1.Bölüm : Yere Düşen Yıldızlar

1.5M 74K 56.1K
                                    

Yukarıdaki müziği açmayı unutmayın^^ Hepimize gelsin :')

---



Bu kitap ''içinde halledemeyenlere'' gelsin...


            Bir şövalye, aştığı dağların ardında atıyla ilerliyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir şövalye, aştığı dağların ardında atıyla ilerliyordu. Ta ki yedi dağ ötede gökyüzünden düşen bir yıldız görene kadar. Şöyle düşündü şövalye, ''Yıldızlar neden hiç dibime düşmez ey göklerin koruyucusu, söyle bana ; güzel olan her şey uzakta mıdır?''


- - -

1.Bölüm : Yere Düşen Yıldızlar
*Kimse, hiçbir yeri geri dönmek üzere terk etmez.*



Ayaklarıma baktım. Ayaklarımdaki siyah Vans ayakkabılarıma, kenarlarındaki beyaz çizgilere. İkisinin zıtlığına, zıtlığının güzelliğine. Kocaman sırt çantamı ağır ağır çekerek bacaklarımın arasına aldım, aklımda bana kurduğu son cümle, aklımda telefonda duyduğum o ses... ''Belki de ben gerçekten gelmemeye gittim. O kadar çok gittim ki, artık hiçbir yerdeyim. Ama şunu bil ki, bu dünyada olmayı seçebileceğim tek bir yer olsaydı senin yanını seçerdim. Çünkü ben seni, ben seni...'' Tamamlanamayan cümle, duyduğum tek silah sesi. Çığlıklarım, adını haykırışlarım, telefonun kapanışı, bip seslerinin kulaklarıma saplanışı. Sakinleşmem, telefonu kulağımdan belki açar umudumu yitirmemle indirmem saatlerimi aldı. Kendimi birkaç saat sonra burada buldum. Kimseye haber vermeden, gizlice çıktım odamdan mahvolmuş bir halde.

''Dikkat! Bu bir kapı değişikliği anonsudur! Türk Hava Yolları İstanbul Paris uçuşu, 14 numaralı kapıya taşınmıştır. Yolcuların dikkatine.'' Çantamı aldığım gibi hızla yürümeye başladım. Kocaman sırt çantamla ona giden o uçağın kapısına doğru yürüyordum. Kimsesiz, habersiz, tek başıma... Ben İzmir. İsmimi doğduğum şehirden aldım. Ülkemin en güzide şehrinden... Oysa ben şimdi bu ülkeyi bırakıp gidiyorum. Onun için, onu bulmak için, onu kurtarmak için. Ona yarım kalan cümlesinin cevabını vermek için. ''Ben de seni... ben de seni...'' demek için. Ben İzmir, ve bu, İzmir'in Ege'sine kavuşma hikayesi.



(Ekim 2016)



Tanıdık geliyor mu şimdi söyleyeceklerim, iyi dinleyin. Her sabah okula gidiyorsunuz, bir köşede sessizce oturuyorsunuz, birileriyle konuştuğunuzda, güldüğünüzde, eğlendiğinizde bile içinizin bir köşesinde ruhunuz sessizce oturuyor herkesten uzakta. Akşam eve dönüyorsunuz, ve yine, bir kez daha gecelerinizi bir köşede öylece otururken geçiriyorsunuz. Geçip gitmesini istemiyorsunuz bu günlerin, çünkü bir köşede oturmaktan başka hiçbir şey gelmiyorsa da elinizden öyle yorgunsunuz ki bu günlerden kurtulmak ve o köşeden sıyrılmak bile istemiyorsunuz. Ama bazen öyle günler oluyor ki ruhunuz içinizdeki o köşeden sıyrılıp çıkmak istiyor. Sabah uyanmak istemiyorsunuz, evden çıkmak istemiyorsunuz, her şeye rağmen evden çıkıyorsunuz, akşam eve dönmek istemiyorsunuz. Sonra öyle bir an geliyor ki, dönecek bir eviniz kalmıyor. Ve insan doğası öyle ki, insan her daim eve dönmek istiyor. İnsan bazen evdeyken bile eve dönmek istiyor... İşte bu, benim gerçek evimi bulup ruhumu o eve götürme hikayem.

3391 KilometreWhere stories live. Discover now