•6•

246 39 126
                                    

                                                                     06.09.2022

                                                        Göksel - Sen Orada Yoksun


Sizin hiç dünyanız başınıza yıkıldı mı?  Doğru bildiğiniz her şey, bir anda yalana dönüştü mü?  Benim dönüştü. Karşımdaki görüntü karşısında, ellerim tir tir titremeye başlayınca, tepsinin üstündeki bardaklarda birbirine çarpmaya başlamıştı.

Altımdaki zeminin ayaklarımın altından kaydığını hissettiğimde, bakışlarımı Bulut'tan çektim. Ama onun gözü bir yandan hala bendeydi ve bir yandan da olan biteni anlamaya çalışır gibi etrafı inceliyordu.

''Güneş,'' diyerek dürttü beni Merve. ''Gel, gel hadi bir lavaboya gidelim.'' Onlar, nişan masasına yavaş yavaş yürürken, Merve de bir yandan beni çekiştiriyordu. Tek kelime etmeden, beni çekiştirmesine izin veriyordum.

''Hadi çık sen,'' dedim lavaboya girdiğimizde. ''Bir elimi yüzümü yıkayıp geliyorum ben.''

Merve, hiç gitmek istemese de beni zorlamamak adına lavabodan çıktı ve beni içimde kopan fırtınalarla baş başa bıraktı. Madem, bunu yapacaktın neden çıktın karşıma? Neden sana ısınmama izin vermedin? Babana beni sevdiğini söyleyip, bunu neden yaparsın zarar görmemem için mi? Böyle çok daha iyiydim ya sanki...

''Güneş,'' dedi hayret dolu bir ses. Bulut'a aitti. ''Ne işin var burada?''

Şuan kızlar tuvaletinde olması umurunda değilmiş gibi, tek elini arkaya alıp kapıyı kapattı. Dolu gözlerimi görmemesi için, göz temasından kaçarak elimi fayansa yaslayarak aynadan kendime baktım ve elimdeki peçeteyi yüzüme bastırdım. Sorusuna cevap vermediğim için, öfkelendiğini tek yumruğunu sıkmasından anlayabiliyordum.

''Gitmek istiyorum,'' dedim ardından yüzümü saçlarımla kapatarak. Kapıya doğru hareketlendiğimde, güçlü elleri, bileğimi, mengene altına aldı ve yüzümü ona dönmemi sağladı.

''Buradan ne aradığını açıklayacaksın,'' dediğinde burnumu çektim ve yüzümdeki saçları hızlıca yüzümden kaldırdım. ''Sana hiçbir şey açıklamak zorunda değilim.''

Burnundan sert bir nefes verdi ve gözlerini yavaşça kapatıp, derince kokumu içine çekti. ''Değilsin, Güneş.'' Gözlerimi bile kırpmadan ona bakıyordum. ''Ama açıklayacaksın.''

''Bırakır mısın beni?'' derken soran gözlerle ona bakıyordum. Ama Bulut, zerre umursamadan hatta cevap bile vermeden, sanki hiç duymamış gibi sorusunu yineledi.

Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. ''Mervelere yardım olması için, bir geceliğine bu işi yapacağız. Bu ayki kirayı ödeyememişler, ev sahibi de çıkarmakla tehdit etmiş.'' Cümlemin sonuna kadar beni dikkatle dinledi ama öfkesi daha da artmış, göz bebekleri irileşmişti.

''Şerefsiz,'' diye homurdandı ağzının içinden de olsa, etraf sessiz olduğu için rahatça  duyabilmiştim. Lavaboda olmamız içerideki yoğun gürültüyü oldukça bastırıyordu. ''Neden bana ya da Semih'e anlatmadınız bu durumu?'' dediğinde şaşkınlıkla ona baktım.

''Nişanlı bir adamdan yardım dilenecek kadar gurursuz değilim,'' dedim boğazımdaki yumruyu yutkunarak yok ederken. ''Canımı yakma daha fazla Bulut. Kaldıramıyorum, lütfen bırak beni. Bırak da gideyim, işimi yapayım. Arkadaşıma yardım etmemi engelliyorsun şuan.''

ÇOCUKLUĞUM | LiseWhere stories live. Discover now