Bölüm 8

11.2K 140 2
                                    


Hava alanının önünden bir taksi çevirdim ve bindim. Çok konuşkan bir taksici amcaya denk gelmiştim. Bu bana evrenin ''şans sana götüyle gülüyor'' deme şekliydi. Taksici adam, eşini, çocuklarını, çocuklarının okul masraflarını ,onların okul taksitlerini ve çoğunu dinlemediğim bir çok şeyi bana anlatmıştı. Kısa bir süre sonra ineceğim yere geldik ve bavulumu alarak ayrıldım oradan. Yürürken fark ettim de ''kafam kazan gibi'' oldu cümlesinin hakkını harfi harfine verebilecek durumdaydım. Evi önceden ayarlamıştım neyse ki. Şimdi ilk işim emlakçıyı aramak olacaktı. Neredeydi şu adamın numarası...

İşte böylelikle yaşadığım evime yerleşmiş oldum. Başta anlatmıştım zaten yalnız yaşadığımı. Alışmak zor oldu belki ama alıştım en sonunda. Şimdilik kaldığımız yerden devam edelim. Ne diyorduk?

Evet. O gece boyunca Talha'yı düşündüm durdum. Sözleri bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Bu tüm günümün mutlu geçmesine neden olacaktı. Derken...

Talha beni odasına çağırdı...

-''Bir şey demeyecek misin?'' Gözlerini gözlerimden ayırmayarak.

Ona bu kadar yakın olmak kafamı karıştırıyordu. Bakışları üzerimdeyken aldığı nefesi bile sorguluyordum. Doğru dürüst düşünememiştim bile. Kafam karmakarışıktı ve bir anda dengemi kaybetmiştim. Şaşkındım. Aklımın kontrolünü kaybetmek üzereydim. Çok düşünmek akıl sağlığıma iyi gelmiyordu. En iyisi mantıklı hareket etmekti.

-''Ben üzgünüm.''dedim kısık bir sesle.

Hepsi bu kadardı sadece bir ''üzgünüm''Ne kadar açık bir cümle değil mi? Ve sonra yürümeye başladım yüzüne bile bakmadan; uzağa... Ondan olabildiğince uzağa...

Uzun bir süre sokaklarda boş boş dolaşmıştım. Saatin geç olduğunun farkındaydım ama eve gidesim gelmiyordu işte. İtiraf etmem gerekirse Talha'ya verdiğim yanıt için üzülmüştüm. Ama hayat işte. O patron ben çalışan...Kimse yakıştıramayacaktı bizi arkamdan atıp tutacaklardı...Üzülecektim...Üzülecektik...Üzeceklerdi bizi.

''Geleli iki gün oldu. Hemen çocuğu baştan çıkarttı'' diyeceklerdi. Kimse bizim geçmişimizi bilmeyecekti... Bilmek bile istemeyecekti... İşlerine öyle gelecekti...

Üzerinde düşünmem gereken çok şey olmasına rağmen beynim bana ihanet ediyor ve düşünmeme engel oluyordu. Hissizleşmiştim resmen... Aklımda hala o gece dans ettiğimiz melodi vardı ve ardından gelen itiraf. Eve gittiğimde ilk işim kendimi yatağa atmak olacaktı. Resmen daha fazla düşünmemek için uyuyacaktım.

Gözlerimi açtığımda gün ışığı yüzüme vuruyordu. Bir dakika, sabah güneşimi akşam güneşimi güzele vuruyordu? Sanırım akşamdı. Her neyse ya ne önemi var ki? Karnım çok acıkmıştı. Neden çünkü dün tüm gün stresten hiçbir şey yememiştim... Bunu kendime neden yapıyordum ki. Bazen kendime acı çektirmekten zevk aldığımı falan düşünmüyor değilim.Mazoşist miyim neyim acaba?

Yarın çok önemli 2 sınavım vardı. Bir gece de oturup iki sınava birden çalışmak zorundaydım. Aman ne kadar da hoş! Aklımda deli sorular varken bu ne kadar mümkün olabilirdi ki? En sonunda insanüstü çabalar sarf ederek aklımı bu sorulardan uzaklaştırmayı başarmış ve kendimi derslerime vermiştim... Bu sınavları atlatırsam Allah'tan başka bir şey istemeyeceğim... Tüm günümü ders çalışarak geçirdikten sonra konuları son güne bırakmış olmam ve yetiştirememiş olmamdan dolayı iki sınavımda çok kötü geçmişti. İşim bütünlemelere ve staj notuma kalmıştı. Bu yüzden bu staj benim hayatımın dönüm noktasıydı. Ve onu elimden kimsenin almasına izin veremezdim!

Ajansa gittiğimde herkes bir telaş içerisinde oradan oraya koşuşturup, duruyordu. Talha yine küplere binmiş, ateş saçıyordu. Ne olduğunu anlamak için kafamı uzattığımda kapının yüzüme Okan tarafından çarpıldığını gördüm... Ukala... Kendini beğenmiş!

En iyisi sekreter Banu'ya gidip olan biteni sormaktı. Oda akşam için bir lansman düzenlediklerini ve herkesin çok meşgul olduğunu söyledi.

-Hadi ya... Neden benim bundan haberim yok?

-Talha Bey'in rakiplerinden dolayı işlerimizi gizli yürütüyor. Senin de bilmemen çok normal.

-Biz de davetli miyiz peki bu lansmana?

-Hayır. Sadece çok özel kişiler gelecek.

Tabii ya. Biz özel değiliz! Şimdi daha da meraklanmıştım. Bu özel kişi ya da kişiler kimlerdi? Benim o lansmana gidip, görmem lazım. Yoksa gözüme uyku girmez.

Tüm gün sekreterin masadan uzaklaşmasını bekledim. Neredeyse günüm onu gözetlemekle geçti.Yemeğe gittiği bir vakitte masasından lansmanın adresini çaktırmadan almayı başardım...İş çıkışı şirketin önünden bir taksi çevirerek aldığım adrese beni bırakmasını istedim.


Bende Kalp Var! (KİTAP OLDU) #Wattys2018जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें