33.Bölüm : Sen Kayboldun.

497K 26.9K 33.9K
                                    

Merhaba :') 

Karanlık bir odaya geçelim, yukarıdaki müziği açalım ve öyle okuyalım^^

İyi okumalar!

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın^^



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Şövalye haftalardır imkansızı ararmış. Kaf dağının ardı, masallardan ibaretmiş aslında. Ama aklı almazmış, "Gerçek olan bir şey nasıl hapsolur bir masalın içine?" der dururmuş. Pes etmezmiş, yorulmazmış, dinlenmezmiş. Gider dururmuş gece gündüz... Sanki yok olmuş küçük kız, dünyadan silinmiş. Küçük kızla birlikte şövalye de kaybolmuş. Dünyanın nüfusu iki kişi azalmış. Ve iki kişi bazen dünyanın en kalabalık topluluğuymuş... Bir gün bir köyde eski dostuyla karşılaşmış şövalye. Durumu anlatmış, oturmuş, şerbetini içmiş. "Ah be dostum," demiş, "Her şeyimi aldı bu hayat benden. Anamı, babamı, kardaşlarımı, güneşimi, yıldızımı... Sonra da onu. Babasıydım ben onun. O benden alınırken 'Bari onu almayın!' dedim içimden içimden, onlar da bana içlerinden içlerinden dediler ki, "Asıl onu alıyoruz ey şövalye..."


33.Bölüm : Sen Kayboldun.
*Yağmur böyle güzel yağar mı bir daha şimdi çıkıp ıslanmazsak?*


Bilmem lazım... Bilmem lazım... Bilmem lazım... Anlıyor musunuz? Öğrenmem lazım. Kafamın içinde dönüp duran tek cümle bu. Bize ne olduğunu, Ege'ye ne olduğunu, tam olarak ne yapmaya çalıştığını bilmem lazım anlamam lazım öğrenmem lazım. Tam beş saattir havayolu şirketimin beni yönlendirdiği otel odamda oturmuş kafayı yiyorum. Anlamaya çalışıyorum, düşünmekten başka hiçbir yol bulamıyorum. Evet, ona mesaj atabilirim, bu bir seçenek. Haklısınız. Ama ona kızgın hissediyorum. Başta ona karşı hissettiğim tüm empati yavaş yavaş uzaklaştı benden... Artık ona kızgın olduğuma eminim.

"Ne oldu Ege?" demek istiyorum, "Bu kadar mıydı ya, buraya kadar mıydı? Hasta olduğum an kaçmak için mi aylardır imkansızı başarmaya çalışıyoruz?" demek istiyorum... Ama demeyeceğim. Diyemem. Günler oldu ya, insan hiç mi merak etmez. Koray bile defalarca sordu nasıl olduğumu, gecenin bir vakti odamın camının önüne gelip cama taş atıp nasıl olduğumu sordu. Oysa Ege kaçmayı seçti.

Üstelik özlüyorum da... Onunla konuşmayı, ona anlatmayı, bana anlatmasını... Her şeyi özlüyorum. Sürekli Instagram'ına bakıyorum, sürekli Tumblr'ına bakıyorum, Twitter hesabına bakıyorum... Ama yoruldum. Ona dair her şeyi kendi çabamla öğrenmeye çalışmaktan yoruldum. Yine konuşalım istiyorum, yine her şeyi bana anlatsın istiyorum. Bunu kendisi yapsın istiyorum... Yatağımın içinde dönüp dururken titreyen telefonumla birlikte hızla doğruldum. Telaşla telefonumu elime aldığımda yaşadığım hayal kırıklığı milyarlarca yıl uzunluğundaydı. Mesaj Koray'dandı.

3391 KilometreHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin