5

870 164 129
                                    

Çok heyecanlı, çok melankolik ve  şimdiye dek okuduğunuz en iyi bölümlerden olacak, söz veriyorum. Detaylı satır arası yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum... Keyifli okumalar!

Bölüm şarkısı: Blossom Dearie - Tea for Two 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkısı: Blossom Dearie - Tea for Two 

...and two for tea. 


VE BİRLİKTE MOTOSİKLETE bindiler. Tek bir tane olduğu için Atlas normalde kendi taktığı kaskı Irmak'a verdi ve onun için özellikle yavaş sürdü –bunu söylememişti elbette ama Irmak anlamıştı; geçen gün Uzay'la birlikte onu takip ediyorlarken çok daha hızlı sürüyordu Atlas. Kaskı başına takar takmaz Irmak kendini bir anda Atlas'a ait kokularla hapsolmuş gibi hissetti ve bu çok, çok hoşuna gitti. O kesif olmaktan çok, tatlı bir kokusu olan mürekkep, vanilyalı çörek, eskimiş kitap, gül reçeli, belli belirsiz bir sigara kokusu ve şimdi bir de odunsu bir erkek parfümü kokusu karışıp çok hoş bir esans yaratmış, Irmak'ın burnunun dibinde salınıyorlardı. Atlas'ın motoruna bindiği o birkaç saniye onu alıp adeta bambaşka diyarlara götürdü. Ama park geride kalınca, o küçük, bakımsız parktaki son ağacın son dalındaki son yaprak da gözden kaybolunca, Irmak birden, ne kadar ciddi bir şeyin içinde olduğunu anladı. Kontrol Atlas Siyah'taydı ve o nereye gittiklerini bilmiyordu. Bir saat önce okulda, Aslı onunla konuşmadığı için mutsuz, ama sıradan hayatının içinde güvendeydi. Şimdiyse ellerini çok çekici bir çocuğun beline dolamış (aslında bunu itiraf etmesi gerekiyordu: onu gördüğü ilk günden beri bunu yapmayı istiyordu, bir şekilde ona temas etmeyi, değmeyi ve sonunda başarmıştı), bir motosikletin üstünde bilinmezliğe gidiyordu.

Nihayet bir apartmanın önünde durduklarında, Irmak sanki daha çok bir çemberin etrafında dönüp durmuşlar gibi hissetti. Aslında parktan ve yurdundan çok da uzaklaşmış sayılmazdılar. Sanki Atlas yolu kasten uzatmış gibiydi. Belki de Irmak'ın elleri onun belinde olduğu için, bunun daha uzun sürmesini istemişti. Saçmaladığını düşündü Irmak. O Atlas'tan hoşlanıyordu ama Atlas'ın da ondan etkilendiğine dair en ufak bir işaret yoktu. Gerçi, parktaki ilk karşılaşmalarında aralarında kesinlikle bir çekim yaşanmıştı, bu inkar edilemezdi.

Irmak kaskı çıkarıp Atlas'a verdi. Motosikletten inerken, "Nereye geldik?" diye sordu.

"Burası benim evim," dedi Atlas, apartmanın kapısına doğru yürürlerken.

Yooo, orada dur bakalım. İsterse dünyanın en yakışıklı Amerikan aktörleri gibi görünsün, Irmak'ın iki hafta öncesine dek hayatında olmayan birinin evine girmeye hiç mi hiç niyeti yoktu. Zaten bu yüzden onunla hep kamusal alanda (mesela hep aynı parkta) buluşmaya dikkat ediyordu. Ama burası eli yüzü düzgün bir semte benziyordu, o nedenle şimdilik sesini çıkarmadı ve Atlas'ın peşinden apartmana girdi. Eski ama bakımlı bir apartmandı. Birlikte asansöre bindiler ve en üst kata çıktılar. Asansör katları öyle yavaş çıkmıştı ki, indiklerinde aradan sanki yarım yıl geçmiş gibiydi. Atlas koridorun sonundaki dairenin kapısına doğru yürüdü ve Irmak yine onu izledi. Ama Atlas anahtarı almak için elini cebine attığında daha fazla dayanamadı:

Mürekkep Kokunu İçime Çektim (2017-2018, 19 Bölüm, Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin