GK -9

63.3K 2.6K 167
                                    

Konuşmanın devamından vazgeçip , yakalanmamak adına hemen çay ocağına indim.Konuşmanın bir kısmı bile aklımda derin bir oyuk açmaya yetmişti. Ocağın mermerine dayanırken Toprağın sözleri kulaklarımda yankılanıyordu.
"O beni sadece şirket yöneticisi zannediyor."Kendi karanlığımla onun ışığını da yok edemem. "İşte onu o zaman ben bile kurtaramam.Sözleri zihnimi allak bullak etmişti.Gerçek neydi ? Bu tuhaflığının bu farklılığının sebebi bu muydu ? Toprak Özbeyin sırrı neydi ? Toprak Özbey gerçekte kimdi ?Ben gerçekte kimin hizmetçisiydim ? Ben gerçekte kime âşıktım ? Bu sorular şimdiden beynimi kemirmeye başlamıştı.

"Güneş.

Talhanın sesini duyunca birden irkildim.Bir anda nerden çıktığına ve burada ne işi olduğuna anlam veremesemde buna fazla takılmadım.Damağımı kaldırırken Talhada yanıma yaklaştı.

"Korkutmak istememiştim. Dedi hemen kibarca.

"Korkmadım ben sadece -

"Boş bulundun. Diye ekledi gülümserken.

"Evet dedim.Ama benim içimden gülümsemek gelmiyordu.Sanki dudaklarımın etrafına çelikten kilitler asmışlardı.Bir türlü kıvrılımıyorlardı.Tüm çabama rağmen.Bu yüzden somurtmaya devam ettim.

"Ne yapıyorsun burada ?

"Toprak Beye ve arkadaşı Mete Beye kahve yapacaktım.

"Toprağa da yuh yani seni burada da mı çalıştıyor ?

"Hayır.Mete bey istedi.

"Güneş sen iyi misin ? Betin benzin atmış.

Dediğinde bakışlarımı ondan çektim.Ne olurdu sanki duyguları mı birazcıkta olsa gizleyebilsem ?

"İyiyim birşeyim yok.

"Toprak yine sana bağırdı mı yoksa ?

"Hayır gerçekten birşey yok Talha Bey.

"Yine aramıza mesafe koydun.Bey nedir ya ? Dedi tatlı bir şekilde.Beni güldürmeye çalışıyordu.Benim ise beynim tek bir kişide , tek bir konuda kilitli kalmıştı.Toprak Özbey ve karanlığı.Bu yüzden Talhayı duymuyordum bile.

"Size adınızla hitap etmeme Toprak Bey kızabilir. Dedim soğukça.

"Toprak Beyin kızmadığı birşey var mı sen onu söyle ?

Cevap vermedim.Sorunda buydu.Herkes gibi değildi.Hep gergindi.Çok sertti.Uyurken gördüğüm o masum ifadesi dışında korkutucu görünüyordu.Yakışıklılığı ve çatık kasları onu dahada ürkütücü yapıyordu.

"Senin keyfin yok anlaşılan.Sonra görüşürüz sarışın Dedi Talha göz kırpıp odaktan çıkarken.Onunla istekli konuşmadığımı anlayacak kadar akıllıydı.Kendimi toparlayıp iki sade kahve yaptım.Kahveleri tepsiye koyup odaya giderken ellerim de bedenimde zangır zangır titriyordu.Kapıyı çalıp odaya girdiğimde Toprak ve Mete hala aynı pozisyonda konuşuyorlardı.Kulağıma çalınanlara göre işle ilgili bir mevzuydu.Mete beni görünce gülümsedi.Önce Toprağa sonra Meteye kahvesini verip Toprağın bana "çık demesi için yalvardım.Mete yüzüne tuhaf tuhaf bakarken ben bakışlarımı yere sabitledim.Gözlerim beni hemen ele verebiliyordu.

"Güzel bir kahve güzel gidecek şimdi .Sağol Güneş. Dedi Mete.Ama sanki birşeyler sezmişti.

"Afiyet olsun. Dedim bakışlarımı yerden çekmeden.Sonrada Toprağa dönüp kahve gözlerine odaklandım. O da bana bakıyordu.Şüpheyle.

"Çıkabilir miyim ?

"Çık.

Odadan çıkıp kendi odama geçtiğimde artık herşeyi ayrıntılı bir şekilde düşünebilecektim.Toprak öyle bir konuşmuştu ki sanki bana ilgisi vardı ama sırf ben masumum diye benden uzak duruyordu.Çünkü o karanlıktı.Bunu kendi söylemişti.Bu karanlık neyin nesiydi ? Neden Toprağın güzelliğine düşürmüştü gölgesini ? Öğrenmek için herşeyi verecek olsamda öğreneceğim şeyin ne olduğunu bilemediğim içinde deli gibi korkuyordum.Yanımdaki telefonun çalmasıyla düşüncelerimden arındım.Toprağa baktığımda ahize kulağındaydı.

GÜNEŞİN KARANLIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin