Bu bölüm biraz şey, hafiften yani.
Rahatsız olacak olan okumasın teşekkürler 😀
Vote sınırı 60 , yakında görüşmek üzere 👋 ( umarım 😂)
"Ben şimdi siparişleri teslim etmeye gidiyorum." Annem ellerindeki poşetlerle daire kapısına doğru ilerlerken bakışları omuzunun üzerinden bana döndü."Prova yapacak olursak gecikirim, sen yemeği ısıt ye, Serra işten geç gelecek bizi bekleme uyu istersen."
Başımı salladığımda uzandığım televizyon koltuğunda dikeldim.
Saat neredeyse sekize geliyordu ve bir an önce gün bitsinde bende Moreslay'e gideyim diye deliriyorum.
Bu sabahtan beri İdea'yı ve Abraksas'ı görmek için saatleri sayıyorum. Burada bir kaç saat oldu ama orada günler geçti. Bunu bilmek sinirimi bozuyor. Oğlum büyüdü mü? İdea neden hiç gelmedi... bir sürü düşünce var kafamın içinde.
"Yatmadan önce pencereleri kontrol et, bu sıralar mahalle pek tekinsiz." Yaptığı son uyarıyla açtığı daire kapısından çıktı ve beni evde yalnız bıraktı.
"Sonunda." Hızla televizyonu kapattım ve koşar adım merdivenlere yöneldim.
Basamaklar sanki dahada çoğalmış gibiydi, çık çık bitmiyor!
Sonunda odama ulaştığımda açtığım çekmecemdeki tılsımı çıkardım ve boynuma sıkıca bağladım.
"Moreslay'e gitm-"
Sözlerim yarıda kalırken ben ansızın beni kavrayan ışığın içinde saliseler arasında süzülmeye başlıyordum. Saçlarım sertçe esen bir rüzgarın etkisinde gibi çekiştirilirken sıkıca yumdum gözlerimi.
Bir roller coaster binmişimde başım inanılmaz dönüyormuş gibiydi.
Nihayet kulaklarımdaki uğultu ve saçlarımdaki hırçın hava dalgası durduğunda gözlerimi açtım. Önümde parlakça duran büyük geçitten içeriye doğru bir adım attığımda, Moreslay'in temiz havası beni karşıladı.
Yüzümde kocaman bir gülüş yayılıyordu, burayı ne kadar özlediğimi şimdi fark ediyorum.
Gök yüzünde uçan büyük kuşlar, ve az bulutlu havada ışıl ışıl parlayan güneşle içime sessiz bir nefes çektim.
"Ben geldim..." kıkırdayarak önümde uzanan köprüye doğru attığım ilk adımla Parselia yanımda belirdi.
"Kraliçe Sierra, hoş geldiniz.." güleç bir yüzle beni karşıladığında kendimi özel hissediyordum.
Sahi ya ben Kraliçeydim... oysa sabah bulaşıklarını yıkamış ve akşam yemeğinden önce etrafı toplamıştım ama burada Kraliçeydim.
"Günaydın Parselia " yüzümdeki geniş gülümseme ile sarayın büyük kapılarına doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sen Çağırdın
ParanormalBir Cin Prensi ve fani bir kadının kaderleri birbirine bağlandı. Arkadaşlar arası eğlencesine yapılan bir ayin ne kadar kötü sonuçlanabilir ki? Bir grup genç kızın yaptığı bir pijama partisi, bir kaç damla kanla lekelendiğinde en kötü ne olabilir...