Aşk,çiçek,böcek yok Part 17:Yalan

3.7K 65 5
                                    

UMARIM BEĞENİRSİNİZ 1100 CİVARI OLMUŞUZ HEPİNİZ ÇOOK SEVİLİYOR ÖPÜLÜYORSUNUZ. MİRAÇ SEN DE DESTEKLERİNDEN DOLAYI AYRI ÖPÜLÜYORSUN. :)

Birkaç haftadır sanki her şey düzene girmiş gibiydi. Leo sayesinde okulda disipline gitmekten de kurtulmuştum. Eğer bir kere daha disipline gitseydim kurtulamazdım herhalde. Tek sorunum zamanı geldiği halde regl olmayışımdı. Şu saçma doğum kontrol hapları yüzünden tam yirmi gün geçikmişti. Böyle şeylere gerçekten taktığım için hastaneden randevu almıştım. Randevuma bir saat kalmıştı. Gelen arama sesi yatakta yatarken olumsuz düşüncelerle kendimi yememe engel oldu

"Naber bebek?" Dylan'ın neşeli sesini duyunca gülümsedim.

"İdare eder. Senden?"

"Sesin iyi gelmiyor. Sana geliyordum ben de."

"Hastaneye gitmem gerekiyor. Gelme evde yokum." Ciddileşen sesiyle:

"Ne hastanesi? Bir şeyin mi var?"

"Hayır sadece kontrol."

"Tamam bekle seni almaya geliyorum beraber gideriz."

"Hay..." dııt dııt dııt.


Harika! Bir de şimdi Dylan ile uğraşacaktım. Benimle gelmeye kalkmasın diye Leo'ya da haber vermemiştim. Kesinlikle dünyanın paniğini yaşatırdı bana. 

***

Yapılan onca testten sonra koridorda ayakta dikilmiş sonuçları bekliyorduk. İdrar testi için iki litre su içirmişlerdi. İdrar testine ne gerek varsa. Şu aptal sonuçları alıp gitmek istiyordum bir an önce.

"Bayan Johnson buyrun lütfen." Sonunda diye iç geçirerek Dylan ile doktorun odasına girdik. Kadın yapay kısa saçlarını eliyle düzeltti. Eliyle gözlüğünü ittirdi. Önce bana sonra Dylan'a baktı. 

"Kötü bir şey mi var?" dedi Dylan huzursuz sesiyle. Ben de tedirgin olmuştum. Kadın tekrardan Dylanı ve beni süzdü ve otuziki dişini göstererek sırıttı.

"Hayır,tebrik ederim. Hamilesiniz." Dylan'dan sinir dolu bir kahkaha çıktı ve kahkahası kadar sinirli bir ses tonuyla:

"Nasıl?" diye sordu. Kulaklarım uğuldamaya başladı. Bir bebek mi? karnımda bir bebek vardı. Bebek Leo'dan. Ben bebek istemiyorum. Boğazımdan yukarı histerik bir kahkaha tırmandı ama sonra orada düğümlenip bir yumru oldu. Nefes aldığımı bile hissedemiyordum gözlerimden yaşlar istemsizce oluk oluk akıyordu.

"Na-nasıl yani? Doğum kontrol hapı kullanıyordum." Kadın Dylan'ın bana kızgın bakan gözlerine ve benim içtiğim iki litre suyu gözlerimden akıtmama şaşırmıştı.

"Tahlil sonuçlarına göre kullanmıyormuşsunuz."dedi. Hayır gayet kullanıyordum. Hatta hapları bana Leo vermişti. Ve ben adına bile bakmadan hapları almıştım. Onlar doğum kontrol falan değildi. Leo bana yalan söylemişti. O sik beyinlinin derdi buydu zaten.  Lanet olsun ki bu kadar aptalım. O bok beyinli herifin söylediği yalana inanacak kadar aptaldım. Kapıdan fırladım ve hastaneden dışarı çıktım. Dylan peşimden gelirken kolumdan tutup çekti ve:

"Bebeğin babası kim?" diye sordu gözlerini gözlerime dikip  yüzü gergindindi. 

"Leo." dedim duygusuz bir sesle. Bu olaydan sonra konuşabildiğime bile şükür etmem lazımdı aslında. Nasıl bir durumda olduğumu görmüş olacak ki bağırıp çağırmadan sadece arabaya bindi ve beni sessizce evime bıraktı. Eve girince direk odama gidip kapıyı kapattım. İçimden yükselen hıçkırıkları bastırmaya çalışmadım. Kapıya yaslandım ve yere oturdum dizlerimim karnıma çektim. Gözyaşlarım tükenmiyordu. Beynim resmen durmuştu. Ağlamıyordum tepki bile vermiyordum. Hatta Leo'ya söylemeyi bile düşünmüyordum. Eğer söylersem bebeği aldırmama izin vermeyecekti. O bencilin suratını bile görmek istemiyordum zaten.  Böyle bir şey yaparken ne düşünüyordu? Tabii ki yarım aklıyla ona daha çok bağlanacağımı,bu planı onun yaptığının aklıma gelmeyeceğini,hamileliğin bana Tanrı tarafından verilen bir hediye olduğunu düşünüp çocuğu doğuracağımı düşünüyordu. Kapının zil sesiyle irkildim. Lütfen Florance olmasın lütfen. Eğer oysa da tekrar kötü göründüğümü söyleyip sorular sormasın. Ne kadar berbat göründüğümü ben de tahmin edebiliyordum. Merdivenleri indim ve kapıyı açtım. Florance değildi evet,daha beteri Leo'ydu.

Aşk,çiçek,böcek yokWhere stories live. Discover now