Bölüm 15/ Aşk, dön ölümden.

2.6K 180 12
                                    

Sierra

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Sierra

Sokulduğum soğuk beden beni korkuyla titremeye iterken ben kanımın işe yarayamayacığına duyduğum telaşla kollarımı sıkıca sardım İdeaya.

"Lütfen..." fısıltım göğsüne çarpıp yüzüme geri döndüğünde odanın içi Kral'ın öfkeli bağırtısı ile titredi.

"Sana söyledim! Söyledim! Kanın bir işe yaramaz dedim!"

Bağırışının hedefinde ben vardım, öfkesi ağlamamı hızlandırırken beni bundan sonra bekleyen şeyler sadece dehşetimi arttırıyor.

"Sierra..." duyduğum çatallı sesle zihnime ve kulaklarıma tanıdık olan bu sesle heyecanla yüzümü bastırdığım göğüsten geri çektim.
Kollarımın arasında hafifçe kıpırdanan adamın güzel gözleri yüzüme doğru aralandı.

"U-uyandın..." neredeyse çığlığa yakın bir yakarışla hızla ayağa kalktım.

"Oğlum."

Kral Lirken beni geri ittirdiğinde İdea uzandığı yatakta toparlandı.

Aklı oldukça karışıkken yüzünde afallamış bir ifade yer ediyordu.

"Aaaa!" Shaitan'ın öfkeli hırıltısı odada yankılandığında saniyeler içinde gözden kayboldu.

Bakışlarım İdeaya döndüğünde onun oturduğu yataktan gözlerini Shaitan'ın az önce kaybolduğu boşlukta sabitlediğini gördüm.

"İşe yaradığına inanamıyorum! Geri geldiğine..." Kral yüzündeki şaşkınlığı saklayamazken ben bu kez mutluluktan ağlamaya başlıyordum.

"Ne oldu." İdea avuçlarının arasındaki tılsıma bakarken sesindeki şaşkınlıkla yineledi sorusunu.

"Bu tılsım, ne?" Bakışları bana döndüğünde gözlerini bir kaç saniye üzerimdeki elbisede gezdirip babasına çevirdi.

"Sierra sana yeni bir tılsım verdi. Kendi kanıyla.." olan şeylere kendi bile inanamazken bakışları bir kaç saniyeliğine üzerime döndü.

"Nasıl mümkün olabilir." İdea meraklı sesi ile yataktan yavaşça havalandığında
Saniyeler içinde odanın içinde yeniden ayaklarının üzerine indi.

Ayakta durmakta güçlük çektiği her halinden belliydi. Bakışları parmaklarının arasında sallanan tılsıma dönerken yeniden aralandı dudakları. "Tılsım bir kez elimden alındığında, aynı gelini geri alamam ben. Kitapta yazan buydu baba." Bakışları Krala döndüğünde, söylediği şeyle unuttuğum bir gerçeği hatırlıyordum.

'Yani sen... bana aşıksın... tılsım tamda bu yüzden işe yaradı öylemi...'

Göz yaşlarım çoktan durmuş ve beni şaşkınlıkla İdea'yı izlemeye ikna etmişti.

İdea'nın bakışları aklımdan geçen şeylerle yüzüme döndüğünde , yeniden zihnimin içinde olduğunu bilmek iyi hissettirmişti. Güvenli olan buydu. Buna alışıktım.

"Ola denen şu büyücü, bir yolunu bulmuş, Kendince.Sierra yeniden senin gelinin, ama bilgeler hala bir varis alamadı. Yeterince vakit kaybettik, artık bir bebek vermen gerek. Onların şakası yok, bu kızın keyfini bekleyemezsin. Bende sizin yüzünüzden cezalandırdığım oğlumun üzerindeki otoriteyi kaybedemem!"

Bahsettiği şeyin mühimliğini öyle iyi kavramıştım ki, bunu bir kez daha söylemesine bile gerek yoktu. Bu anlaşmayı en başından kabul etsem tüm bunları yaşamak zorunda bile kalmayacaktım.

Kral Lirken açıklama yapmaya devam edecekken yorgun bir fısıltı ile böldüm sözlerini. "Sayın Kral, ben kabul ediyorum... İdea'ya bir çocuk vermeyi kabul ediyorum..." sesim titrerken söylediklerimin ciddiyeti ne denli belli oldu bilmiyorum.

"En başından olması gereken buydu. Çocuklarımın böyle karşı karşıya gelmesine gerek bile yoktu!" Öfkeli gözleri yüzüme döndüğünde korkuyla bakışlarımı yere indirdim.

'Sanki ben çok memnunum yaşadıklarımdan! Aptal ablam Serra burada olmalıydı ben değil!' Düşüncelerim İdea'nın yorgun fısıltısı ile bölündü.

"İzninle baba. Biraz dinlenmek istiyorum." Bedeninden yayılan negatif enerji ile, hiç sabrının kalmadığına emin olduğum Kral Lirken; İdea'ya sebebini bile sormadan ansızın ortadan kayboldu.

Böyle hızla çıkıp gidişi ile Oda'nın içinde sadece ikimiz kalmıştık. İdea Açık kapıları kıvırdığı iri parmaklarıyla bir kaç adım ötesindeyken bile rahatlıkla kapattığında, avuçlarında ki tılsımı yavaşça boynuna bağladı ve adımlarını benden terse çevirerek Teras'ın açık kapılarına çevirdi.

Bense hala Kral Lirken'in beni ittirdiği yerde şaşkınlıkla kalmış, üzerimdeki ağır gelinliği güçsüz bacaklarımın üzerinde zar zor taşıyordum.

"Neden benimle konuşmadı..." gördüğüm mesafeli tavırla titreyen çenem, beni yeniden bir ağlamaya itmeden sert bir nefesle kendimi toparladım.

Böyle bir tavır görmeyi hayal etmemiştim oysa, bu lanet yerde ondan başka güveneceğim kimse yokken beni görmezden mi geliyor...

Bıkkınlıkla yatağa doğru ilerledim ve bedenimi sertçe serdim yumuşak yatağa. Günlerdir süre gelen herşey çılgınlık gibi, yaşadığım herşey bir kabus olmalı.

Bir kabus...

Beni Sen ÇağırdınWhere stories live. Discover now