzak olmayan o tek katlı şirin evlerden bir tanesiydi. Annesinin tatlı karşılamasından sonra odasına geçtik. Yatağına oturduk ve annesinin getirdiği kurabiyelerden yerken Sarah ve soruları başladı.

-Anlat bakalım.

-Neyi?

-Hermosa'daki savaştan sonra nereye kayboldun?

"Hmm, sen onu diyorsun..." dedim ve hikâyeyi kısaca anlatmak zorunda kaldım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Sonra Antonio, ayak bağı olduğumu ve yanında beni istemediğini söyledi."

"Buna arsızlık denir. Sen onu ne olduğu belli olmayan bir ormandan kurtarmışsın. Ama belkide böyle yapmasının altında bir neden vardır?"

"Ne gibi?"

"Aranızda kötü bir şey geçmiş miydi?" dediğinde "Şey, ben çiftlik evini bulmadan önceki akşam Antonio biraz, nasıl desem romatikti." dediğimde Sarah gıcık gıcık sırıtmaya başlamıştı bile.

HERMOSA Prensesin BüyüsüWhere stories live. Discover now