6 -Savaş Başlasın

61.9K 3.4K 391
                                    

Oradan çıkar çıkmaz aracıma atlamış evin yolunu tutmuştum. Ter içinde kalan bedenimi suyun altında rahatlatmak şu an için istediğim ilk şeydi, ikincisi ise harcadığım enerjiyi yerine getirecek bir kahvaltıydı. Ne kaldı ki evden içeri adımımı atar atmaz burnuma dolan tereyağlı omletin kokusu bütün hücrelerimi harekete geçirerek karnımdaki gurultulara bir yenisini eklemek olmuştu.

Bir elinde tahta kaşık omleti alt üst eden Sibel ve ardından ona sarılıp öpücüklere boğan Canın tiksinilesi manzarası... Evet evet kıskanılası değil kesinlikle tiksinilesi manzarasını görmeye dayanamayan gözlerim, acı ile sızlarken boğazımı temizleyerek ilk uyarıyı vermiş oldum.

"Bari mutfakta uzak durun birbirinizden. Omlete hep vıcık vıcık aşk bulaştırdınız." demem ile bana dönen ikiliden, sadece Canın gözlerindeki kızgınlık dikkatimi çekmişti.

"Neredesin sen sabahtan beri, arıyorum telefonunu da açmıyorsun?"

"Dün dedim ya boks dersi alacağım diye. Sizde iç içe yatınca uyandırmayayım dedim, ama yanlış anlama sırf kendim için. Sabah sabah o salyaları akmış Can'la karşılaşarak bir travma yaşatamazdım kendime."

"Başladı yine taramaya, az sus da motorun soğusun." diyen Can'ı es geçerek hali hazırda beni bekleyen kahvaltı masasına kurulmuştum.

"Ona motor demiyorlar canım, onun adı zekâ zekâ."

"Ulan Elif, o zekânın yarısını da faydalı şeyler için kullansan ya." derken karşımdaki sandalyeyi çeken herife bakmamaya özen göstererek tabağıma masadaki kahvaltılıklardan bol bol koymayı ihmal etmiyordum.

"Bir gün de atışmasanız dişimi kıracağım." dedi Sibel, masaya omlet yerleştirirken Can ile çatalları aynı anda aynı yere batırmış ve küçük çaplı Dandanakan Meydan Muharebesine başlamış bulunmaktaydık.

"Çek kılıcını omletimden." derken gözlerimi gözlerine hırsla kenetlemiştim.

Bu savaşın hiç şüphesiz kazananı bendim.

"Sevgilim elleriyle yaptı sana yar eder miyim hiç?"

"Bana bak Gazneli hain müttefik, Sibel tabii ki kadın dayanışmasına destek verecek." dedim gözlerimi saniyeliğine Sibel'e çevirip yine düşman tarafa dikmiştim çoktan.

"Ya ama neden her seferinde beni araya katıyorsunuz ki, bıktım gerçekten. Çekin o çatalları."

"Önce o çeksin." diyen Can'a pis pis sırıtarak baktım ve "Benim çekildiğim ne zaman görülmüş, pes et hain pes et." dedim ardı sıra. Pes etmeye niyeti yoktu, fakat inat buydu ya ona pes dedirtene kadar ayağımı yere sağlam basacaktım kararlıydım.

"Aşkım hadi üzme beni, güzel güzel kahvaltımızı yapıp denize gidelim."

"Sen şu kıza dua et Selçuklu çakması yamuk asker." der demez çatalı tabaktan uzaklaşmış ve koca tabak benim çatalıma ev sahipliği yapmıştı. Masadaki kahvaltı bıçaklarından birini alarak yumurtadan koca bir dilim keserek tabağıma yerleştirdim ve Can kişisine ağzının payını vermeyi de ihmal etmemiştim.

"Kadının fendi erkeği yendi Can'cığım. Hadi bakalım aza tamah edemeyen çoğu bulamazmış."

"Sen spordan geldin duşunu aldın mı Elif?" diyen Sibel ile az önceki bütün fiyakam yerle bir olmuş, suratım sirke satmaya adım atmış ve kahvaltı hayallerim bir bir boğazıma dizilmişti. Bunların yanında ekstra olarak bedava promosyon misali Can'ın sinsi gülüşü eklenmişti.

"Kahvaltıdan sonra yapsam ne olur canım, çok açım."

"Pis kızsın sen pis, seni alan yandı valla."

Demir YumrukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin