24|

25.7K 2.5K 465
                                    


Yaşamım boyunca ilk kez yalnız değildim, kendime yabancı değildim. Acı ile olgunlaşan bedenim ilk defa yalnızlıktan kurtulmuş, bir başka acıyla harmanlanan bir bedenle yan yana gelmişti. Kalbimdeki paslı ve kilitli kafeslerin birer birer açıldığını hissediyorum.

Sanki... bulunmuş ve tamamlanmıştım.

Kendi yarattığım enkazların altından elimi uzatsam da kimse umursamamıştı beni. Görenler görmezlikten gelmiş ya da yardıma gelenler sadece üzerimdeki yükleri kaldırmaya çalışmıştı. Kimse uzattığım eli tutup beni yukarı çekmemişti, hiçbiri içimdeki tahribata dokunmamıştı. Ama şimdi farklıydı.

Ne yaptığımı bilmeden, içgüdülerime yenik düşerek dudaklarımı araladım ve ona karşılık verdim. Aytun, bunu bekliyormuşçasına bedenini bana daha çok bastırırken dudaklarımdan bir inleme döküldü. İki yanımda cansızca sallanan kollarım, onun belime dolanan kollarının arasında bir yer buldu. Ben onda bir yer bulmuştum, o da bende bir yer bulmuştu.

İradem gittikçe zayıflarken nefeslerim güçleniyordu. Daha fazla sağduyulu kalamayacağım hissine kapıldığım esnada Aytun geri çekildi, ancak yüzlerimiz arasında yine mesafe yoktu. Ne ara kapattığımı bilmediğim gözlerimi aralarken ıslak dudaklarıyla karşı karşıya kaldım. Hararetli bir biçimde inip kalkan göğüslerimiz çarpışırken, Aytun kollarını sıkılaştırdı.

"Sen..." dedim kesik nefeslerimin arasından, cılız ses tonumla. Eğer şu an beni tutuyor olmasa muhtemelen yere kapaklanmış olurdum. Yakınlığı bu defaya mahsus işime yararken alnımı çenesine bastırdım ve ilk kez tanıştığım bu yabancı hisse bıraktım kendimi. Kalbimin gümbürdeyişi kulaklarımda atarken ne yapacağımı bilmiyordum. Neden şaha kalkmıştı bu zamana kadar varlığını bildiğim ya da bilmediğim tüm duygularım? Gözlerimi kırpıştırıp dururken Aytun'un mekanik sesi doldurdu kulaklarımı. Nefesi saçlarımın arasına karışıyordu.

"Ben ne?"

"Bu yaptığın çok yanlıştı. Ivana-" derken bir elini başıma bastırarak beni susturdu.

"O benim sevgilim değil, sarışın. O benim hiçbir şeyim. Anladın mı? Bugüne kadar hayatımda sevgilim diyebileceğim hiçbir kadın olmadı."

Rahatlayarak nefesimi bıraktım ama hâlâ ondan tarafa bakmaya cesaretim yoktu. "Ya bugün?"

Gülümsediğini görmesem de hissettim. "Bir ay önce hayatımın tam orta yerine düşen bir kız, o kararı gölgeledi."

Kalbimde çiçek bahçeleri boy gösterecekken aklıma gelenle kendimi durdurdum. Hâlen Ivana konusunda aklımın almadığı şeyler vardı. "Madem sevgilin değil, neden tek bir telefonuyla yanına gittin?" diye sordum kollarından çıkarken. Tam karşısında durup kaşlarımı kaldırırken bir açıklama beklercesine gözlerine baktım. O gri gözlerinde öyle anlamlar vardı ve öyle hızlı geçiyordu ki anlayamıyordum.

Bir elini saçlarının arasından geçirdikten sonra etrafa bakındı ve gözleri parladığında üzerimizden mavi renkli saydam bir duvar yavaşça kalktı. Bunun nedenini başta anlayamasam da yerdeki heykel parçalarını görünce anladım. Bizi korumak için kalkan yapmış olmalıydı. O anda bunu düşünebilmesi hayranlık uyandırıcıydı. Kendime lanet ettim, çünkü ben sadece onu düşünmüştüm.

"Heykeller neden yıkıldı?"

"Bunu sana sormak lazım, sonuçta sen yaptın?"

Şaşkınlıkla iç geçirdim. "Hiç farkında değilim," dedim dalgınca. Tüm bedenim yanarken gözlerimin ısınmasını fark edecek değildim. Artık büyüyü kolaylıkla yapabiliyordum ve bu merak uyandırıcıydı. Normalde eğitimin uzun yıllar sürdüğünü ve benim şu anki konumumun da o senelerin sonucu olduğunu söylemişti Simge.

 AY DÜĞÜMÜ Where stories live. Discover now