54. Bölüm: Kayıp akraba

9K 578 283
                                    

Sami abinin mükemmeliyetimi ilan etmesinin hemen ardından Boran püskürerek gülme krizine girince diğerleri de gülmeye başladı ve böylelikle evdeki gergin hava biraz dağıldı. Ben de rahatlayarak oturduğum tekli koltuğa yayılacaktım ki karşımda kollarını iç içe geçirmiş bana zebani gibi bakan halamı görünce hemen geri doğruldum. Kravatımı hafifçe gevşetip ellerimi tekrar dizime yerleştirdim.

Herkes biraz sakinleştiğinde Zerya ablam bu defa Sami abinin yeni bir gülme krizine sebep vermesine fırsat vermeden direkt Gülçin halamı muhatap alarak söz aldı.

"Gülçin Hanım sebebi ziyaretimiz malum. Oğlumuz Ezman okumuş tahsil görmüş işini gücünü ele almış genç bir delikanlı. Eh... hali vakti de yerinde bildiğiniz gibi o Mardin'de bir ağa fakat yine de hazır paraya konup rahat bir hayat yaşamayı değil çalışarak kendi parasını kazanmayı tercih etmiş. Londra'nın en büyük şirketlerinden birinde menajerlik yapıyor."

Gülçin halam bildiği şeyleri duymaktan biraz sıkılmış olacak ki elini sallayarak "Zerya Hanım biz biliyoruz zaten bunları siz sadede gelin" diyerek müdahale etti. Sesinde birazcık da kıskançlık mı sezmiştim ne. Tabii yine karşısına dımdızlak dikileceğimi sanmıştı. Öyle yağma yok halacığııım... Sen beni garip bir kuş mu sandın?Ben Ezman ağayım her zaman dört bacak üstüne düşerim. İşte böyle!

Zerya abla halamın bu tavrına bozularak yüzünü biraz ekşitse de konuşmaya devam etti.

"Madem öyle sadede gelelim o zaman Gülçin Hanım... Allah'ın emri Peygamberin kavliyle Asmin kızımızı oğlumuz Ezman'a istiyoruz. Siz ne diyorsunuz bu işe?"

Gülçin halam kollarını gevşetip ağır çekimde öne doğru eğilerek Zerya ablaya dik dik bakmaya başladığında Zerya abla tırsmak yerine aynı şekilde karşılık vererek Gülçin halama yanaştı.

"Kararımı bildirmeden önce siz hele bi kendinizi tanıtın bakayım. Kimsiniz neyin nesisiniz? Yeğenimi ne zamandır tanıyorsunuz da bugün burada onun büyüğü olarak benden kız istiyorsunuz?"

Allah! Halam at üstünde zırhlı bir şövalye gibi atağa geçmiş hatta an itibariyle mızrağını fırlatmıştı. Heyecanla başımı Zerya ablama çevirip karşı atağı beklemeye başladım. "Taht Oyunları" dizisinin bir bölümünü izliyordum adeta.

Zerya abla oturuşunu dikleştirerek "Valla şöyle söyleyeyim ben size Gülçin Hanım," diyerek konuşmaya başladı. Sesi oldukça ciddi fakat bi' o kadar da sakindi.

"Bir insanın iyi biri olup olmadığını gözünden anlayacak kadar çok şey yaşadım hayatımda. Genç yaşta ailemi kaybettim hayatla tek başıma mücadele etmek zorunda kaldım. Eşimde aynı şekilde. Biz Ezman'ın kalbini gördük, Asmin kızımızı çok seviyor. Gelin siz de bu işi yokuşa sürmeyi bırakın da izin verin birleşsinler."

Sami abi şaşkın bir ses tonuyla "Hem onlar zaten evli değil mi yav neyin kafasını yaşıyoruz biz burada?" diye sorduğunda Gülçin halam atının yönünü çevirip Sami abiye dalmadan önce ben yüksek bir sesle "Hala biliyor musun Zerya abla da Mardin'li" dedim ortaya atılarak.

Halamın da her gurbetçi gibi en zayıf noktası bir hemşerisiyle karşılaşmasıydı. İnsan gurbet ellerinde memleketinde yetişen bir otu dahi görse seviniyordu. Kendimden biliyorum bunu, ne de olsa ben de yıllardır yurtdışında yaşıyorum.

İstikamet Londra                                      (Töre Mecburiyetim kitabı)Where stories live. Discover now