GK-27

32.8K 1.3K 296
                                    

Karşıya karşıya gelmiş iki karanlığı gizliyordu şuanda zaman içinde.İki taşlaşmış kalbi , yozlaşmış ve toz tutmuş duyguları barındırıyordu.Amaçları aynı olan ve bu amaç uğruna hayatlarını feda eden iki bedeni , ve gözlerini esir alan o duyguyu kucaklıyordu.Nefreti.O kadar hissedilir ve o kadar ortadaydı ki ikisininde gözlerine buram buram hakim olan o nefretin ortama doldurduğu o tehlikeyi havayı en derinlerimde hissedebiliyordum.Tüylerimi diken diken eden bu atmosfer sanki restorantın altın sarısına boyanmış kolonlarından etrafa dağılıyor ve nefes aldığım her saniye oksijenle birlikte damarlarıma karışıyordu.Bitmek tükenmek bilmeyen bir nefrete ve sonsuza kadar gidecek bir intikam duygusuna hizmet eden iki ruhun karşı karşıya geliş hikayesini fısıldıyordu zaman kulaklarıma.İkisininde bakışlarında gördüğüm sönmek bilmeyen o ateş ortamdaki herkesi yakıp yok ederken sanki ikisinden başka hiç kimse yoktu ortada.Zaman durmuş , geçmişin parçaları ortalığa savrulmuştu.Çünkü şuanda aslında Toprak ve Tuğhan değil , geçmişinde tutsak kalmış ve bu uğurda geleceklerini kaybetmeyi göze almış iki kaybolmuş ruh karşı karşıya gelmişti.İkisininde gözlerindeki boşluk bundandı.Tuğhan Toprağa baktığında sahip olmadıklarını görürken ,Toprak Tuğhanın karanlık bakışlarında kaybettiklerini görüyordu.Ona bakarken yumruğunu sıkmasının ve Tuğhana uzattığı namluyu soğukkanlıkla doğrultmasının sebebide buydu bence.Toprak için bu gözler geçmişinin, geleceğinin ve tüm varlığının katilinin gözleriydi.Kaybedişinin ,ilk yenilgisinin perde arkasındaki kişinin gözleri.Şuan baktığı ve öfkeyle dolduğu gözler içindeki iyiliği öldürdüğü o günün hediyesiydi aslında.Şuan baktığı gözler bir katilin gözleriydi ve bu gözlerin sahibinin eline masum insanların masum hayallerinin kanı bulaşmıştı.Bunun fazlasıyla farkında olan Toprak şuanda hiçbir tereddüt yaşamıyordu içinde.Şuanda kendini tutuyordu belki ama birkaç dakika sonrasının asla garantisi yoktu.Karşısına dikilmiş intikamının bedelini elinde sonunda ne pahasına olursa olsun alacak bir adamdı o.Toprağı çok az tanıyan biri bile Tuğhanı vurup elini kolunu sallaya sallaya dışarı çıkacağını ve ölümcül bir soğukkanlılıkla hayatına devam edeceğini az çok bilebilirdi.Koyu renk gözleri nefretle ve intikamla dolmuştu her zamanki gibi.Belkide onu şuan tutan tek şey bendim.Ellerimde olan elleriydi belkide durmasının sebebi.Belki de kendine hakim oluşunun sebebi beni koruyacağına söz vermesiydi.Yada belki sadece ne yapacağını tasarlıyor , harekete geçmek için uygun zamanı bekliyordu.Bilemiyordum.Ben ise ortamı esir alan sessizlik ve ortama hakim olan ama asla ortama ait olmayan bu dinginlik içinde kendini kendi kendine tutsak etmeye başlamış bir ruh, Toprağın ellerini daha sıkı bir şekilde tutmaya başlayan ve sessizliğin içinde kaybolmuş bir nefestim sadece.Sanki hislerim birbirine karışmış,sakin bir müzik eşliğinde dans ediyorlardı.Neyse ki ortamı dahada geren bu sessizlik sandığımdan kısa sürmüştü.Restorant boşalmış , etrafa kaçışan insanlar arkalarında şaşkın bakışlarını ve korku dolu yüz ifadelerini bırakmışlardı.Göz göze geldiğim yeşil gözlü bir çoçukta gördüğüm acıma duygusu ise kendime gelmemi sağlamıştı.O ufak yeşil gözlerde kendi çaresizliğimi görmüştüm adeta.Sonra tekrar Toprağa çevirdiğimde gözlerimi Toprağın öfke dolu gözleri bir an beni buldu.Korkutucu ve acımasız görünüyordu.Hiç olmadığı kadar.Tuğhan ise alayla dolu gözlerini Toprakla bana çevirmiş , dudaklarına hakim olan pişkin ve rahatsız edici o gülümsemeyle Toprağın vereceği cevabı bekliyordu.Toprak bir süre sonra bakışlarını benden çekip sesine hakim olan ölümcül hava ve rahatsız edici sakinlikle konuştuğunda tüm dikkatimi ona vermiştim.

"Yanlış.Daha önce karşıma çıkmaya cesaret edememiştin." Dedi Toprak oldukça iğneleyici bir uslupla.Toprağın cevabı üzerine ise Tuğhanın yüzünde önce sahte bir gülümseme peydah olmuş , sonra ise yüzündeki gülümseme yerini sinirli bir ifadeye bırakmıştı.

"Farklı planlarım vardı.Biliyorsun."

Tuğhan bu cümleyi kurarken Toprağı sinirlendirecek bir tını yerleştirmişti sesine.Bir alay , rahatça hissedilebilir bir tahrik vardı sözlerinde.Gözlerinde ise hala saf öfke seyrediyordu.Toprak ise sanki Tuğhanın niyetini anlamış , sakinliğini bozmadan aynı tonda cevap vermişti ona.

GÜNEŞİN KARANLIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin