ON YEDİ

3.6K 324 18
                                    

Selam, selam, selam!
Geçen hafta bölüm yayınlamadığım için özür dileyerek giriş yapıyorum.
Maalesef ki kaydettiğimi sandığım bölümü aslında kaydetmemişim ve öğrendiğim en büyük ders; bir bölümü yazmaktan daha çok emek isteyen bir şey varsa o da aynı bölümü ikinci defa yazmak oldu.
Umarım kursağımda kalmış hevesimle bir bölüm daha geçirmem, diyerek bahanemi sunup iyi okumalar diliyorum.

💋💋

Alecia Karlberg

Onu yiyip bitiren acı yoktu. Alecia Andrew'in evine gelene kadar birçok kez kendini bağırmamak için zor tutmuş, sadece yaraya bastırarak zaman kazanmaya çalışmıştı fakat birden kesilmesi onu iki kat korkutmuştu. "Şu an hissetmiyorum." dedi hemen. "Neden?"

"Daha önce yaralanmadığını bilmesem korkuyorsun derdim." diye gülümsedi Andrew.

Büyük ölçüde haklıydı da. Aynı şeyi birçok kez yaşamasına rağmen Alecia bu sefer gerçekten korkmuştu. Çünkü onu asıl dehşete düşüren şey kan kaybından ölecek olması değil Ian'la yaptığı kısa ama oldukça etkili konuşmaydı.

Andrew çantasından aldığı eldivenleri giymişti. "Canın yandığında söyle," dedi doğrudan yaraya bakarak.

"Emin ol belli ederim."

Andrew önce dizinden iki üç parmak yukarısına hafifçe dokundu. Kesiğe yakın bir yer olması yüzünden duyduğu gerilim haricinde Alecia pek de bir şey hissetmemişti. Andrew sıradaki denemesini biraz daha yukarı çıkarak kullandı. Alecia saniyesinde küveti tuttuğu ellerini sıkarak yükselmişti. Kaybolduğunu sandığı acı tam olarak yerindeydi. Artık emindi.

"Anlamıyorum," dedi Andrew hafifçe çatılmış kaşlarının ardından. "Uzun ve derin bir kesik olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim ama kanama durmuş. Dikiş atmam gerekirdi ama... ihtiyacın yok."

"Nasıl ihtiyacım yok? Ben biraz önce o ihtiyacı derinden hissettim." Alecia parmaklarını koluna dolayıp oradaki yarayı da kontrol etti. Aynı acı orada da duruyordu ama sadece dokununca. Ian'ın yanından uzaklaştığı zamanki gibi taze gibi hissettirmiyordu artık.

Şu ana kadar bakmaktan kaçınıp suratını başka yöne çevirmesine neden olan yaraya bakmaya karar verdiğinde Alecia'nın ikinci bir iç çekme ihtiyacı doğmuştu. Başını eğip uzattığı bacağına baktığında Andrew'e ikinci kez hak vermişti çünkü kanama kesilmişti ve gerçekten de kesiğin ayırdığı eti hala bir bütünmüş görüntüsü veriyordu.

Andrew yaklaşık beş santim olan kesiği gösterip, "Biri çizgi çekmiş gibi." dedi. "Bütün kanın böyle yarı kapalı bir yaradan çıkması akıl almaz geliyor."

"Belki de şanslıydı." dedi Tyler.

Alecia onun soracağı sorular için şimdiden yorgundu. "Bana uğrayacak en son şey şans." diyerek suyu açtı.

Bacağındaki kanı yıkadı ve sıra kesiğe geldiğinde Andrew temizlediğinden emin olmak için beze aynı yara tekrar açılmış gibi hissettiren yakıcı bir şey dökmüştü. Bacağına her temas ettiğinde Alecia'nın Ian'a olan sonsuz öfkesi katlanmaya devam ediyordu.

Sargı bezleriyle önce bacağını sonra da kolunu sardıktan sonra Andrew kızdan daha fazla rahatlamış halde iç çekmişti.

"Daha iyi misin?" Tyler olayın şokunu henüz atlatamamıştı. "Andrew yeterli olacağından emin misin? Hala hastaneye gitme taraftarıyım."

"İyiyim." dedi Alecia ayağa kalkarken. Bacağı her adımda durması için alarm verse de soğuk bir tebessümle örtmeyi başarmıştı. "Bu saatte geldiğim için de üzgünüm."

Canlanma (3)Where stories live. Discover now