Aşk,çiçek,böcek yok Part 15: Kime aşık olacağını seçemezsin

4.5K 73 2
                                    

GÜZEL OKUYUCULARIM HEPİNİZ ÇOK SEVİLİYORSUNUZ UMARIM BEĞENİRSİNİZ :)

Göz yaşlarım gözlerimde birikmişti. Leo tıpkı bir çocuk gibiydi. Neden karşıma çıkmıştı ki? Fazla sevgi  doluydu. Beni zayıf düşürüyor.

"Böyle olmamalıydı."diye fısıldadım sessizce gözlerine bakmadan. Eliyle çenemden kaldırıp kendisine bakmaya zorladı.

"Peki ya nasıl olmalıydı?"dedi. Gözlerim gözleriyle buluşunca yanağımdan bir damla yaşın akkmasına izin verdim. Elini yanağıma getirerek yaşı sildi.

"Biz...Biz hiç karşılaşmamalıydık. Kafamı karıştırmamalıydın. Sen iyi olansın. Seni seviyorum dediğinde ben de diyecek kızlarla olman gerekiyordu. Sinir krizi geçirenlerle değil. Verecek sevgisi olan bir kızla mutlu olman gerekiyordu." Yanağımı tutan elini kaldırdı. Yataktan kalkıp elini saçlarının arasına daldırdı gerilen yüz ifadesini fark edebiliyordum. Duyduğum en yüksek ve kızgın sesle ve hayatım boyunca hiç kimsede görmediğim bir sinirle gözlerini gözlerime kenetledi.

"Şu siktiğimin dünyasında kime aşık olacağını seçemiyorsun biliyor musun? Seçme şansı verilseydi inan bana sarıldığımda kaçmak isteyen,bağlanmaktan korkan daha büyümemiş küçük bir kız çocuğuna aşık olmazdım!"

Bana aşık olduğunu söylediğinde göz yaşlarım artık istemsizce akıyordu. Aşık olunacak sevilecek hiçbir şeyim yoktu. Diğer söylediği şeyler ise doğruydu. Bağlanmaktan korkan küçük bir kızdım işte. Bana arkasını dönmüş pencereden dışarı bakıyordu ellerini pervaza koymuştu.Siniri sanki somutmuş gibi hissediliyordu. Gözyaşlarımın görüşümü bulanıklaştırmasına aldırmadan sendeleyerek yataktan kalktım. Üzerime yerdeki kotumu kazağımı ve botlarımı birkaç saniyede geçirdikten sonra kapıya yöneldim. Elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim. Peşimden gelmemesi için dua ederek kapıyı sertçe kapatıp dışarı çıktım. Peşimden gelmemişti ve sigara paketi çantamda değil cebimdeydi. En azından şans benim yanımdaydı. Sanırım bu iş artık bitmişti. Artık aramızdaki saçma sapan ilişki son bulmuştu. Sigaranın dumanını dışarı üfledim. Hala ağladığıma inanamıyordum. Yaklaşık yarım saat sonra eve vardım. Uykunun beni düşüncelerden arındırması ve bir daha uyanmamak dileğiyle kendimi uykunun huzurlu kollarına teslim ettim.

 Telefonumdan gelen AC/DC şarkısıyla uyandım. Zil sesim bu olmasaydı telefonu sinirden fırlatabilirdim. Kim olduğunu düşünmeden reddet tuşuna bastım. Arayan Leo'ysa eğer davranışım değişmezdi ama aramasını istiyordum. Ve tekrar çalmaya başladı uykulu sesimle cevapladım:

"Ne var?"

"Bebeğim,nasılsın?" 

"Dylan,moralim bozuk. Sonra konuşalım mı?"

"Hayatım geliyorum bekle."

