Bölüm 15

25.5K 2.3K 1.3K
                                    

Bölüm hazırken ekleyeyim dedim, bir sonraki bölüm sınavlarım yüzünden geç gelecek, şimdiden kusura bakmayın. Destekleriniz için çok çok teşekkürler :)

Medya: Yedinci Ev - Sevsene Beni

Yokuş aşağı giden bir trenin içinde, yan yana oturuyorduk. Minyon tipli bir şeydi. Açıkçası böyle hayal etmemiştim. Çerçevesiz gözlükleri yamuk duruyordu ve kaşlarını çatmış, dizüstü bilgisayarı kucaklamış, ekrana gömülmüş, hiç durmadan yazıyordu. Sanki bu dünyaya salt yazmak için gelmişti. Dayanamayıp omzundan dürttüm. Önce hiç oralı olmadı. Sonra bir kez daha sarstım. Sinirli bir şekilde başını ekrandan çekip bana baktı.

"Ne vardı?" dedi, ters ters.

"Farkındaysan yazdığın hikayenin türü mizah." dedim, azarlarcasına. "Bana karşı biraz daha insaflı olamaz mısın?"

  ๑  

"Vitamin, uyan hadi geldik!"

"Hmmm?"

"Uyansana kızım! Ana vatana geri döndük diyorum!"

Gözlerimi aniden açıp koltuktan fırladım. "Geldik mi?" 

Morfin başını esefle iki yana sallarken yanımdan kalktı, neredeyse boşalmış olan uçağı terk etmek üzere yola çıktı.

"Rüyalarım bile saçma sapan bir şey oldu cidden." dedim, uyumaktan çatallaşan sesimle. Yüzümü buruşturup gerçekliğe dönmeye çalıştım. 

"Geliyor musun, Vi?" dedi Burak. 

Burak'a ters bir bakış atıp koltukların arasından çıktım ve koridora geçtim. Burak da hemen arkamdan geliyor, bana yetişmeye çalışıyordu.

"Vi! Dursana iki dakika!"

"Ne var?" dedim, uykunun getirdiği aksilikle.

Ona döndüğümde bakışları masumluk derecesinde hüzünlüydü bu yüzden boğazımı temizleyip huysuzluğumdan kurtulmaya çalıştım.

"O gece için doğru dürüst özür dileyemedim..."

"Boş versene." dedim. "Olur böyle şeyler."

"Kaçırılma olayı falan, benim yüzümdenmiş gibi hissediyorum."

"Kısmen." diye onayladım. "Ama muhtemelen o sırada başka yerde olsaydık da bir şekilde beni bulacaklardı."

"Yaşanmamış olasılıkları göz önünde bulundurmak suçluluğumu azaltmaz, bu yalnızca..."

"Daha önce söylemiş miydim bilmiyorum..." dedim. "Vazgeçilmez hayat felsefem şudur: felsefe yapma."

Bu sırada sevgili dostlarım, Atatürk Havalimanı'nın kalabalığına karışmış, Mert ve Morfin'i arıyorduk. Çok geçmeden onları gördüm, valizleri almış bir halde bize doğru geliyorlardı.

"Doğrudan atölyeye gidiyoruz." dedi Morfin. "Araba kapının önünde bekliyor."

Kulağındaki kulaklıkları çıkarıp boynundan sallandırdı ve bana memnuniyetsiz bir bakış attı.

"Ne var yine?" dedim, çıkış kapısına doğru yürürken. "Yolculuğun yarısında uyudum zaten, nasıl bir hata işlemiş olabilirim acaba Morfin hazretleri?"

"Tişörtümün haline bak." dedi, omzunu çekiştirip bana göstererek. "Şu salya izlerini görüyor musun?"

"Başım omzuna düştüyse omzunu çekseydin o zaman!" diye çemkirdim. "Uyurken ağzım açılıyorsa benim suçum mu - Morfin ya, karnımda kurt murt olmasın sakın."

Morfin ile Vitamin (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now