Bölüm 7

31.7K 2.9K 1.8K
                                    

Hiç vakit kaybetmeden, kaldığımız odaya çıktık. Morfin eşyalarını, giysilerini toplayıp nereden bulduğunu kestiremediğim büyük bir bim poşetine doldurmaya başlamıştı.

"Gidiyor musun?" dedim, ona yardımcı olabilmek için poşeti açarken.

"Bana bir oda ayarlayacaklarını söylediler. Emirlerine uysam iyi olur."

"Peki ne işler dönüyor, anlatmayacak mısın?"

Tıka basa dolu poşeti koltuk altına yerleştirdiği sırada doğruldu ve derin bir nefes aldı. "Yirmi beşinci kare tekniğini duymuş muydun ya da bilinç altına gönderilen gizli mesajları?"

"İlluminati efsanesi gibi bir şey değil mi o da? Bir ara çok popülerdi."

"Evet." diyerek onayladı. "Televizyon yayınlarında yirmi beşinci kareye sakladıkları görüntü, insanların bilinç altına sinsice sızabiliyor ve onları hipnotize edebiliyor. Söz gelimi reklam filmleri, insanda satın alma dürtüsünü tetikleyebiliyor. Normalde etik olmadığı gerekçesiyle ABD gibi birçok ülkede yasak bir uygulama aslında. Ama yasakları kim dinler ki?"

"Anlamıyorum." dedim. "Bütün bunların konumuzla ne alakası var?"

"Henüz ayrıntıları bilmiyorum, tek bildiğim bu atölyenin uluslararası gizli bir örgüte ait olduğu." diye cevap verdi. "Yaymak istedikleri bir virüs var ve bunun için kitapları kullanıyorlar. Burada olmanızın sebebi de bu, hanginizin maşa olmaya daha uygun olduğuna karar vermeye çalışıyorlar. O yüzden, elinden geldiğince uyumlu davransan iyi olur. Bir işe başladıysak sonuna kadar gitmeliyiz."

"Peki ama ne virüsü bu? Bildiğimiz yazılım virüsü mü, bilgisayar virüsü gibi bir şey mi? Bir çeşit hastalık mı?"

"Bilmiyorum, Vi." dedi, kısık sesle. Bana yalnızca endişeli olduğu zamanlarda Vi derdi ki bu zamanlar hayatımız boyunca bir elin parmağını geçmemişti. Ciddileştim. 

"Yani içlerine sızacaksın, öyle mi?"

"Şu an başka bir seçenek göremiyorum." dedi. "Gitmek zorundayım, söylediklerimi sır olarak sakla. Kimseye hiçbir şey belli etme."

"Tamam." dedim. "Dikkat et."

"Ederim." dedi, omzuma bir kez dokunup hızla odayı terk ederken.

Kapı kapandığında iç geçirdim ve uzun zamandır ilk kez huzursuz olduğumu fark ederek yatağa uzandım. Kol yenime sakladığım ekmekleri çıkarıp keyifsizce dişlemeye ve cebimdeki peçeteden bir fırt patates kızarması çekip kemirmeye başladım. Boğazıma kaçtı, az kalsın geberiyordum. Kesik kesik öksürürken uyuyakalmışım.

***

Ertesi sabah yuvarlak masadaki yerlerimizi günün aynı saatinde almıştık ancak yalnızca on kişiydik. Öğrendiğime göre aramızda olmayan beş kişiden biri paranormal hikayeler alanında staj görürken cin çağırma ritüeli sırasında bayılmış ve bu saçma atölyeye daha fazla devam edemeyeceğini gururlu bir tavırla söyledikten sonra parasını atölyeden geri alıp - hatırı sayılır miktarda çemkirerek - evinin yolunu tutmuştu. Diğer ikisi hala yurt dışında, bilim kurgu alanında staj görmek için gittikleri NASA'daydılar. Kalan iki kişi ise aşk romanı alanında staj görürken gerçekleştirdikleri motor yolculuğu, film gecesi ve gecenin sonunda oynanan şişe çevirmece oyunu sonrasında birbirlerine aşklarını itiraf edip roman yazma hayallerinden vazgeçerek düğün salonunun yolunu tutmuşlardı.

Aylin'le birlikte omuzlarımızı düşürmüş oturuyor, az önce bahsettiğim dedikoduları dinliyor, metroda karşı karşıya gelmiş talihsiz insanlar gibi diğerleriyle göz teması kurmamaya çalışıyorduk.   

Morfin ile Vitamin (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now