"Dylan hay..." ve kapandı. Aynanın karşısına geçtim ve kendimi incelemeye başladım. Ağlamaktan dudaklarım ve gözlerim şişmiş,saçlarım dağılmıştı. Göz altımdaki mor halkaların yarı çapı da 6 cm'ye ulaşmıştı. Daha az dağılmış görünmek için sıcak bir duş yaptım ve yüzüme pudra sürdüm. Kapının ziliyle aşağı indim ve kapıyı açtım.

"Neler oluyor güzelim?"

"Uzun mesele Dylan. Başka şeylerden konuşalım."

"Şu Leo denen piç bir şey yaptıysa eğer..."

"Hayır hayır kapatalım bu konuyu." İç çekerek kollarını bedenime doladı ve yanağımdan öptü. Dylan'ı özlemiştim. Yanındayken sorunsuz hissetmeyi.

"Akşam bizim mekana gidelim mi?"diye sordu kollarını gevşetirken. Biraz kafa dağıtmak iyi gelebilirdi aslında Leo'yu ve okulu düşünmek istemiyordum daha fazla ve sonsoza kadar uyuyamazdım.

***

6. shot bardağımın kenarlarındaki tuzu yalarken uzaktan bana bakan çocuğa gülümsedim. Ve bardağı kafama diktim. Aşk da neymiş tekiladan sonra? Tekiladan nasıl bıkar ki bir insan? Ekşi ve acıyla karışık tadı yüzümü buruşturmama sebep oldu. Dylan kolunu belime dolayarak:

"İyi misin?"diye sordu.

"Daha fazla tekilayla daha iyi olabilirim."dedim ve istemsizce güldüm.

"Unut bunu küçük hanım."dedi. Ona gözlerimi devirdim. Neden bilmiyorum çok eğleniyordum. Neden diğer şeyleri dert edeyim? hayat çok kısa. Dans pistine doğru ilerledim ve hareketlerimi beynimin degil tekilanın yönetmesine izin verdim. Yaklaşık yirmi dakika sonra nefes nefese bar sandalyelerine oturdum vay canına iyi dans etmiştim. Dylan nerelerdeydi? Görünmüyordu. Yanıma birinin oturduğunu hissedince geldi dye düşündüm ve:

"Neredesin sen bok kafalı."dedim. Kafamı yan tarafa çevirdiğimde bana bakan anlamamış bir çift mavi gözle karşılaştım. Adam ne kadar çok Leo'ya benziyordu. Mavi gözleri Yunan Tanrılarını kıskandıracak kadar biçimli suratı... Adamın dudakları yukarı doğru kıvrıldı ve:

"Alex denmesini tercih ederim. Ama nasıl hoşuna gidiyorsa..."dedi ve güldü.

"Özür dilerim karıştırmış olmalıyım." Barmene bir shot daha getimesini söyledim. Ve ardından bir kaç tane daha. Artık her şey bulanıktı. Dünyanın bu haline bayılıyordum. Ama kısa süre sonra midem resmen kaynamaya başladı. Biraz hava almak için dışarı çıktığımda Alex'in de peşimden geldiğini gördüm. Net düşünemiyordum kollarını belime doladı ve beni kendine çekti. Dudakları dudaklarımı esir aldı. Vücudum bana sormadan kararlar alıyordu. Beynime ona "yapma" demesini emrettim fakat o çoktan karşısındakinin Leo olduğuna kendini inandırmaya çalışıyordu. Birden belimdeki elleri ve dudaklarımdaki dudakları çekildi ve Alex yere yuvarlandı. Dylan adamın üstüne çıkmış yumrukluyordu. Birden etraftaki her şeyin üzerime geldiğini hissettim ve yere dizlerimin üztüne çöktüm ağzımda o iğrenç acı tat kalana kadar kustum. Dylan beni yerden kaldırmaya çalışıyordu ama ben yürüyemiyordum bile. Bir daha kendime bu kadar içmeyeceğime dair bininci sözümü vererek uykuya daldım.

Aşk,çiçek,böcek yokWhere stories live. Discover now