Aşk,çiçek,böcek yok Part 11:Müzik

5.3K 87 1
                                    

 SEVİLİYORSUNUZ UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ. İYİ OKUMAAR :)

Nefret ettiğim bir pazartesi sabahına uyandım. Aslında çok güzel bir haftasonu geçirmemiştim ama yine de okula gitmek istemiyordum. Ayaklarımı yataktan sarkıttım ve yataktan indim. Saate baktım derse bir saat vardı. Aynadaki dağınık saçlı ve pijamalı yansımama dilimi çıkardım ve mutfağa indim. Florance az önce çıkmış olmalıydı kavgadan sonra olan sorularını sadece geçirmemle yetinmişti ve sorgulamamıştı. Bir bardağa su koydum ve içerken içimin yanmış olduğunu hissettim. Kahvaltı hazırlamakla uğraşamayacaktım hızlı yapılacak bir şeyler arama umudyla çevreme göz gezdirdim. Dolabın üst rafının kapağını açtım ve mısır gevreğiyle karşılaştım. Kolumu kaldırdım ama fazla yüksekteydi. İyice yukarı doğru gerindim fakat başarısız oldum. En sonunda sandalyeye çıkmayı düşünmüştün ama kendi kendime gaz vererek bunu başarabileceğimi düşündüm. Ve zıplamaya başladım. İşte bu kadar saçma bir insandım. Ne bu hafta olacak sınavlar ne de bugünki tarih dersi önemliydi. Şu an hedefim mısır gevreği paketiydi. Arkamdan gelen ayak seslerini duydum iyice yaklaşıyordu ve arkamda birinin varlığını hissettim. Cüssesine bakarsam tabii ki Florance olamazdı. Arkamdan önümdeki rafa bir kolunu uzattı ve paketi bana verdi:

"Tanrı aşkına boyun kaç senin? Bacaklarına bakınca seni uzun sanmıştım."dedi kahkaha atarak.

"1.65" diye yanıtladım sert bir bakış atarak. Ama o gülerek iki tabak çıkardı içine süt ve gevrek koydu. Birini önüme doğru uzattı. 

"Bugün dersime giriyorsun. Hatta okula seni ben götürüyorum." dedi yine o otoriter ses tonuyla. Gözlerimi devirdim. Okul çıkışında kimseyle buluşmayacaktım nasıl olsa kendi arabamı almasam da olurdu.

Evden çıkarken kendime daha kalın bir şeyler giymediğim için kendime sövdüm. Ve arbaya bindik. Üzerinde jean bir gömlek ve montu vardı elleriyle direksiyonu tuttu ve arabayı çalıştırdı. Direksiyonu tutan ellerine baktım. Çok güçlü ve güzel görünüyordu. Arabamda hep müzik dinlerdim. Çok boş geliyordu müzik olmadan.

"Müzik var mı?"diye sordum

"Ah,evet. Torpido gözünden seç." dedi gözlerini yoldan birkaç saniye ayırıp bana bakarken. Torpido gözünü açtım ve karşımda bana tüm ihtişamıyla bakan Metallica Rolling Stones Pink Floyd ve Nirvana albümlerine baktım. Bir kız torpido gözünden evlilik teklifi yani yüzük bulsa bu kadar sevinirdi. Rock dinleyen asi bir Leo canlandırdım gözümün önünde. Şımarık ve sinir bozucu bir Leo. 

"Bunlar senin mi?"dedim şaşkınlıkla

"Benim arabamda olduğuna göre"

"Müzik zevkinin bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum." dedim. Nirvana albümünü CD çalara takarken.

"Senin yaşındayken hepsinin hastasıydım." Kendimi yavaş yavaş Leo'ya daha yakın hissetmeye başlıyordum. Hareketleri konuşmaları ilk günlerdeki gibi değil aksine çok hoşuma gidiyodu. Okulun bahçesine varmadan arabadan indim. Beni bıraktığını görmeseler daha iyi olurdu. Sınıfa girdiğimde Marcie masanın üstüne oturmuş kızlarla sohbet ediyordu. Geçip sırama oturunca selamlaştık. Kısa bir süre sonra Leo geldi ve ders başladı. Dersi gerçekten güzel anlatıyordu. Tam bir öğretmen havasında değildi genç öğretmenler öyle olurdu zaten. Sohbet ile geçiyordu ders ama herkes pür dikkat onu dinliyordu. Özellikle de kızlar Leo'nun söyledikleriyle değil jean gömleğinden belli olan kaslarıyla ilgileniyorlardı. Kotumun cebinden telefonun titreştiğini hissettim. Dylan'dan mesaj gelmişti:

"Çıkınca haber ver seni almaya geliyorum." yazıyordu. Her ne kadar kavga etsek de küsemeyeceğimizi bildiğimden fazla üstelemedim ve:

"Tamamdır" yazdım. Ettiğimiz kavga konusunu bir daha açmayacaktım anlık bir şeydi. Dylan gibi birisini kaybetmek istemezdim.

Aşk,çiçek,böcek yokWhere stories live. Discover now