BU BÖLÜM İLE HİKAYEYİ HAREKETLENDİRMEYE ÇALIŞTIM UMARIM BEĞENİRSİNİZ :) MULTİMEDYAYA LEO'YU KOYUP GÖZÜNÜZ CANLANSIN DEDİM İYİ OKUMALAR :)
Eve geldip kapıyı çaldım. Açan Leo oldu gülümsedi:
"Aşkam gelmezsin sanıyordum"İçeri geçip çantamı koltuğra fırlattım
"Evet ben de öyle sanıyordum. Florance nerede?" dedim
"Arkadaşıyla bir yerlere gitmiş biraz gecikebilirmiş." dedi. Bu kız kendi kuzenini önemsemiyordu. Ben de kırılmasın diye eve gelmeye uğraşıyorum. Çok sinir oldum. Merdivenlerden çıkıp odama girdim. Leo'ya kaba davranmış olmam umrumda değildi burası benim evimdi. Okul değil. Yatağıma uzanıp dergi falan okudum yaklaşık bir saat ama sonra canım sıkılınca aşağı indim. Ses falan yoktu gitmiş olabileceğini düşünüp sevinmiştim onu mutfakta yemek hazırlarken görünceye kadar. Mutfakta masanın üstüne oturdum. Makarna pişiriyodu galiba.
"2. derse gelmedin." dedi işiyle uğraşırken
"Bundan haberim var." dedim.Yüzünü kaldırıp bana bakarak:
"Nedenini soruyorum." dedi otoriter ses tonu geri dönmüşe benziyordu.
"Sıkıldım, derse girmek istemedi canım. Burası okul değil. Sana açıklama yapmak zorunda değilim."Kafasını kaldırıp yüzüme baktı
"Pekala seni disipline gönderdim ama sanırım ben de açıklama yapmak zorunda değilim sonuçta burası okul değil"
"Ne yaptım dedin? Sadece derse girmediğim için disipline gidemem!"
"Dosyanız baya kabarık bayan Johnson." dedi bilmiş bir ifadeyle. Çok sinirlenmiştim. İlk disipline gidişim değildi ama bu tavrına çok sinir olmuştum. Masaya yaklaşıp ellerini bacaklarımın iki yanına masaya koyup yüzünü yüzüme yaklaştırıp
"Sadece şaka yapıyorum" dedi. İçim karıncalanmaya başladı. Tanrım yüzü gerçekten çok güzeldi. Biraz böyle kaldıktan sonra kafasını daha da yaklaştırınca dudaklarımız arasındaki ufak mesafeyi de ben kapattım. Dillerimiz birbirimiz ağzının her yerinde dolaşıyordu. Kafasını kaydırıp boynumu öpmeye başlayınca tişörtünü çıkardım nefes nefese
"Öğrencilerimle yatmıyorum" dedi. Ağzını dudaklarıma getirdi.
"Burası okul değil." dedim. Ve tişörtümü çıkardı bacaklarımı beline doladım.
"Odama çıkalım" dedi beni öpmeye ara vererek
"Burası iyi" dedim. Yatak odalarında sevişmeyi sevmiyordum ama o ben kucağındayken merdivenleri çıkmaya başlamıştı bile. Beni duvara dayadı ve taytımı da çıkardı. Belimden tutarak öpmeye başladı. Karanlıkta ellerimle kemerini çözmeye çalıştım ve pantolonunu indirdim.Yatağa çıkıp üstüme yattı ve iç çamaşırlarımızdan da kurtulduk. İçime girmeden önce :
"Prezervatif?" diye fısıldadım. Çekmeceye elini uzatıp paketi ağzıyla açıp taktı. İçime girdiğinde soluğumun kesildiğini hissettim. Ağzı boynumdan göğüslerime doğru indi. Emmeye başlayınca titredim. Ağzı yine dudaklarımı bulunca içime biraz daha hızlı gidip gelmeye başladı. Zirveye çok az kaldığını hissettim. İnlemelerimizin sesi birbirine karışmıştı. Ve sarsılarak orgazm oldum o da peşimden gelmişti.
"Ah Tanrım!"dedi ve üstümden kalkıp yanıma yığıldı. Tanrım karın kasları kusursuzdu. Kendime gelmeye çalışırken gri gözlerindeki ışığı gördüm. Soluklarımız biraz daha düzene girince kalktım ve iç çamaşırlarımı giyerken yatakta yan dönüp kafasını eline dayayıp beni izlemeye başladı o otoriter ses tonuyla:
"Ee peki ya ne zaman evleniyoruz?"
YOU ARE READING
Aşk,çiçek,böcek yok
Teen Fiction"Deri ceketimin cebinden sigaramı çıkardım ve yaktım. Parkta el ele yürüyen sevgililere pis bir bakış atmak istedim ama hayat onları bir çift yaparak atacağı en pis bakışı atmıştı zaten..." Duygusuz bir kız... Ve içinde bastırılmış bir sevgi... O se...
