BÜYÜK KEŞİF

896 202 36
                                    

    ABD hükümeti tarafından NASA'dan seçilmiş 20 kişilik ekip nihayet Basra'daki petrol sondajlama kuyusu şantiyesine ulaşmışlardı. Nereden başlayacaklarını aslında çok iyi biliyorlardı. Zaten 20 yıldır bir arayıştaydılar. Hükümet görevlilerinin getirdiği belgeleri incelediklerinde saygıdeğer hocalarının sözleri akıllarında canlandı bir şok dalgası gibi. 

    O zamanlar genç bir araştırma görevlisi olan Dorothy, " Biz onu değil, o bizi bulacak." sözüne hoşgeldin demek için yıllardır bekliyordu. Kendisi şimdi bir Profesördü ve hocası Ethan Brown'un anısına geçiti bulacağına söz vermişti. Şimdi ise uzun zamandır aradığı belirtiler bir kaç kağıt parçasından kendisine göz kırpıyordu. Basra'ya gittiğinde nereden başlayacağını kestirebiliyordu.

    Tüm bilgisayar sistemleri kurulmuştu. Gerekli bilgisayar programları bilgisayar mühendisleri tarafından yüklenmişti. Ne kadar derine kazacaklarını bilmiyorlardı. Harry'nin radyoaktif zehirlenmeden ölümü işin pek de kolay olmayacağını gösteriyordu. Geçit neye benziyordu ve nasıl çalışıyordu bulmaları gerekiyordu. Karşı evrene geçişte insan vücudunda ne gibi hasarlar bıraktığı kendilerini bekleyen büyük bir gizemdi.
Aralarına bir çalışma arkadaşı olarak bir moleküler biyoloji ve genetik uzmanı ayrıca buradaki çalışmalarda krize müdahale ve önleyici danışmanlık verebilecek bir psikoloğa ihtiyaçları vardı. Çünkü çalışanlar arasında Harry'nin başına gelenler bir hayalet gibi dolaşıyordu. Bunu merkeze bir rapor ile bildirdi Dorothy.

&

" Hoşgeldiniz aramıza. Siz profesör Gibbs, sizde psikolog Bayan Gale olmalısınız." dedi Dorothy. Gayet cana yakındı. Neticede aynı gemide yol aldıklarını gayet iyi biliyordu.

" Hoşbulduk." dediler bir ağızdan.

    Profesör Gibbs böyle bir araştırmaya dahil edildiğini öğrendiğinde yaşadığı şaşkınlık bir kenara, gurur duymuştu kendisiyle. Tabi evine doluşan CIA Ajanlarının tepesine dikilip, hükümetin gizli anlaşmasını imzalarken sert ifadeleriyle onu süzmesini saymazsak gayet mutluydu. Biliyordu ki buradaki herkes gizli anlaşmaya uyacağına yemin etmişlerdi. Hükümet geçitin bir sır olarak tüm Dünya'dan saklanması gerektiğine inanıyordu. Gerekçelerini ise kötüye kullanma, kaos oluşmasını engelleme, insanlık açısından oluşabilecek her türlü zarardan korunma gibi hümanist cümlelerle açıklıyorlardı. Gayet mantıklıydı, işte bu sebepten görevleri tüm şartlarıyla kabul etmişti.

&

" Ne durumdayız?" diye sordu Gibbs. 

    Bilgisayarların arasından küçük bir fareyi andıran suratını çıkaran araştırma görevlisi Charles;

" Efendim, şuan yaklaşık 2.3 km altımızda olması büyük ihtimal." Küçük küçük öksürdükten sonra heyecanla;

" Kazıya başlamadan önce manyetik alan ölçüm cihazını açtığımız ince bir tünelden aşağı indirmeye başladık. Amacımız manyetik alan şiddetinin sıfır olduğu yeri tespit etmekti."

    Sarı saçlarını at kuyruğu yapmış, bir model dergisinin kapağından fırlamış gibi görünen diğer bir araştırma görevlisi Mary ise kendisini dinleyen profesör Gibbs ve Dorothy'e heyecandan kocaman olmuş gözlerini dikerek;

" işin ilginç kısmı makinenin indiği derinlikte radyoaktif zehirlenme yapacak kadar radyasyon yok. Galiba David'in durumu geçiti kullandığı sırada oldu."

" Peki o zaman vinçteki çalışan kuyunun üzerindeyken geçitten geçti de biz neden yerin dibinde arıyoruz bu geçiti?" diye sordu Gibbs gayet mantıklı bir soru olduğunu herkes farkındaydı. 

YAŞAM ATEŞİMWhere stories live. Discover now