75. NAMÜBERHAL

32K 1.8K 639
                                    

Hoşgeldiniz.

"Miraz..." dediğinde panikle ellerimi adamdan çektim. "Miraz Seçkin ve Ateş Soykan." dedi. Gözleri kayarken son nefesinde beni olduğum yere çivileyen kelimeyi söyledi. "Kardeşler."

Ellerimi adamdan çektiğimde onunda son nefesini verdiğini anladım. O gitmişti, giderken bende ağır bir yük bırakmıştı.

Etrafımda birileri bağırıyor, sesler, gürültü patırtı duyuyordum ama tepki veremiyordum. Hala öylece bakışlarım adamdaydı ama kafamda binbir şey dönüyor en çokta yüreğime oturan ağırlıkla savaşmaya çalışıyordum.

Sanırım şuan en savunmasız en açık anımdaydım.

Birden birinin avuçları yüzümü kapladı. Yüzümü çekince bakışlarımda yerde cansız yatan adamdan kaydı. Yüzümü avuçlayan sıcak ellerin sahibine baktım. "Karan..."

Anladı. Ben bir şey demeden, diyemeden o beni anladı.

Önce beni artık hayatta olmayan adamdan uzaklaştırdı. İkimizde yerde dizlerimin üzerinde sürünüyorduk. Daha doğrusu Karan beni çekiyordu. Kendimde ayağa kalkacak gücü görmüyordum. Kalksam dahi ilk adımımı atamadan devrilirdim.
Karan'ın bir eli saçlarıma çıktı. Başımın arkasını hoyratça okşuyordu ama elinin hareketi hem beni kendime getiriyor yaşadığım şoktan çıkartıyordu hemde yanımda olduğunu hissettiriyordu.

Başımı gövdesinden uzaklaştırıp alttan bakışlarımı yüzüne diktim. "Karan..." dedim. Bakışlarım bir kez yerde yatan adama kaydı ama geri Karana döndüm. "Hallederiz." dedi Karan gözlerini benim gözlerimin seviyesine indirdi. "Hallederiz hep hallettik." dedi. Başımı iki yana salladım "kardeş dedi Mirazla Ateş kardeş dedi." dediğimde elleri tekrar yüzümü avuçladı. Alnıma sert ama güzel bir öpücük bırakıp alnını alnıma yasladı.

"Kontrol edeceğim ben tamam mı ? Doğru mu değil mi öğreneceğim.." derken Karan, benim kafamda Miraz ve Ateşin görüntüsü yer değiştiriyor tek vücut oluyor sonra ayrılıp beni delirtmek ister gibi hızlıca suretleri dönüyordu. Benziyorlardı. Ve ben bunu bu zamana kadar hiç farketmemiştim. Öyle çok bir benzerliği yoktu ama saçları, omuz yapıları, aynı kaşlar. Sonra amcamın görüntüsü belirdi zihnimde. Gerçek ortadaydı.

Başımı Karan'ın başına daha çok bastırdım. "Karan, Ateş amcama..." dediğimde o tamamladı. "Çok benziyor."

Usul usul salladım başımı. "Halledeceğiz tamam mı ? Bana güven." dedi.

Bana güven deyince alnımı ondan çekmek istedim. Karanda bu girişimimi farketti ama avuçları yanaklarımda ki yerini sıkılaştırdı. "Yapma... Yapma böyle. Bana güvenmene ihtiyacım var. Bana güvendiğini bilmeye ihtiyacım var." dedi.

Eğer bu şey doğruysa. Miraz ve Ateşin kardeş olması... Panter bunu öğrendiği an ilk hedefi amcam ve Miraz olurdu.

"Bunu kimsenin bilmemesi lazım." dedim fısıltıyla.

"Ben hallederim." dedi Karan. Yapabilirim izin ver halledeyim der gibiydi. "Son zamanlarda her şeyi kendi başına hallediyorsun. Erkeklik gururum sikildi. Hiçbir şeyinde yanında olamıyorum izin vermiyorsun. Her şeyi kendin halledebileceğine eminim, görüyorum da zaten ama sana ulaşamamak hep dışarıdan müdahale etmek çok koyuyor Hale. İzin ver. Eskisi gibi bunu ben halledeyim." dedi. Duraksadı. Dişlerini sıktı. Alt dudağını sertçe dişledi. "Birlikte halledelim." dedi.

Kafamı salladım. "Birlikte." dedim. "Birlikte." dedi benim gibi.

Silah sesleri kesilmiş olmasına rağmen bir gürültü olunca başımı çevirdim. Az önce önümde son nefesini veren adamı öldürmek için gelenler silahlarını bırakmışlardı. Bizim yanımıza doğru gelmek istediklerinde ise Alpaslan, Barkın ve paralı askerleri mani oluyordu. Birde kulağımda istihbaratın sesi yankılandı. "Adam öldü işimiz bitti. Sonra görüşürüz." Bir daha hiç konuşmadılar. Bizi ortaya sürdükten sonra kendilerinin hiçbir şey olmamış gibi çekip gidecek olmaları Ateşi sinirlendirdi. Telefonunu alarak hızla mekanı terk ettiğini gördüm. Arkasından gitmek istedim ama kendimde o gücü bulamadım. Şimdi nasıl yaklaşacaktım Ateşe, abime...

BERCESTEWhere stories live. Discover now