3 - Sahte Sevgili

72.1K 4K 813
                                    

Ellerini önüne siper ederken bile aldığı darbeler ile yerimden sıçrıyor, adeta yumruklar bana savruluyormuş gibi hissediyordum. Oysa tanıyalı daha bir saat bile olmayan adamın gözlerine vurulmuşta, onlara bir zarar gelmesin istiyor gibiydim.

İlk raundun bitişi ile yüzünde kızarıklığın esamesi bile okunmayan güzel gözlüme rağmen sağ yanağına tam da gözünün altındaki şişliğe buz tutan tıfıl umurumda bile değildi. Kendi köşesine çekilmişken etrafında dolanan iki kişi hizmette kusur etmiyor, arada da sözleriyle eşlik ediyorlardı. Bununla beraber varla yok arası kafasını sallayarak onları onaylayan Demir Yumruk, yine çalınan gong sesi ile ayaklandı.

Rakibi ile karşı karşıya gelirken, ellerine taktıkları eldivenlerini birbirine vurarak selamlaşan ikili sanki biraz sonra birbirlerini yumruklamayacakmış gibi rahat tavırlarına anlam veremiyordum. Tabii ki sporda her şey centilmenlikti, fakat bunların yaptığı sporun şiddet içerikli olması sebebi ile centilmenlik sadece lafta kalmalıydı.

İkinci raund başlar başlamaz atağa geçen güzel gözlümün adama acımadan yumrukları ardı ardına geçirişi ile ellerimle gözlerimi kapatmış, ama dayanamayarak parmak arasından seyretmeye de devam etmiştim. Hayır, hayır o adamın kaşından akan kırmızı şey kan mıydı? Anlamadığım şey bir tarafın kanıyor ve sen hala yumruk yemeye devam ediyorsun, ne ironi ama...

Lakabının hakkını veren koca cüsseli ama gözleri güzel herif, devirici darbeyi adamın tam da açılan kaşına vurunca, boylu boyunca yere serilen adam toparlanmaya çalışıyordu. Ne yapsan da nafile koçum, o darbeyi alan bir daha ayağa kalkamıyor, yani en azından arkadan gelen söylemler öyleydi.

Hakem adamın başına dikilerek hem eliyle hem de dudaklarından anladığım kadarıyla ağzıyla saymaya devam ederken, yerde yatan adam pes etmişliğin belirtisi olarak elini havaya kaldırdı, akabinde sallayabildiği kadar başını salladı. Maç bitmiş görünüyorken, alanda kopan alkış tufanına eşlik eden ıslık sesleri ile sevinç nidaları kulak yakan cinstendi.

Yerde serili adam yapılan ilk müdahalenin ardından, sağlam duramamasına rağmen ayağa kalmıştı. Hakemin bir yanında Demir Yumruk, diğer yanında yabancı sporcu ikisinin de elinden tutmuş, spikerin kazananı açıklamasını bekliyordu. Kazanan belliydi ve güzel gözlü herifin kendinden emin duruşuna göz dikmemek elde değildi.

Bir insan nasıl bedenine kazak yerine kas giyerdi ve bu denli çekici görünürdü ki. Bacak kasları bile kendini belli eden cinsten gözler önünde dururken, gözümden kaçan tek şey bacağının birindeki hançer resmiydi. Ucundan bir damla kan akan hançerin boyutu her ne kadar ufak da olsa ben bu denli incelerken onu, görmemem mümkün değildi.

Spiker heyecan yarattığını düşündüğü ses tonuna sıkıntılı bir ağız dolusu hırıltı yolladım ve ellerimi çenemin altına koyarak gelecek olan isme odaklandım. Adam ağzını açtı bir kaç kelimeyi yayarak söyledi ve beklenen isim ile yumruğu havaya kalkan grilim yükselen alkış seslerine eşlik etmek ister gibi, boşta kalan eldivenli elini bir kez göğsüne vurdu. Tanrım bir insan bu kadar karizmatik olmak zorunda mıydı?

"Ne oluyor kızım sana?"

"Hiç..." dedim Sibel'e bir kez bile bakmadan.

"Var sende bir şey?"

"Bulaşma şuna yavrum, bugün terelellileri üstünde."

"Yok yok ben iyiyim." dedim.

Ellerim hala çenemin altındayken. İyi miydim gerçekten, neler oluyordu bana böyle? Ben sert erkek sevmezdim ki, bir de kavgacı tipte olanı.

O çekik kaşların altındaki sert bakışlara, çıkık elmacık kemiklerinden başlayan kirli sakallara, tanrım o gri gözlerin altındaki anlamlara bakmamak elde miydi? Vurulmak böyle bir şey miydi bir erkeğe? Ben ki Elif Sezen şu yaşıma kadar hep ardından koşulan olmuşken, şu saatten sonra bana koşmayı mubah gören kaderin benimle derdi büyük olmalıydı. Sanırım zamanında kaderin bir oyununu bozmuş, kinini kazanmıştım ve sırf bu yüzden süründürmeden yakamdan düşmeyecekti.

Demir YumrukWhere stories live. Discover now