1

3.4K 323 364
                                    

Kitabı çıktıktan sonra wattpad'e giren ilk kişi ben olabilirim. Çok heyecanlıyım... Beni yalnız bırakmayın! 

Yaklaşık 6000 kelimelik mürekkep kokulu bir ilk bölüm... Ve artık sizindir! 

Bölüm şarkısı: Feist - My Moon My Man

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkısı: Feist - My Moon My Man

Pencerenin yanındaki yazı masasına oturmuştu, ıssız ve çıplaktı. Sanki asırlardır süregelen bir karanlığa gömülmüş olan ruhunun tek düşmanı, ısırılmayı bekleyen parlak bir elmayı andıran ayın yaydığı ışıktı. Şimdi o ay, boynunda ve kollarında bulunan dövmelerin üstünde ışıldıyordu. Daktilo tuşları şeklinde küçük desenlerdi bunlar ve o desenlerin içinde, adının baş harfleri kazılıydı. Olur da aynada gözüne ilişirlerse, işi gücü bırakıp saatlerce onu düşünmeye başlıyordu. Aslında hiçbir zaman aklından çıkmadığını o da biliyordu, unuttuğunu sandığında bile bilinçaltında hep onu yaşatıyordu. Askılıkta duran, I am not perfect but I am limited edition yazılı tişörte baktı. Bir zamanlar çok değer verdiği bir kız almıştı ona, "Yazar olacaksan, bunun gibi bir şeyler giymelisin" diyerek. Güzel günleri çağrıştıran bir anı olarak duruyordu şimdi odasında, her baktığında acı veren. Tekrar hissetti o acıyı. İlk günkü kadar derinden olmasa da, hala acı çekiyordu. Acı, özlem, öfke; hepsi birbirine karışmıştı sanki. Onu çok özlüyordu. Yaptığı tek bir hata, kendi ömrünün de geri kalanına mal olmuştu ve şimdi ne yaparsa yapsın, o gölgenin karanlığında yaşamaktan kurtulamıyordu. Parmaklarının ucundaki sigaradan derin bir nefes çekti, sonra dumanı havaya üfledi; o duman bulutunun içinde yok olup gitseydi keşke. Ölmeyi kaç kez istemişti, yapamamıştı ama. Hala, bırakıp gidemeyeceği değerli bir şey vardı. Tek bir şey. Masaya eğildi ve parmaklarını önündeki daktilonun üstüne koydu. Saman kağıtlara mürekkeple yazdığı cümleler çağırmıştı onu, nasıl kayıtsız kalabilirdi ki? Bu tip an'lar onunla buluşma an'larıydı. Hiç ayrılmamışlar gibi. Hiçbir şey onları ayırmaya yetmezmiş gibi. Hala birliktelermiş gibi. Hala. Birlikte.

-----------********------------ 

KENDİNİ, BİR ÇAY fincanına batırılan ve çıkarmaya zamanında yetişilemediği için fazla ıslanmaktan mütevellit çayın içine düşüp onlarca parçaya ayrılan bir bisküvi, kurabiye gibi hissediyordu. Gecenin beşinde uyanmış, çıplak ayaklarını yataktan aşağı sarkıtarak bunu düşünmüştü. Son zamanlarda hayatında hiçbir şey yolunda gitmiyordu ve bu olumsuzluklar daha ne kadar sürecekti, merak ediyordu.

Yaz geride kalmıştı. Ne olursa olsun yaz, içinde umuda ve güzelliğe dair bir şeyler taşıyordu, ama sonbahar yalnızca kışın habercisiydi. Irmak gökyüzünde toplanan simsiyah bulutlara baktı ve çok geçmeden burnuna düşüveren bir yağmur damlasıyla serseme döndü. Şemsiyesini açması için çok çabuk davranması gerekiyordu: Neyse ki başarılı oldu ve aniden döken sağanakta ıslanmaktan son anda kurtuldu. O gün için yağmur beklendiğini hava durumunda dinlemiş, dışarı çıkarken çantasına küçük bir şemsiye atmayı ihmal etmemişti. Şimdi o büyük, kalabalık ve eğer kentlerin bir rengi olsa onunkinin hiç şüphesiz gri olacağına inandığı şehrin sokaklarındaki parklardan birinde –aslında parktan çok, etrafına iki-üç bankın dizildiği bir çocuk bahçesiydi burası, ama o gün yağmurdan dolayı oldukça tenha ve ıslaktı– şemsiyesiyle birlikte bir ağacın altına sığınmış, Aslı'yı bekliyordu. Aslı onun en yakın arkadaşıydı. Bir zamanlar. Şimdilerde pek de iyi anlaşabildikleri söylenemezdi. Yıllardır her şeyini paylaştığı Aslı, bunu açıkça söylemek istemese de onunla arasına mesafe koyup ondan bir anda uzaklaşmıştı. Üstelik ortada bunun için elle tutulur hiçbir sebep yoktu. Ama arayıp buluşmak istediğini dile getirdiğinde, Aslı bir an bile duraksamadan yeri ve zamanı sormuştu. Bu beklenmedik yanıt doğrusu Irmak'ı şaşırtmıştı.

Mürekkep Kokunu İçime Çektim (2017-2018, 19 Bölüm, Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin