42. SOLUK

85.6K 2K 1K
                                    

Hoşgeldin 🧡

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum ve oy vermeyi unutmayın.

Üzerime giydiğim temiz kıyafetlerden sonra saçlarımı taraken Karan da telefonla konuşuyordu. Sanırım işle alakalıydı. Tarak saçlarımın arasında kayıp giderken gözlerim aynada karnıma kaydı.

Konuşmamız gereken bir konu vardı.

Karan telefonu kapatıp yanıma geldi. Makyaj masasının önünde ki pufta oturuyordum. Arkama geçip elimde ki tarağı aldı ve saçlarımı tarama işini o devraldı.

"İşle alakalı mı, sorun mu var ?" dedim aynadan bakışlarım doğrudan onun üzerindeydi. Beyaz gömleği yine üzerinde onu daha da fena gösteriyordu. "Sorun yok." dedi bakışları saçlarımda büyük bir ilgiyle tarıyordu ve bunu dünyanın en ciddi işiymiş gibi yapıyordu. Çatılı kaşlarından bunu anlayabiliyordum. Odaklanınca kaşlarını çatıyordu hep.

"Bir dosyayı incelemem gerekiyormuş. Asya birazdan gönderecek." dedi. "Anladım." dedim.

Aynanın önünde ki saç spreyini eline alarak saçıma sıktı. Şaşkınlıkla kaşlarım havaya kalktığında duraksadım. O da fark etmiş olacak ki durdu ve aynadan bana baktı. Bakışları tekrar saçlarıma kayınca "ne ? daha mı uzaktan sıkmam gerekiyordu." dedi. Şaşkınlığım daha da arttı. "Sen onu saçıma sıktığımı nereden biliyorsun ?" dedim.

"İzliyorum seni." dedi. Tekrar taramaya başladı "dolaşmıştı burası bende o yüzden sıktım." dedi. Yüzüm de oluşan gülümsemeye engel olamadım. "Doğru yaptın." dedim.

Tarakla işi bitince aynanın önüne bıraktı. Saçlarımı elleriyle son kez düzelterek bir öpücük bıraktı başıma "işte oldu."

"Karan.." dedim ona doğru dönerek. "Söyle güzelim." dedi. Ben hala oturuyordum o ise ayaktaydı elini yüzüme atıp baş parmağıyla yanağımı okşamaya başladı. "Bir eczaneye gitmemiz gerekiyor." dedim.

Eli yüzümde duraksadı. Neden olduğunu anlamamıştı. Bu konunun açıkça konuşulması gerektiğini düşündüğümden beklemeden girdim konuya. "Ertesi gün hapı almalıyım. Çünkü dün birleşmemiz sen içimdeyken sonlandı." dedim dikkatle dinliyordu beni "bir süprizle karşılaşmak istemeyiz değil mi ?" dedim yüzüme bir gülümseme kondurarak.

"Tamam..." dedi duraksayarak aklına yatmayan bir şey vardı galiba. "Alalım." dedi.

"Nasıl bir şey alacağız yani.. doktora görünmeli misin ? Doktor daha iyi bilir herhalde hemen şimdi bir doktor ayarlayabilirim. Eczaneye gitmekle hemen veriyorlar mı o şeyi ?" dedi.

O şeyi.

"Sadece bir eczane lazım bana." dedim onun telaşına rağmen sakince gülümseyerek. "Pekala." dedi.

Benden bir adım uzaklaştığında tekrar bana döndü. "Bu hep böyle olmayacak ama değil mi ?" dedi.
"Nasıl yani ?" dedim anlamayarak.

"Yani sen sonsuza kadar o şeyi kullanmak istemeyeceksin ?" dedi sorar gibi. Sonra kendini daha düzgün ifade etme gereği duymuş olacak ki tekli koltuğa oturup doğrudan bana baktı. "Bizim bir bebeğimiz olacak değil mi ?" dedi masumca.

Kalbime doğru ılık bir şeyler aktı. O kadar güzel sormuştu ki. "Sen hiç çocuk istemiyor musun ?" diye devam etti.

Hemen araya girerek onu bu konuda rahatlatmak adına konuştum. "Karan ben çocukları çok severim. Ve ikimizin bir bebeği olmasını tabiki her şeyden çok isterim ama.." dedim "şimdi değil."

BERCESTEWhere stories live. Discover now