GALE SIRLARI ÖĞRENİYOR

697 187 42
                                    

LEYLA İLE ARJİN'İN KAÇIŞINDAN 1HAFTA ÖNCESİ

      Profesör Gibbs'in çalışma odasında otururken New York'ta yaşadığı yılları düşünüyordu Gale. Sahi ne kadar olmuştu buraya geleli? Bu bölgede geçirdiği yirmi yılını düşününce, kendisine verdiği bu cezanın fazla olup olmadığını sorguluyordu. Geçmişini ne kadar hatırlamak istemese de yaşlanmış bedenini her incelediğinde vicdanıyla başbaşa kalıyordu.
      Eğer Fredy'den boşanmasaydı daha mı iyi olurdu diye düşünmeden edemiyordu. Belki işi ve kızı arasında bu kadar yorulmasaydı o kazayı yapmayacaktı. Her aklına getirdiğinde yüreğine bıçaklar saplanıyordu.
     Enkaza dönmüş aracın içinden çıktığında aslında yaşadıklarını tam olarak algılayamamıştı. Aracın içinde kızının cansız yatan bedenini gördüğünde o enkazdan çıkanın sadece bedeni olduğunu biliyordu. Kazada aslında iki can kaybı yaşanmıştı. Amy ile birlikte kendi ruhunu da tanrısına teslim etmişti.

     Bu boğucu oda da bunları neden düşündüğü konusunda hiç bir fikri yoktu. Kendisini cezalandırdığı bu yerde içini bir nebze olsa soğutabildiğine seviniyordu. Amy'nin kaybından sonra New York'taki eski hayatına dönüp, hiç yaşanmamış gibi devam edemezdi. Fredy ile sürekli münasebeti içini daha da acıtıyordu.Onun suçlayıcı bakışlarına maruz kalmaktansa bu çukurda ölmeyi yeğlerdi.

     Gözlerinin önüne gelen Amy'nin anıların dağıtmak için gözlerini sımsıkı kapattı ve cehennemine geri dönmek için derin bir nefes alarak yeniden araladı. Profesörün hala neden gelmediğini merak etti. Aslında geçmiş yaşına rağmen oldukça dinç ve disiplinliydi. Onunla Leyla'nın bebeği üzerine kurduğu yeni teorisini gözden geçirmesi için konuşmaya gelmişti. Bebeğini kaybetmenin ne demek olduğunu en iyi o bilirdi.

     Daha ispatlanmamış ve üzerine deneysel kanıtlar eklenmemiş bu olası cinayet teorisi mantıksızdı ona göre. Gönlü razı gelmiyordu böyle bir sona. Arjin'in getirildiği günden bu yana çektiği acılara şahit olmak ona tekrar insan olduğunu hatırlatmıştı. İnsanlar her yeni keşfe merhaba dediğinde birilerinin cepleri dolarken, diğerleri acılar içinde kıvranıyordu. Yaşadıkları evrende önemli olan tek şeyin empati olmasını dilerdi.

Leyla'nın kapatıldığı odanın kapısında günlerdir ağlayarak aç susuz bekleyen Arjin insanlığında soldurduğu umutları tekrar yeşertmişti. Tutunacak başka bir yaşam gayesi kalmayan birinin imdat bekleyen gözlerine artık kayıtsız kalamazdı. Uzun süredir burada pek çok olaya tanıklık etmişti. Hayatlarını çürüttükleri bu gönüllü mahkum hayatında herkes ruhunu şeytana satmışçasına ABD hükümetinin gizli politikasına hizmet ediyordu. İçten içe başkaldıran isyankar ruhuna engel olamıyor, Leyla ve Arjin'in hayatlarının mahvolmasına göz yumamıyordu.

Kendisi aşkı yaşamıştı, biliyordu ne derin bir duygu olduğunu. Kliniğine tedaviye gelen bipolar bozukluğu olan yakışıklı hastasına ilk görüşte aşık olmuştu. Ona doğru akan ruhuna engel olamamış, aşkın her şeyi aşacağını düşünmüş ve onunla evlenmişti. Ama Fredy'nin hastalık ataklarıyla mücadele etmemesi bir süre sonra var olan aşkı söndürmüş, evliliklerini boşanmaya sürüklemişti. Evliliklerini bitirdikten birkaç ay sonra Fredy'nin başka bir kadın için hastalığı ile mücadele ederken evlenmesi, yıllarını boşa heba etmişliğin verdiği bir buhrana sürüklemişti onu. Ama şimdi tüm bu olanlar geride kalmıştı.

Şuan Leyla ve Arjin'in en azından çoklu evren kuramına zarar vermeden yaşamalarına izin vermeleri gerektiğini biliyordu. Profesör ve ekibinin çalışmalarına saygı duyuyordu. Neticede onlarda büyük bir amaç uğruna kendi mutluluklarından vazgeçmemişler miydi? Profesöre güveniyordu. İnsancıl yanını nasılda işlevsel hale getirebildiğine hayretler ediyordu. Onu tam da bu yüzden çok seviyordu.

YAŞAM ATEŞİMWhere stories live. Discover now